Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '13

 
Kategori
Sağlık
 

Özel hastanelerde çalışan doktorların Bağkurlu olması ve yetkililerin acizliği

Her geçen gün yeni bir yönetmelik ve yeni bir uygulama getirilen sağlık sektörü, tam bir karmaşa içersinde yoluna devam ediyor. Yenilikler ve düzen gelecek derken her geçen gün karışıklıklar daha da artıyor.

Performans sistemi dendi. Randevuyla hasta kabulü dendi. Hekimler sadece primlerini arttıracak hastalığı olan hastaları tedaviye yöneldi. Hastanelerde hastalara günlerce sonrası için randevu verilmeye başlandı. Birçok tetkik ve uygulama için hastalar eskisine göre daha fazla belli yerlere yönlendirilmeye başlandı. Sonuç hastaların mağduriyeti arttı.

İlaçlar SGK lılara ücretsiz olacak derken, reçetesiz ilaçlar verilmez oldu. Reçete yazdırmak için gidilen sağlık kuruluşlarına verilen katılım ücretinin çok zaman ilaçtan daha pahalı olması, hastaların bütçesine de ek bir külfet ekledi. İlaç ücretlerinin hastanın maaşından kesilen miktarı da çabası.

Hastalar açısından hal böyleyken hekimler ise devamlı değişen yönetmeliklerle ne yapacağını şaşırdı. Yok kapı genişlikleri değişecek, yok bekleme odası şu kadar metrekare olacak, yok müstakil bina olacak, yok bu, yok şu derken serbest çalışan doktorların bir çoğu ne yazık ki doktorluktan ve sağlık işlerinden anlamayan fakat hastane kurarak doktorlar üzerinden rant elde eden para babalarının elinde oyuncak olmaya başladı. Birçok yerde doktorlar asgari ücrete yakın bir ücretle çalışıyor. Doktorluk mesleği hiç bu kadar ezik duruma düşmemişti.

Hastane sahiplerinin bütün bu değişen yönetmelikler karşısındaki son uygulaması ise; ‘’Bünyesinde çalıştırdıkları doktorları Bağ Kur’lu yapmak’’ 

Bu şekilde hastane sahipleri, göz göre göre devleti kandırmaya yönelmiş oluyor; Ne yazık ki, yetkililer bu konuda aciz kaldıklarını açıkça beyan etmiş durumdalar.

Özel hastanede çalışan doktorların Bağ Kur’ lu olma uygulamasıyla, hastane sahibi prim ödeme, kıdem tazminatı ödeme, ihbar tazminatı ödeme gibi dertlerden kurtularak masraflarını önemli ölçüde kısmış oluyor. Bağ Kur’ lu olan doktorların da önceki birikmiş sigorta kıdem tazminatları yanıyor. Elbette bu kısılan masrafların büyük bir kısmı devlet bütçesi için kayıp hanesine yazılacak.

Ayrıca Bağ Kur’lu olan doktorların işyeri olarak bazısı evini, bir kısmı ise hastanenin bir odasını işyeri olarak göstermek durumunda kalıyor. Bu durum belediyelerin ve çalışma bakanlığının işyeri için uygunluk yönetmelikleriyle bağdaşmıyor. Bu işyerlerinin işyeri yönetmeliğine uygunluğu denetlenmeyecek mi? Yoksa buraları denetleme yapacak memurlar işini yeterince biliyor mu?

Hastane sahibi bu uygulama ile fazla mesai, nöbet, yıllık izin gibi dertlerden ve fazla mesai ücreti ödemekten de kurtulmuş oluyor. Bu da devletin kaybı ve ayıbı demektir. Çalışma Bakanlığı yetkilileri denetlemelerde bu açığı fark etmeyecek kadar bilgisiz değildir her halde.

