Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '10

 
Kategori
Edebiyat
 

Özdemir İnce'nin P.P. ödülüne sevinmeli miyim?

Şair Özdemir İnce Bulgaristan’ın Dimitrovgrad Belediyesinin Penyo Penev adına verdiği uluslararası şiir ödülünü aldı.

Şair Penyo Penev’in 80. doğum yılı dolayısıyla verilen ödül Kültür Bakan yardımcısı Todor Çobanov tarafından Özdemir İnce’ye verildi....

Dimitrovgrad, her gün küçülen, 1980 yılında nüfusu 80 bin iken 2009 da 50 bine düşen bir küçük kent. Özdemir İnce’ye bir de hemşerilik belgesi vermişler. Bu ödülün bir önemi de Özdemir İnce’nin anlatışına göre, on yılda bir verilmesiymiş. Tabii bu nüfus azalmasıyla iki on yıl sonra bu kent yerinde olmayabilir ve
Özdemir İnce’de kentin tek hemşerisi olarak elindeki belgeyle kalabilir.

Acaba Özdemir İnce’nin bu ödülüne sevinmeli miyim, üzülmeli miyim yoksa küçümsemeli miyim diye düşünüyorum.

Uzun zaman yurt dışında kalan kişiler, kendilerine Avrupalılar tarafından nasıl bakıldıklarını, aşağı görüldüklerini, hep işçi olarak düşünüldüklerini bilirler.
Türkiye ile ilgili küçücük bir başarı bile onları gururlandırır, bir anlık sevinmelerini sağlar. O uzakta, gurbette, başka bir ülkede bir anlık sevinme bile o kadar önemlidir ki, bunu ancak orada yaşayanlar, yaşamış olanlar anlayabilirler.
Orhan Pamuk’un Nobel ödülü alması bundan da öte daha büyük bir sevinç ve gurur sebebiydi. Daha güzel bir başarı olabilir miydi. Hele sizi hep işçi ve cahil görenlere karşı ülkenizin bir insanı edebiyat ödülü alıyordu. Bu olayı çok önemsemiştim.

Orhan Pamuk’un Nobel ödülüne ilk tepki Özdemir İnce’den geldi. Orhan Pamuk’a Nobel ödülü nasıl verilirdi. Söylediği bir sözden dolayı verilmişti, haksızdı gibi karşı söylemlerini hatırlıyorum. Özdemir İnce deyince maalesef aklıma gelen ilk gelen bu.

Sanki Türkler öyle bir ödül alamazdı.

Ama ben yine de seviniyordum. Bardağın dolu tarafını görmeye çalışıyordum.

Bu tamamen bir şark düşüncesiydi. İstanbul’un Avrupa yakasında olsak da, ne kadar özgürlük, barış, kardeşlikten söz etsek de, şark hissiyatımızın beynimizin karanlık bir köşesinde yattığını, yerel prangalardan kurtulamadığımızı gösteriyordu.

Halbuki İ.SK. nün 1994 yılında çıkan, kapağında Özdemir İnce’nin resmi olan özel kasım sayısında, o zamanki MEÜ Rektör yardımcısı Prof. Türker Özsayar, eski Mersin’i ve Özdemir İnceyi anlatışından ve Özdemir İnce’nin bir şiirlerinden etkilenmiştim. Şöyle diyordu ‘’Şimdi ne yazık ki acımasızca bir beton düzlüğe dönüştürülmüş olan Belediye Bahçesinin kenarına vuran denize karşı, ağaçların ılık gölgesinde oturur şiirden söz ederdik’’.

Ve şiirinde;

Hiçbir şey Akdeniz’den daha güzel olamaz
on sekiz yaşının buruk saatlerinde
taş ve demir işleyenlerin
pamuk ipliğinin dilini çözenlerin
her türlü oymaları en güzel oyanların
selvi ve sandal ağacını ve bütün ağaçları en iyi tanıyanların
Hititlerden beri bütün işlerde en hünerli olanların
bir kör düğüm gibi bağlanıp adandığı
ve benim bir sabah Mersin’de gördüğüm
kartal tüylü kocaman bir hayvana benzeyen
ak bir güvercin yavrusu kadar alımlı
vermeyi bilen eşsiz ince deniz

diyordu.

Mersin’le ilgili yazılarında hala göçü ve göçle gelenleri suçlayan, her seferinde Mersin’den biraz daha uzaklaştığını, yeni Mersin’i tam anlayamadığını düşünsem de, sırf Mersin’in adını Hürriyet gibi bir büyük gazetede duyuruyor diye önemsiyorum.

Tabii önemli bir şair ne yazarsa önemli oluyor. ‘’Piyer Lotti’ye Hıyar Lotti dendiğinin esprisini yapınca da’’ edebi değerde ve önemli.

Hürriyet’te çıkmak çok önemli tabii. Değil Hürriyette ilavesinde bile. Sinan Tanyıldız’ın Çukurova ilavesindeki, çoğunun anlamını çözemediğim yazılarını da okuyunca ‘’hep vardır bir bildiği anlayamamışımdır’’ diye düşünüyorum.

Ama ben son Mersin yazıların da Mersin’den biraz daha uzaklaşmış görsem de yinede yazılarını gurur duyarak okuduğum Özdemir İnce’yi, bir dünya ödülü yerine Bulgaristan gibi küçük bir ülkenin, Mersin’in bir ilçesi kadar küçük bir belediyesinin çok tanımadığımız bir şairinin, Kültür Bakanının kendi gelmeyip, yardımcısına verdirdiği bir ödülü aldığı için kutluyorum.

Kendinin de bir gün Orhan Pamuk gibi bir dünya ödülü almasını kalpten dilerim.

HARUN ARSLAN
 
Toplam blog
: 20
: 2287
Kayıt tarihi
: 31.01.07
 
 

Merhaba, Yıllardır okumaya ve yazmaya çalışıyorum.  'Blog' teknik olarak yazı ve fotoğraflarımı i..