Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '12

 
Kategori
Güncel
 

Özel Yetkili Mahkemenin bumerang etkisi,iktidar yara aldı...

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın İstanbul özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’nın terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK soruşturması çerçevesinde şüpheli sıfatıyla eski Müsteşar Emre Taner ve MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’i ifadeye çağırmasının ardından yaşanan bilek güreşi,   MİT’in savcılığagörev ve yetkisizlik itirazında bulunmasıyla farklı bir aşamaya gelindi.

 

MİT yaptığı başvuruda,“İfade için Başbakanlıktan izin alınması gerekir. Soruşturma Ankara'ya gönderilmeli.” dedi.

 

Dün Türkiye gündemini sarsan gelişmeler üzerine Ankara’da yaşanan yoğun trafik kamuoyunun dikkatinden kaçmadı. Medya gelişmeleri sürekli haber vererek devletin tepesindeki hareketliliği kamuoyu ile paylaştı.

 

Yaşanan gelişmeler Özel Yetkili Mahkemelerin yetkilerinin yeniden tartışılmasına neden oldu. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanması sonrası ortaya konulan tepkiler iktidar kanadında da karşılık bulmuştu. Hükümetin son bir aydır yaşanan gelişmelerden rahatsız olduğuna dair bilgiler MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın şüpheli sıfatıyla mahkemeye çağrılması üzerine CNN’de katıldığı programda T.Akyol tarafından gündeme getirildi.

 

Kamuoyu yaşanan deprem üzerine adeta ikiye bölündü. Bir taraf “yargı gerekeni yapsın” derken diğer taraf “Olur mu canım, MİT Müsteşarı üzerinden Başbakan’a gözdağı veriliyor.”savunması yapıyordu.

 

İktidar yandaşları arasında ortaya çıkan görüş ayrılıkları ilginç bir tablo oluştururken ortaya çıkan sonuç okuması “Yargının iktidarın çizdiği sınırlar içerisinde bağımsız” olduğunun teyidi gibiydi. Düne kadar yargıya yönelik yapılan eleştirilere “Yargı bağımsız” diyerek kulak tıkayan iktidar işin ucu kendisine dokununca ÖYM’lerin yetkilerinin daraltılması veya soruşturma/dava açmasının izne bağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılmasından söz ediliyor.

 

CMK’nın 2005 yılında değştirilen 250/3 maddesine göre  MİT Müsteşarının şüpheli sıfatı ile savcılığa çağrılmasına bir engel yok. Ancak 1983 tarihli MİT Yasası soruşturma açılabilmesi için Başbakanlık iznini şart koşuyor. Başbakan Erdoğan’ın  MİT yasasına göre hareket edeceği tartışma götürmüyor.

 

MİT yasası ile CMK’nın  çelişen maddelerinin değiştirilmesi için çalışmaların başladığına dair haberler şimdiden internete düştü bile…

 

 

Prof.Dr. Bahri Öztürk, değişiklik yapılırsa cinayet olur…


Bu arada CMK’nın düzenlenmesinde görev alan  Prof.Dr.Bahri Öztürk, Özel Yetkili Mahkemelerin kuruluşunu düzenleyen 250.maddesinin son fıkrasına atıfta bulunarak, “Orada ne deniyor, terör, mafya ve uyuşturucu suçlamalarıyla ilgili kim olursa olsun” deniliyor. Kim olursa olsun deniliyor. Bu ifadenin altını çiziyorum. Bu durumda o kişi MİT Müsteşarı da olsa şüpheli sıfatıyla savcılığa çağrılabilir” dedi.

 

 

Prof.Dr. Öztürk, 'özel yetkili savcıların yetkilerini düzenleyen kanuna yeni bir fıkra eklenmesi ya da atılması' gibi müdahale olursa? sorusuna sert cevap verdi: “Tek kelimeyle cinayet olur, Allah korusun derim. Türkiye’de son dönemlerde yapılan operasyonlarda kimsenin dokunulmaz olmadığını düşünürken, bu tür müdahaleler bu sürece zarar verir. Bırakın savcılar işini yapsın. Ona dokunma buna dokunma sadece vatandaşa dokun, olur mu böyle bir şey”dedi.(Prof.Dr. Öztürk’ün ve farklı görüşleri için,HT)

 

Türkiye hukuk/yasa/kanun sisteminde her zaman olduğu gibi hukukçularında içinden çıkamadığı dil, herkesin kendi beklentilerine göre yorum yapmasına neden oluyor. Eğer Başbakanlık izin vermezse ÖYM savcısının Danıştay 1.daireye itiraz etme hakkı olduğunu öne süren hukukçularda var.

 

Hukuk devletinde yasaların, kanunların dışına çıkıldığı takdirde herkesin yargılanması gerektiği tartışma götürmez.

 

Yaşanan bu gelişmelerin “Kürt Sorunu”nda  çözüme yönelik fikir ayrılığı olarak değerlendirmek yerine yöntem farklılığından çıktığını söylemek daha mantıklı bir değerlendirme olur. Ancak, süreçte kamuoyuna yansıyan iddiaların sindirilebilmesi “… yeni Anayasa’da Özerk Kürdistan’a imkan tanınması, Öcalan’ın önce ev hapsine ardından özgürlüğüne kavuşması, PKK’nın özerk Kürdistan’da polis gücü olarak kullanılması, Birleşmiş Milletler veya NATO’nun bölgeye müdahalesini de içeren...”olası görünmüyor.

 

Sonuç olarak yaşananlardan iktidarın yara aldığı kesin, bakalım bu süreçten iktidar nasıl sıyrılacak…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..