Bunun dışında yılsonu cirosu üzerinden yıllık vergilerin hesabı var ki başlı başına olay. Bağ Kur lu doktor iş üretmiş görünüyor. Hastane ondan hizmet satın almış görünüyor. Aslında bu durum hizmet satın alma yönetmeliğine de aykırı gözükmektedir Hizmet satın alma ve işyeri kira makbuzları düzenleniyor. Cirodan masraf gösterilerek düşülüyor. Olası kötü niyetli bir hastane sahibi veya hastane sahibinin ölmesi durumunda vergisini ödemezse, vergi borcu doktorun üzerine gözüktüğü için, maliye doktorun yakasına yapışacak, hacizler doktora gelecek, yurtdışı çıkma yasağı doktorun sırtına binecek, ödenen vergi doktorun yıl içersinde ki kazancını sıfırlayacak ve hastane sahibi üzgünüm diyerek aradan çekilebilecek. Bir sürü hukuksal sorun ve bununla gelen işgücü ve iş verimi kaybı söz konusu

SGK yetkilileri ise bu uygulamaya izin verdiklerini belirtirken öne sürdükleri gerekçe komik olmaktan öteye gidememektedir. Zira Bağ Kur diye bir kavram artık yoktur. SSK, Emekli Sandığı ve Bağ Kur kısa bir süre önce tek bir bir bünyede toplanarak SGK olmuştur. Yetkililerin öne sürdükleri ikinci gerekçe ise daha da üzücüdür. Çünkü ‘hastane sahipleri, doktorlara verdikleri ücretin tamamını devlete gösterememektedir’, şeklinde bir  ifade söz konusudur. Oysa işveren hesaplarının tamamını devlete sunmakla görevlidir. Bunda bir aksama varsa devlet yönetmeliklerde yer alan şekliyle cezasını keser. Böyle bir acizlik göstererek yeni hukuksal sorunlara yol açacak yöntemler geliştiremez. Maliye ve çalışma bakanlığı yetkilileri ve denetçileri de kanun ve yönetmeliklere uymak zorundadır.Son olarak bu uygulamaya maruz kalanlardan iki doktorun örnek yakınmalarına kulak verilmesini ve yetkililerin hastane sahibi işverenler kadar doktorların da hakları olduğunu ve doktorluğun bir zamanlar kutsal bir meslek sayıldığını hatırlatmak  istiyorum;

‘’Bir yıldır Bağ Kur’lu çalışıyoruz. Daha önce tavandan ödenen SSK primimiz sıfırlandı. Evler muayenehane görünüyor. %100 vergili çalışıyoruz. Bağ Kur primimizi de kendimiz ödüyoruz. Hak edişin %20 si stopaja gidiyor. bir de gelir vergisi yıl sonunda ödeniyor. Evde hiç kullanmadığımız pos cihazları var. Bankalara da bunu aylık düşük ciro bedelini ödüyoruz. İşveren çok verdim zannediyor ama vergililerle zaten kuşa dönüyor rakam. Bu arada Bağ Kur hiç güvenilir gelir değil. Çoğu banka kredi bile vermiyor. Asgariden SSK lı olmak bile daha avantajlı. İzin falan insafa kalmış artık.Çalış çalış çalış...’’.

‘’Özel hastanelerde çalışan doktorun özlük hakları hakkında konuşan yok. Zorla Bağ Kur’lu yapılıyoruz. Hastaneye fatura kesmemiz isteniyor. Yıllık iznimiz yok öğle tatilimiz yok Cumartesi de çalışmak zorundayız. Çalışma saatleri hiçbir bakanlığın umrunda değil. Hiçbir güvencemiz yok hastane paramızı canı isterse vermiyor. İstediği kadar kesiyor. Özel hastanelere kadro verilmiyor. 65 yaş üstü doktorların diplomalarını kullanarak, yabancı kaçak doktor çalıştırılması teşvik ediliyor. Muayenehane açmamız engelleniyor. Doktor yok diyorlar ama kadrosuz işsiz bırakılmamızı istiyorlar. Doktor düşmanlığı bitecek gibi değil.’’

Umarız yetkililer bir an önce harekete geçer ve sağlık alanındaki bütün bu karışıklıklar son bulur. 

 
Toplam blog
: 106
: 597
Kayıt tarihi
: 13.02.09
 
 

1953 Denizli doğumlu, evli ve iki çocuk babası. Doktor dişhekimi, şimdiye kadar yayınlanmış yedi ..