Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '09

 
Kategori
Mağazacılık
 

Özdilek'te 1.5 saat rehin kaldım

Özdilek'te 1.5 saat rehin kaldım
 

Özdilek, yerli sermaye tercih edecekleri saygıyla karşılamalıdır.



Aklımca bir balkon keyfi yapacaktım o akşam!..

Masa ve sandalyeler eskimiş, yenisini almaya karar vermiştim. Geçen hafta da bir gazete arasında, Koçtaş'ın bana yakın mesafede açılan yeni mağazasının adresi ve ürün tanıtımları vardı.

Yeni Koçtaş, Antalya'nın Dokuma semtinde; yeni yapılan Özdilekpark Alışveriş Merkezi'ndeydi.

Bir yakınımın otomobiliyle çıktık yola. Fabrikalar Mahallesi yönündeki giriş kapsından girmeye çalışıyoruz; dümdüz Antalya'nın orta yerinde, karşımızda 60 derecede yapay yokuş! Tırmandığınızda asık suratlı güvenlikçiler yönlendiriyor sizi. 20 metre ileride, ihtilal günlerini anımsatan bir tabloyla karşılanıyor; aracın iki yanında bu kez silahlı 2 asker değil, ellerinde dedektörlerle iki güvenlik görevlisi! Aracınızın altında sanıyorum bomba arıyorlar!.. 3. sü de 'bagajı aç!' komutu veriyor, bagajınıza kadar kontrol ediyorlar. Sonra da alt ya da üst otoparka yönlendiriyorlar; Üst otopark otogazlılar için. Bizim araç da yukarıda park etmiş oldu.

Girişimiz böyleydi; potansiyel terörist(!) kontrol edilmişti artık!

Koçtaş zemin katta, yürüyen merdivenlerle gayet rahat indik.

Alışverişimi yapıp ürünün teslimini istediğimde, bizim çile başladı. "Alt otoparkta 'ürün teslim kapısı' var, oradan alacaksınız" diyordu Koçtaş görevlisi. Aracımızın gazlı olduğunu otoparka almadıklarını belirtmeme karşın o hala, "o kapıdan alacaksınız" diyordu. Orada bir problem yaşanacağını, başka çözüm üretmelerini ısrarla söylememe rağmen, başka bir seçenek çıkartılmadı çözüm olarak.

Gittik yine o 'dedektörlü güvenlikçiler'in yanına. Korktuğum başıma geldi, red yanıtı aldık. Anlatıyorum; "park etmeyeceğiz beyefendi, buradaki bir mağazadan satın aldığım bir ürünü teslim alıp çıkacağız" diyorum, olmuyor. Israr ediyorum, amirini arıyor. Oradan da olumsuz yanıtı, telsizinden birlikte duyuyoruz.

Tanrım!.. Çıldıracağım!..

Artık sesim iyice yükseldi, etraftan da bizi izliyorlar. "Antalya'da birçok mağazaya girip çıkıyorum, en şanlısından en mütevazısına kadar, böyle bir uygulama yok. İhtilal günleri gibi araç araması yapıyorsunuz, sorun çözmüyorsunuz" diyorum... Ne yaparsam yapayım, hangi yolu denersem deneyeyim olmadı. "Gidin alışveriş yaptığınız mağazadan çözün" işinizi deyince, o tek çözüme yöneldim. Ama "görgüsüzün bir oğlu olmuş, tutmuş şeyini kopartmış" diyerek de uygulanan güvenlik rezaletine vurgu yapmayı ihmal etmedim. Saatler ilerliyor ben bu kadar uğraşırken.

Tekrar indim ürünü aldığım birime. "Benim işimi ya çözün, ya da iade alın" diyerek son tavrımı koydum. "Siz alışveriş sepetine yükleyip buradan çıkartabilirsiniz yukarıya (aracın yanına)" diyor görevli. Ama oradaki teknoloji onada müsdait değil; yürüyen merdivenle inilip çıkılıyor, alışveriş arabasını çıkartabileceğiniz yürüme bandı değil!
Anlatıyorum durumu; "peki" diyor, "bizim mal teslim aldığımız kapı var, ürününüzü oradan almanızı sağlayacağım." Sinir katsayım yükseliyor, artık gerginlik her sözüme, her hareketime yansıyor; 1 saat 15 dakika oldu yaklaşık, bu ana kadar. Başka aldığım küçük ürünler de vardı, onlarla alışveriş arabası elimde yürüyorum, söyledikleri asansörün önüne, bir çok kişi sırada. Asansöre, bir alışveriş arabası ve birkaç kişi binilebiliyor. Orada birkaç görevli var, o sinirle çıkıştım onlara da; "buraya trilyonlar yatırmış adamların bu alışveriş arabalarını 1 kat yukarı çıkartacak bant sistemine kafaları çalışmadı mı, ya da projeyi çizen mimarın?" Yanıt yok!.. Ama durum aynen bu anlattığım şekilde. Zemin katta yaptığınız alışverişi, alışveriş arabasıyla çıkartamıyorsunuz, ya da epey bir süre asansör bekliyorsunuz bu dev mağazada.

AVM'de geçen süre 1,5 saat oldu, yolu tarif ettiler bize. Otoparkından çıktık, Dokuma yönüne gidip kavşaktan dönüp, mal teslim aldıkları depo önüne geldik. Depoya gelen malların arasından dolaşarak ulaştım bir görevliye. Derdimi anlattım, bilgi verilmiş zaten. Arabaya kadar bir görevli sırtında taşıyarak getirdi, çilemiz bitti!

O gün alışverişten nefret ettim işte!

Yabancı sermaye etrafımızı kuşattı, yerli bir mağazadan alışveriş etmek tercihimle, özenle seçmiştim oysa bu mağazayı.

O gün sinir sistemim çöktü, akşam saatlerinde çocuklarla beraber düşlediğim balkon keyfine kadar. İki duble rakı kendime ancak getirebildi.

Kâbustan kurtulmuştum!

***



Özdilekpark AVM için kendi internet sayfalarında şunlar vurgulanmış;

"Antalya'nın en büyük ve alternatifli alışveriş merkezi olması hedeflenen Özdilekpark'ın; konumu, müşteri odaklı mimarisi, mağaza karması, kalitesi ve teknolojisiyle modern bir alışveriş ve yaşam merkezi olarak tasarlandığını... '102 bin metrekare inşaat alanına sahip Özdilekpark Alışveriş Merkezi içinde hipermarket, yapımarket, elektronik marketler, departmanlı büyük mağaza, bowling, sinema, yiyecek-içecek, çocuk eğlence, Türk ve dünya modasının seçkin giyim ve aksesuar firmaları'nın yer alacağını..."

T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici Memnuniyetini ilke Edinen Firma Ödülü'nü 2004 ve 2006'da olmak üzere iki kez almış, bir kez de 2006 Tüketiciyle Dost Altın Kalite Ödülü almış bir marka, Özdilek.

*Güvenlik adına sergilenen bu saygısızlığa, işgüzarlığa kısa sürede son vermelidirler!

*Kendi sitelerindeki hedefleriyle, duyurularıyla çelişki içindeler, bir an önce kurtulmalıdırlar!

*"Sımsıcak Bir Gelenek" demişsiniz. 'Buz gibi bir gerçek'le karşı karşıya kaldım!

Henüz resmi açılışı yapılmayan Özdilekpark yetkilileri, umarım bir tüketicinin uyarılarına kulak verirler.










 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..