Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '07

 
Kategori
Haber
 

Oyunların bile belli kuralları var...

Oyunların bile belli kuralları var...
 

Öğrencileri eyleme götürmek için İnönü Üniversitesi'nde 14 Nisan'da yapılacak sınavlar ertelenmiş. Üniversite için bu kadar önemli olan hadise nedir acaba?

Demokrasilerde halk ve sivil toplum örgütleri bir anlamda denetleme görevi de yaparlar. Devlet zaten halk için var olduğuna göre, görevi halkın memnuniyetini sağlamaktır. Bu bağlamda yasal çerçeveler içinde görüşlerini açıklayan, tepkilerini dile getiren hiç kimseye kızmaya hakkımız olamaz.

Gençler, bu ülkenin geleceğini emanet edeceğimiz insanlardır. Elbette her konuda söz ve fikir sahibidirler. Üniversiteler ise ülkenin akademik yoğunluğunu bünyelerinde barındıran, gençliğin ve aydınların yetişmesine en önemli katkıyı sağlayan kurumlardır. Onların da başta eğitim konuları olmak üzere ülke yönetiminde söylenecek sözleri elbette olmalıdır.

Demokrasi, bir yönetim sistemidir. Kendi içinde oturmuş kuralları vardır. Bunların uygulanması sayesinde, neticeye varmak mümkün olur. Kuralların bir kerecik uygulanmaması, bu seferlik göz yumulması, benim hatırım için vazgeçilmesi gibi, şark usulü alternatifler, sistemi sadece işlemez hale getirir.

Benzinli bir otomobili mazotla çalıştırabilir misiniz? Hayır…

Demokratik kurallar, yasama ve yürütme organının nasıl belirleneceğini Anayasa ve yasalarda açıkça ortaya koymuştur. Bu çerçevede Türkiye yeni bir seçim dönemi geçirmiş, seçim öncesi parlementoda bulunan partilerin hiçbiri barajı aşamayarak hepsi meclis dışında kalmıştır.

Belki şimdiye kadar hiçbir demokratik ülkede görülmeyen bu sonuç, elbette bazı siyasi görüş sahiplerinin canını sıkmış olabilir. Ama hep bizim kazanmamızı sağlayan kurallar, kaybettiğimizi gösterdiğinde, bu kuralı yok mu sayacağız?

Son zamanlarda bulmaca meraklılarının meşgul olduğu yeni bir oyun var: Sudoku… Dokuz karelik dokuz tane kutunun üçer üçer yan yana gelmesinden oluşan bu oyunda, her sıraya birden dokuza kadar rakam yazıyorsunuz. Kural çok basit. Her sırada ve her dokuzluk karede rakamlar sadece bir kere yazılacak.

Ben bazen vakit geçirmek için elime aldığımda oyunun sonlarına doğru, bir rakamı iki kere yazarak ancak doldurabildiğimi farkediyorum. İnsan o kadar sinirleniyor ki, bütün uğraşınız boşa gitmiş oluyor. Ya yeniden hepsini silip baştan başlamak zorundasınız, ya da elinizdekini yırtıp atmak…

Vakit geçirmek için icat edilmiş bir oyunun bile kuralları var. Hiç kimse size niye iki rakamı aynı yere yazdınız diye sormuyor ama, biliyorsunuz ki bu kurallara aykırıdır. Ve siz oyunu başaramadığınızı kabulleniyorsunuz.

İsterseniz bile bile kendinizi başarılı sayabilirsiniz, hiçbir engel yok…

Evet, seçimler sonunda Türkiye’de iki partili bir meclis oluştu. Bu meclisten çıkan bir hükümet 4, 5 yıldır ülkeyi –iyi veya kötü- yönetiyor. Bizim adımıza birçok işler yapıyor. Uluslar arası boyutta lehimize veya aleyhimize olacak kararlar alıyor, alınan kararlara imza atıyor.

İlk kez Türkiye’de seçimlerde 4 yılı aşan bir istikrar süreci yaşıyoruz. Şimdi bu parlamento, süresi biten bir cumhurbaşkanlığı seçimini yapmakla karşı karşıya… Gönlümüzde yatan farklı aslanlar olabilir. Ancak durum ve şartlar bunu icap ettiriyor.

Cumhurbaşkanının nasıl biri olması veya olmaması konusunda da herkesin fikir beyan etme özgürlüğü var. Yasalar çerçevesinde, ahlâki boyutları zorlamadan, işi kişisel hakaretlere götürmeden yine herkesin yandaşı veya karşıtı olduğu kişileri belirtmeye, onların propagandasını yapmaya da hakkı var. Ama bir üniversitenin, öğrencilerini ve öğretim üyelerini zorla bir protesto toplantısına götürmeye ve bunun için önceden belirlenmiş sınav tarihlerini bile değiştirmeye hakkı yok sanıyorum.

Üniversiteler kurum olarak sistemin bir parçasıdır. Devlet içinde resmen bir kurum diğer kurumla karşı karşıya gelebilir mi?

Bir protesto toplantısı düzenlenebilr. İsteyen bu toplantıya da katılabilir. Sınavı olmayan öğrenciler hatta sınava girmekten vazgeçen öğrenciler de bu toplulukta yer alabilirler. Ancak Üniversite kurum olarak âdeta o günü tatil edip, sonra da kiraladığı arabalarla öğrencilerini ve öğretim üyelerini bir yerden bir yere götüremez.

Yasalarda bunu açıkça yazan bir hüküm olmasa bile akıl ve mantık bunu ancak böyle izah edebilir.

Bilimsel toplantılar organize edebilmek, öğrencilerin eğitimine katkıda bulunacak gezi ve toplantılar tertipleyebilmekte bu mahareti gösteremeyen yöneticilerin, iş siyasi bir tavır sergilemeye gelince akla hayale gelmedik çözümler üretebilmesi, insanın aklına sanki bilimselliğe ve ciddiyete gereken önemin verilmediği gibi bir kuşku getirmesine fırsat veriyor.

Temennim, bu teşebbüsün sadece adı geçen üniversiteyle sınırlı kalarak, yapılan yanlışlığın açıkca ortaya çıkmasıdır.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..