Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '14

 
Kategori
Eğitim
 

Özel Eğitim Hizmetlerini yönetmek

Özel Eğitim Hizmetlerini yönetmek
 

Milli eğitim bakanlığının özel eğitim konusundaki uygulamalarla ilgili olarak yürütücülere etkin bir yol göstericilik rolü oynayabildiğini söylemek oldukça zor. Özel eğitim faaliyetleri eğitim sistemimiz içinde yeterince tanınan, bilinen, gerektiği gibi uygulanan faaliyetler olmaktan uzak görünüyor. Özel eğitim faaliyetleri özel ve resmi kurumlar aracılığıyla yerine getirilmeye çalışılıyor. Geçmişteki uygulamalara göre son yıllarda özellikle sosyal devlet anlayışının gelişmesi ile birlikte özel eğitime verilen önem gelişiyor gibi görünse de sistemde hala önemli sorunların olduğu görülüyor. Özel eğitime ihtiyaç duyan bireylere yönelik eğitim faaliyetlerinin yaygınlaştırılması amacıyla bu alanda hizmet üreten özel kuruluşlara önemli miktarda kaynaklar aktarılmaktadır. Bu uygulama bireylerin aldıkları eğitimle edinecekleri kazanımlar dikkate alındığında belki küçük bir meblağ olarak görülebilir. Gerçekten de bireylerin kendi ayaklarının üstünde kalmalarına katkı sağlayacak eğitim faaliyetlerine harcanan parayı bir kayıp olarak değerlendirmek yersiz bir yaklaşım olacaktır. Ancak bu faaliyetlerle ilgili uygulamaları daha sistemli, düzenli ve yararlı hale getirmek amacıyla uygulama sürecinin de çok daha etkin yönetilmesi gerekmektedir. Etkin yönetim, yapılan uygulamalarda zaman, emek ve maddi kayıpların yaşanmasını engelleyebilir.

Özel eğitim faaliyetlerini özel ve resmi kurumlar bünyesinde uygulananlar şeklinde iki başlıkta ele almak mümkün olabilir. Ancak özel de olsa resmi de olsa her iki şekildeki özel eğitim uygulamalarında en etkin ve olmazsa olmaz kurum Rehberlik Araştırma Merkezleridir. Özel Eğitim uygulamalarında Rehberlik Araştırma Merkezleri kritik bir konumda olmasına rağmen bu merkezlerin yapılanmasında, işleyişinde, yönetiminde, açılışında ve denetiminde önemli sorunların var olduğu görülmektedir. Rehberlik Araştırma Merkezlerindeki uygulamalardaki sorunlar özel ve resmi kurumlardaki özel eğitim uygulamalarının da aynı şekilde etkilemektedir.

Eğitimle ilgili her konuda olduğu gibi özel eğitim konusunda da başta gelen güç merkezi bakanlık merkez teşkilatındaki ilgili birimlerdir. Özel eğitim konusunda bakanlık merkez teşkilatında Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü yer almaktadır. Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri ile ilgili kurumsal yapılanma bakanlık merkez ve taşra teşkilatındaki birimler yetkili birimler olmakla birlikte özel eğitimle ilgili asıl işlevler okul ve kurumlarda yerine getirilmektedir. Merkez ve taşra teşkilatındaki yönetim birimleri daha çok özel eğitimin mevzuat boyutundaki rutin onay ve takip işlemlerini yürütmekle adeta durumu idare etmektedir.

Özel eğitimle ilgili yapısal durum, mevzuat alt yapısı ve bilimsel bilgi birikimi ve uygulama sürecine ilişkin değerlendirmeler bu alandaki sorunların belirlenmesine de katkı sağlayabilecektir.

Özel eğitimin uygulanması sürecindeki yapılanmaya bakıldığında en üstte bakanlıktaki ilgili birimler, altta il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri, Rehberlik Araştırma Merkezleri, okul müdürlükleri ve en altta uygulayıcılar olan eğitim personeli şeklinde olduğu görülmektedir. Bu yapılanmada görev alan kişilerin özel eğitim konusunda ne derece yeterli bilgi, beceri ve tecrübeye sahip olduklarını belirlemek oldukça zordur. Milli Eğitim Bakanlığının bu konulardaki bilgi paylaşımı yeterli kanaati oluşturacak düzeyde değildir. Uygulamadaki gözlemler bu konuda kanaatlerin oluşmasında bir veri olarak kullanılabilir. Özel eğitim uygulamalarında görev alan personel sayısı okul bazında oldukça yetersiz düzeydedir. Yönetim birimlerinde bulunan kişilerin özel eğitim konusunda bilgi ve beceri düzeyleri de yine oldukça yetersiz düzeydedir. Bakanlığın her düzeyi için mevcut yönetici yetiştirme sisteminde önemli eksiklikler bulunmakla birlikte özel eğitim konusunda bu eksiklik çok daha büyüktür. Özel eğitimin bakanlık düzeyindeki uygulamalarının değerlendirilmesi özel eğitimle ilgili bakanlığın aldığı kararlar, çıkardığı yazı, program ve diğer düzenlemelere bakılabilir. Bakanlığın bu çerçevede yaptığı çalışmalara, düzenlemelere bakılınca önemli sorunlarla karşılaşılmaktadır. Özel eğitim genel eğitimin bir alt dalı olarak eğitimin genel sorunlarından bağımsız ele alınamamaktadır. Eğitimin genel sorunlarına bakıldığında kurumsallaşmadan çok kişilere bağlı bir işleyişin varlığı her aşamada göze çarpmaktadır. Gelen bakanın veya yönetim makamlarına oturan kişilerin anlayışları genel işleyişi etkilemektedir. Bu durum MEB’in adı milli olmasına rağmen milli bir politikanın olmadığı bakanlık olarak nitelenmesine de neden olmaktadır.

