- Kategori
- Siyaset
Özelleştirme değil Pandora'nın Kutusudur bu!
Türkiye’de 1990’lardan bu yana özelleştirme yapılıyor. Özelleştirmeler önce yavaş başladı, sonra arttı, AKP zamanında zirveye ulaştı. Aydınımız, üniversitelerimiz, muhalefetimiz uyuyor ya, cesaretleri gittikçe arttı; fabrika, banka, liman, toprak, yol, köprü,… ne bulursa satıyor artık hükümet. Diyebilirim ki AKP hükümeti tam bir “özelleştirme-kolik”tir. İktidar geldiği günden beri kamu mallarını çılgınlar gibi satıyor. Özelleştirmeye düşkünlüğü neredeyse iptila derecesinde, hiçbir hukuki ve ahlakî sınır tanımıyor. Öyle sanıyorum ki bulundukları bakanlık binalarını da açık artırmaya çıkaracakları gün uzak değildir.
Oysa konuyu biraz bilen, izan sahibi herkes kabul eder ki özelleştirme bir Batı icadı, bir Batı dayatmasıdır. Batı’nın, Emperyalizm’in dünya görüşü olan Liberalizm’in bir gereğidir. Liberalizm, bilindiği gibi ekonomide devlete yer vermez. Devlet ekonomiden çekilsin, kamu işletmeleri satılsın, özelleştirilsin ister. Türkiye gibi bir ülke serbest ticarete açılıp borçlanmaya başlayınca, sıra özelleştirmeye gelir. Özelleştirmelerle birlikte ülkeye yabancı sermaye girişi de hızlanır.