- Kategori
- Şiir
Özdemir İnce Şiiri
Can torunum Onurcan
Özdemir İnce,
Şiir ve Gerçeklik,
Yazınsal Söylem Üzerine,
Tabula Rasa
kitaplarıyla kalıcı olmasını sağlayan bir düşün ve sanat adamımızdır.
Şiir ve Gerçeklik, imge, şiirsel gerçek, anlam gibi şiirin temel sorunlarını ele alır. Şiir ve yazı nedir? Şair ve yazar kimdir? Şiirin “patikaları”nı, “çıkmaz sokakları”nı gösteren bir göstergeç. Bugüne değin söylenenlere bir başkaldırı özelliği taşır.
Tabula Rasa, şiirsel söylem üzerine bir derin bakış. Sanatsal yaratının oluşumu, okunuşu, yorumu, eleştirisi Metin Eloğlu, Cemal Süreya, Edip Cansever,Turgut Uyar üzerinden örneklendirilir. Yapı, biçim, anlam, ses katmanları ile bunların kendi
aralarındaki etkileşimleri belirleyen bir başvuru kitabıdır.Sanatı algılamaya yönelik temel sorulara kalıcı yanıt verir.
Yazınsal Söylem Üzerine,okuma, yazma eylemi üzerine denemelerden oluşuyor.Sanatsal yapıt bilgi edinmek, öğrenmek için değil, güzel duyusal gereksinim içindir.Bu kitapta Cumhuriyet dönemi edebiyat, şiir ve eleştirisiyle bir hesaplaşma yer alır.
Mehmet Fuat,
“Bu üç kitap Özdemir İnce adının edebiyatımızda saygın bir yer almasına yeter.” diyor. (Aydınlık Kitap, 11 Kasım 2013)
Celal Soycan,
“Bu üç yapıtla yüzleşmeden şiir yazmak peşin başarısızlıkla sonuçlanır.”
(Aydınlık Kitap, 11 Kasım 2013)
Özdemir İnce’nin şiiri materyalist bir metazik görünümündedir. İnce’nin şiiri, bilimsel bilgiyle metafizik evrene ilişkin sezgisel, duyusal, sözel ve yazısal bütün dilsel yığınaklarla sarmallaşarak kendi gerçeğini kurar.
Bilgibilimsel (epistemik) olanla varoluşsal (ontik) olanın arasında gerili zihinsel engeli aşar. Bu katmanda metafizik şiire kolaylık sağlar. İnsana özgü bulanık öykünün anlamını açar.Bireyin kişisel ve toplumsal eylemini bir bütünlük içinde anlamlı kılar.
Bir şiiriyle örnekleyelim.
Ölü Öldü
Küller başıma! Toprak başıma!
ellerim ayaklarım da küllerle yıkansın
beyaz patiskayla bağlansın çenem.
İşte ölü öldü! Yürek pınarımda büyüttüm
canevimde yaşadım seni, istersen gene yaşarım
girdikten sonra bir kez güneşli yaşamına
Son görüntü bu, nasıl gideceğini bilmeyen,
Üzerinde kirli duvarların, ıslak taşların:
ne gözyaşları, ne kolları ekmek dolu şarkılar !
Küller başıma! Toprak başıma!
Öyle zor ki hasretine göz yummak; aldırmamak
nisan gövdene bir kez sarıldıktan sonra
İşte ölü öldü! Yaşsız gezgini, aşksız süvarisi
rüzgarsız alanların, çiçeksiz balkonların;
geride, ne bir ad, ne bir adres, ne bir imza
bir mektup sadece, belki de bir isyan:
“Çiçek göndermeyin cenaze törenlerine sakın,
kent sellerinde boğulmuş olanların!”
Özdemir İnce’nin şiiri derin, bilge, ozanca! Şiirdeki giz arka planda kendini duyurur. İnce, şiirini dil ve anlam diyalektiğinde yapılandırarak kendine özgü şiirselliğini kurar.