Özel eğitim konusunda mevzuat alt yapısı uzun yıllar olduğu gibi kalmakta, mevzuatın getirdiği düzenlemeler açık olmadığı için sürekli bakanlıktan görüş sorulması ihtiyacı duyulmakta, özel eğitimin asıl uygulandığı yerler olan taşradaki eğitim kurumlarında kullanılacak araç gereç, yöntem-teknik ve diğer uygulamalar tamamen işin başındaki kişilerin anlayış, beceri ve yeterliğine terk edilmiş durumda bırakılmakta, hazırlanan programların uygulanma durumlarına özgü değerlendirmeler yapılmadığından programlar uzun yıllar boyunca olduğu gibi bırakılmakta, özel eğitim faaliyetlerinde can alıcı noktalarda yer alan Rehberlik Araştırma Merkezleri tıpkı eğitim kurumları gibi kendi başlarına bırakılmış durumda faaliyetlerini yürütmeye çalışmaktadır. Özel eğitim alanındaki teorik açıklamaların uygulamada hayata geçirilmesini sağlayacak somut uygulama örneklerini gösteren kaynak, araç gereç hazırlanması konusunda bakanlığın önemli adımlar atması gerektiği halde şimdiye kadar BEP hazırlanması konusunda çıkarılan genel açıklamaları içeren kılavuz dışında fazla bir ürüne rastlanamamaktadır.

Eğitimin bir alt dalı durumundaki özel eğitim uygulamalarının bu sorunlardan kurtulması amacıyla bakanlık merkez teşkilatında sorun odaklı bir yönetim yaklaşımının geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Sorun odaklı yaklaşım alandan sürekli haberdar olmayı gerektirmektedir. Alandan sürekli haberdar olunması ise üstten alta, alttan üste iki taraflı iletişim kanallarının etkin bir şekilde işletilmesine bağlıdır. Bakanlığın bakış açısı, alınan kararların uygulanmasında dikkat edilecek hususlar gibi üst düzey politikalarla teknik düzeydeki uygulamalar arasındaki uyum sürecinin etkin bir şekilde takip edilmesi, uygulama yanlışlarının düzeltilmesi kadar uygulamada karşılaşılan gerçekliğe uygun kararların alınmasının sağlanması bu sürecin etkin bir şekilde işletilmesine bağlıdır. Ancak son dönemlerdeki bakanlık düzenlemelerine ilişkin uygulamalara bakılınca merkez ile taşra arasında, bakanlık üst düzey makamları ile eğitim kurumları arasında bağın gittikçe güçsüzleşmekte olduğunun işaretleri görünmektedir. Bakanlık politikalarının uygulamada hayata geçmesini takip eden bir birim neredeyse yok gibidir. Her ne kadar elektronik ortamda güçlü ve yaygın uygulamalar söz konusu ise de elektronik ortamdaki kayıtlar gerçekliği yeterince betimlemekten çok uzak hatta aldatıcı bir unsura dönüşmektedir.

Yaşanan sorunlara gerçekçi çözümlerin bulunması ancak doğru bir teşhisle mümkün olabilir. Bu ise alanı doğru bir gözle görmekten geçmektedir. Özellikle eğitim kurumlarının yönetimi, taşra teşkilat birimlerinin yönetimi, bakanlık merkez teşkilatı birimlerinin yönetimleri arasındaki koordinasyon bu çerçevede büyük önem arz etmektedir. Etkin koordinasyon etkin yönetim, etkin denetimle söz konusu olabilir.   

 Ali Hikmet DEMİR

ahdemir35@gmail.com

 
Toplam blog
: 147
: 1198
Kayıt tarihi
: 26.09.08
 
 

Öğretmen olarak başladığım meslek hayatıma yönetim ve denetim konusunda aldığım yeni eğitimler sonr..