Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Öz-lemek yaman kelime

Öz-lemek yaman kelime
 

”Bu yazıyı okumadan yazıyorum...
çünkü burada beni bekleyen bir yazı bulunsun istiyorum..
önceden böylemiydi ya..her daim sıcak ekmek tadında bir yazı bir konu olurdu” demiş sevgili nescafe’m

"aklıma kadeh tutuşların geliyor
çiçek pasajı'nda akşamüstleri
asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
..." cemal süreya

Bu şiirler başlamak istedim bugün nedense…

Özlemek ne güzel ve ne hüzünlü bir duygudur öyle, acı ile karışık hem acıtan hem tat veren bir yoğunluk.

Ne çok şeyi özlüyoruz değil mi? Hepimizin özlemleri ne kadar çeşitli ve farklı yaşlarımızla ne kadar bağlantılı ve özlemek sanırım insana özgü bir duygu.

Türkçemizin "öz" kökünden türeyen yine süper bir kelimesi, demiş bir öz-leyen.

Sevdiklerinden yoksun kaldığında insanın en alakasız şeye bile hasretlik duyması, askerdeki bir adamın evine giden şehir içi dandik bir otobüsü, mahalle bakkalının şeker kavanozun da ki akide şekerlerini, özlemesi gibi.

Neleri özlüyoruz…

Gözler dalıyor gidiyor uzaklara.

Çocukluğunun o masum sevinçlerini özlersin çok zaman sokaklarda kan ter içinde yüzleri her gün biraz daha silikleşen kaybolan çocukluk arkadaşlarını,

Gazoz kapağı bulmak için gezdiğin o sokakları, kiremitleri üst üste dizerek tüm çocukların ortaklaşa alıp gözü gibi koruduğu o topla dalya oynamayı özlersin bazen gülümseyerek…

Yüreğini titreten o ilk aşkını özlersin bir daha o titreyişi duyamadığın gençlik aşkını özlersin, sokaktaki pamuk helvacıyı anımsarsın sonra, yalvar yakar annenden kaptığın para ile gözlerin parlayarak kirli ellerinle uzatırsın parayı zafer kazanmış kumandan edası ile helvacının avucuna bırakırsın sevinçle.

Annesini kandıramayan diğer çocuklara kibirle bakarak keyifle.. dayanamaz paylaşırsın elbet şeker damları parlayan pamuk helvanı tadı damağın da kalarak.

Akşam olunca annenin avaz avaz bağırarak seni eve çağırmasını özlersin.

Hangimiz duyardık ki annemizin sesini, duymazdan gelir kadını tık nefes yapardık bu da özlenir mi? özlersin.

Tehditlerini; “baban gelince görürsün sen gününü” demesini özlersin…

Yaprak dökümü gibi gelir ayrılıklar. Gidenleri özlersin dedeler, babaanneler anneanneler sırasız gidenler…Sadece özlersin ve anılarını canlı tutmak için çokça özlersin.

Bazen de yatağa düşen saç tellerini toplar saklarsın, Bir kenarda sessizce yığılmış kalmış hüzünle bekleyen atkısını koklar kokusunu içine çekersin. Bakım sorunları nedeniyle uzaklara yolladığım oğlumun giderken çıkardığımız tüm giysilerini ona kavuşana kadar yıkamamıştım gözlerim dolu dolu oluyordu her dokunuşumda. Ya bu özlemek ne sakat bir duygudur böyle.


Çok zamanda bahar kokusunu kışın o insanı ürperten ayazında burnunu ucunda duymaktır özlemek,
Ya da her telefon çaldığın da kaybettiğin babanı ya da annen sanarak koşmaktır telefona,

Dizlerindeki çürükleri şimdiki kalp sızılarına tercih etmektir,
Sıcak ekmek alabilmek için fırıncının küreğini o sıcacık fırına girişini ve dumanı tüte tüte çıkışını saman renkli ambalaj kağıdına ekmekleri sarıp o soğuk kış gününde ellerinde yaz sıcağını hissetmeği özledim.

Özlemeyi özledim ben. Unutuyor muyuz ne yıllar geçtikçe yaşananları. Şöyle bir bakıverdim özlemekle ilgili yazılara sadece özlenen sevgiliden bahsetmiş çoğunluk…Özlenen ne çok şey var aslında.

Yazmak için uzun ve keyifli anlarımı özledim bir de ben…

Sevgi ile özlemlerinizle kalın efendim, nice kavuşmalara.

 
Toplam blog
: 292
: 1094
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Yazmaktan hoşlanan... Kelimeleri renklendiren bir sihirbazım ben.. Bodrum'da yaşamaktayım.. Sev..