Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '11

 
Kategori
Güncel
 

Özdil'in düdükleri yeni mi keşfedildi?

Özdil'in düdükleri yeni mi keşfedildi?
 

Yazıyorrr... Medya eleştireni istemiyorrrr...


Önce şike, sonra reyting derken kokuşmuşluklar bir bir dökülüyor ortaya. Bu doğrultuda da yazılar birbiri ardına sıralanıyor köşelerde. Bunlardan biri da Yılmaz Özdil’inki. Reyting sahtekârlığının yeni olmadığını ve patronlarca da bilindiğini belirtip bunun TRT tarafından denetimi ele geçirmek için gündeme getirildiğini vurguluyor. Arkadan gelen yazısında da medyanın pisliklerini, karşılaştığı işi kotarma durumlarını, yapım pazarlamacılığına soyunan TV eleştirmenini açıklıyor.

Özdil’in bu satırlarından önce kaleme aldığım ‘Yatakla Dudak Arasında Köşeler Kapılırsa’ başlıklı yazımda medyanın kokuşmuşluğunu zaten dile getirdiğim ve Özdil’in adını açıklamadığı eleştirmeni gayet iyi bildiğim için bu yazılar bana ‘gece söylenen günaydın’ gibi geldi!

Bu tür sefil tekliflere onca zaman şahit olup da söylememek doğru mu? Sırıtarak gittiği belirtilen o TV eleştirmeni, mesut bahtiyar köşesinde oturup ahkâm kesmeyi sürdürüyorsa; ali cengiz oyunlarıyla yükselenler varlıklarını katlıyorsa bunu ‘Aman ses etmeyeyim yoksa köşem gider’ zihniyetiyle üç maymunu oynayanlara borçlu değiller mi? Tıpkı ellerinde ‘dosya’ sallayıp ‘Konuşursak çok taşlar yerinden oynar’ diyen siyasetçiler gibi medyada köşe tutanlar da zaman zaman çıkıp böyle açıklamalar yapar. Ama nedense her şey aynı tas aynı hamam sürer gider.

Zaten Özdil’in dile getirdiği pek çok benzerinin içinde tek bir örnek. Eşleri, hısım akrabaları PR şirketi işleten TV eleştirmenleri, magazinciler medyada belli köşelerde kurum kurum kurulmakta… Doğru kişilerle kırıştıranlar en azından ‘muhabir’ etiketiyle hava atmanın keyfini yaşamakta! Bunlar ‘kör gözüne’ misali ortalıkta dururken kimsenin umurunda olmuyorsa… Kendi grubuna ait TV’de yayınlanırken övdüğü dizi rakip grubun kanalına geçtiğinde kötüleyen ‘TV Eleştirmeni’ sıfatına layık bulunup ‘TV Ödül Töreni’ne jüri olarak çağrılıyorsa… İçkinin etkisiyle tüm yazılarını asistanına borçlu olduğunu itiraf edenler, falanca dizideki hatayı bulan dikkatli eleştirmen olarak gösteriliyorsa… Ne teklif eden sırıtıkların, ne moruklara kendini sunan çıtırların, ne de ‘düdük’ gerekliliğini savunan patronların kınanmasına gerek yoktur.

Kokuşmuşlukla kaynayan medyada, tencerenin patlamaması için (aslında kendi çıkarlarının patlaması için) yaratılan ‘düdük’lere helal olsun. Parayı veren düdüğü çalar!

Anibal Güleroğlu http://www.sinematur.com

 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..