Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Özelleştirme

Özelleştirme, genel ekonomi içerisinde kamu kesiminin rolünün asgari düzeye indirilmesi veya tamamen kaldırılması durumudur. Yani, tam anlamıyla sahip olunan ekonomik yapıda köklü bir degişiklige geçilmesi aşamasıdır özelleştirme. Böylelikle piyasanın, serbest piyasa koşullarına hazırlanması gerçekleştirilir. Özelleştirme politikaları bu yönleriyle incelendiği zaman iktisadi bir olgu olduğu ortaya çıkmaktadır. Oysaki, özelleştirme politikaları bir ihtiyaç sonucunda gündeme gelmemiştir. Bu politikalar, uluslararasi neo-liberal politikaların bir yansımasıdır.


Peki, özelleştirmeye neden başvurulur?

Günümüzde özelleştirmeye başvurma nedenlerinin başında; ekonominin içinde bulunmuş olduğu sorunların çözümünde KİT’lerin (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) özelleştirilmesi gelmektedir. KİT’lerin özelleştirilmesine sebep olarak da; KİT’lerin üretken olmaması, borç batağına saplanması, sürekli zarar etmesi, düzenli bir işletme anlayışının olmaması ve devlete büyük bir yük olması gibi gerekçeler gösterilmektedir. Bu şekilde, olumsuz sonuçlar bir neden olarak gösterilmiş; fakat sorunun temeline inilmemiş ve gerekli çözümler üretilmemiştir.

Türkiye’de özelleştirmeye başvurulmasının başka bir nedeni ise; Türkiye’nin istikrarlı bir ekonomi politikasından yoksun olması ve her şeyin “IMF (Uluslararası Para Fonu)” ve “Dünya Bankası” gibi kuruluşlar tarafından dayatılmasıdır. IMF’in önerileri ile ulaşılmak istenen nokta Türkiye’de istikrarlı bir ekonomik gelişmenin yaratılması gibi gösterilmeye çalışılsa da, asıl amaç kamu borçlarının en uygun seviyede yarar getirecek şekilde ödenmesinin sağlanmasıdır. Uygulanan bu politika ile ülkenin daha fazla dışa bağımlı hale gelmesi durumu ortaya çıkmaktadır.


Peki, özelleştirmenin sonuçları nasıl olacaktır?

Özelleştirme ile ülkenin iç ve dış borç yükünde artış meydana gelecek ve ülke daha çok dışa bağımlı hale gelecektir. Bu sayede Uluslararası Kuruluşlar (IMF ve Dünya Bankası) adına “İstikrar Politikaları” dedikleri dayatmaları istedikleri şekilde uygulayabileceklerdir.
KİT’lerin özelleştirilmesi ile işsizlik oranında artışlar meydana gelecek, işçiler ücretlerinden yoksun kalacak ve bu durum sonucunda da yoksulluk oranı büyüyecektir.

Özelleştirme ile birlikte yabancı yatırımcılar yerli endüstriyi ucuza kapatmak için her türlü yolu deneyerek birbirleriyle rekabet içine düşeceklerdir.

Özelleştirilen KİT’lerin üretim biçimi ve çalışma düzeni değişecektir.

KİT’lerin devredilmesi/satılması esnasında çeşitli “yolsuzluklar” meydana gelecektir.

Özelleştirme sadece iktisadi sonuçları olan bir olgu değildir; aynı zamanda toplumsal ve siyasal sonuçları olan bir olgudur. Özelleştirmenin uygulama sürecinde özelleştirilen kurumlarda çalışanlardan gelen tepki ve direnç ve özelleştirme sonucunda ne gibi bir durumla karşılaşılacağının bilinmemesi sonucu ortaya çıkan belirsizlikler toplumsal bir olaydır. Özelleştirme sonucu artan işsizlik ve beraberinde meydana gelen yoksulluk ile cereyan eden olaylar toplumsal bir olaydır. Özelleştirmenin bir ekonomik politika şeklinde kullanılması hükümetlerin yetkisindedir. Bu durum da işin siyasi boyutunu oluşturmaktadır. Bu şekilde özelleştirme, bir ekonomik yöntem olarak ortaya çıkmanın ötesinde ülkelerin toplum hayatına etki eden sonuçlarının yaşandığı iktisadi bir olgudur. 

 
Toplam blog
: 102
: 1428
Kayıt tarihi
: 24.06.11
 
 

Çukurova Üniversitesi Maliye Bölümü mezunuyum. 8 Nisan 1987 doğumluyum ve Adana'da Seyhan ilçesin..