Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '09

 
Kategori
İzmir
 

Özel bir gün: 09.09.2009

Özel bir gün: 09.09.2009
 

Bugün; 09.09.2009, bol dokuzlu bir gün...

Dokuz dokuzluk bir gün desek, yeridir.

Böyle sayısal ahenk taşıyan günlere özel bir önem veriliyor.

Gazete haberlerine göre, bu gün evlenmek için insanlar sıraya girmiş.

Aslında her yılın böyle özel bir günü oluyor.

01.01.2001 den başlayarak, tüm sayılar için geçerli yani...

Ama 09.09.2009'un daha bir özel yani var ki, hem yüzyılın ilk onunun sonu oluyor, hem de "dokuz" sayısı daha bir ihtişam arzediyor.

Bugünün bizim için en önemli özelliği, elbette İzmir'in kurtuluş günü olmasıdır.

İzmir 87 yıl önce bugün, Yunan işgalinden kurtarılmış ve yeniden Türk egemenliğine girmiştir.

Aradan geçen bunca yılda İzmir, diğer büyük şehirler gibi, doğusundan aldığı göçlerle büyümüş, devasa bir köye dönüşmüştür.

Bugünün İzmiri 1922 öncesinin "Smyrna" sının "kozmopolit" yapısından kurtulmuştur ancak çarpık şehirleşme, yetersiz altyapı, gecekondulaşma gibi sorunlarla yüz yüzedir.

Fiziki anlamda böyle olsa bile, sosyolojik anlamda İzmir, bugün bir Türkiye ortalaması olmuştur. İstanbul kadar olmasa bile, İzmir'de de, kaç Ağrı, kaç Erzurum, kaç Tunceli var, saymakla bitmez...

İzmir'in bu karmaşık yapısı, belki de Smyrna'dan kalan "hoşgörü" ortamında yaşıyorsa da, bu durum bir yönüyle de şehrin sahipsiz kalmasına neden oluyor.

Şöyle ki, İzmirde söz sahibi olan etkili ve yetkili kişiler, kendilerini şehirlerine bir kimlik bağıyla bağlı hissetmiyorlar.. En azından zayıf bir bağ var.

Büyük şehirlerin bir tür handikapıdır bu.. Küçük şehirlerin idarecileri, çoğu zaman yedi sülasesi o şehirden biri olarak kendini şehrine daha bağlı hisseder. Buna göre de çalışır, hizmet üretir. Aksi durum, onun gelecekteki yedi sülasinin zan altında kalması olacaktır çünkü...

Ama büyük şehirlerin idarecileri çoğu zaman böyle bir baskı altında hissetmezler kendilerini..

Ne demek istediğimi sadece bir örnekle açmaya çalışayım:

Bugün İzmir Türkiyenin üçüncü büyük şehridir. Ancak futbolcu yetiştirme açısından belki de birinci şehridir. Türkiye liglerinde, bir yığın İzmirli genç top koşturur.

Buna karşılık İzmir'in Türkiye süper liginde hiç takımı yoktur. Neden?

Çünkü, şehrine sahiplenecek yönetici yoktur da ondan!..

Bakın Kayseriye, Konyaya, Sivasa, bir de bakın İzmire!...

Başka alanlarda örnek vermeye gerek görmüyorum. Bugün kendini İzmirli hissedenler, "İzmirliliği" sahilde balık yiyip rakı içmek, ayağında şepidik terlikler, bacağında şortlarla çekirdek çitmek olarak anladıkça bu iş böyle gider.

Bir şehiri yaşamanın zevki, o şehri "yaşatma"nın sorumluluğu ile birlikte olmalıdır. İzmir'i bu yönden şanssız bulduğumu açıkça ifade etmeliyim..

İzmir'de otuz yıla yakın bir geçmişim var. Burası doğduğum şehir değil ama doğum günlerimiz aynı..

İzmirin doğum günü: 09.09.1922, benim doğum günüm: 09.09.1957

Belki bunun da bir anlamı vardır.

İnsanlar ölür; şehirler yaşar. Geride ince bir iz bırakabilirsek ne ala!..

Tebrikleriniz için, şimdiden teşekkürler..:))
 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..