Özelleştirmenin doğurduğu bir sonuç: Elektrikte soygun

Burdur’da konutlardaki elektrik saatleri sökülüp takılıyor; sözde bakım yapılıyor; bu hizmet 25 liradan 70 liraya kadar çeşitli miktarlarda elektrik faturalarına kesme-bağlama ve yeni sayaç adı altında faturalanıyor. TEDAŞ vatandaşlarda kıpırdanma hissedince faturalarda kesintinin içeriğini yansıtmaz oldu. Faturada nereye kesildiği belli olmayan kalemler mevcut. Çağdaş, modern böyle bir işletme olabilir mi? Sorma ver parası gibi, ne parası olduğu belli olamayan kesinti yapılabilir mi? TEDAŞ kendisini ormanda mı hissetmektedir yoksa Ortaçağlı bir toplumda kaba zorun hâkim olduğu bir toplumda mı yaşadığını düşünmektedir? Yasaya göre 15 gün içinde cevap vermek zorunda olduğu dilekçelere de cevap verme nezaketini göstermemektedir. Bu konuda da önümüzdeki dönemde suç duyurusunda bulunacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

Bir milletvekilinin verdiği soru önergesini cevaplandırırken, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK’nın) kararları sonucu, kesme-bağlama ve yeni sayaç için ülke çapında 200 milyon liradan fazla tahsilât yapıldığını açıkladı. Özel elektrik tekelleri, 2011 yılında kesme-bağlama bedeli olarak 101 milyon lira, 2011 ve 2012 Mayıs ayına kadarki dönemde yeni sayaç bedeli olarak 102 milyon liralık bir soygun gerçekleştirmiş. Kesme-bağlama ve yeni sayaç soygunu şeklindeki bu uygulama ve düzenlemelerle tüketicilerden, yani bizlerden elektrik şirketlerine mali kaynak aktarılmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın cevabi açıklamasından, 3 yıl içinde enflasyon yüzde 34 artmışken, enflasyonun 4 katı zamlı tahsilât yapılmış olduğu ortaya çıkmaktadır. Buradan da anlaşılıyor ki, özelleştirmeler ucuzluk yerine pahalılık getirmiştir. Elektrik dağıtım özelleştirmeleri, 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda belirtilen ucuzluk yerine, elektrik tarifeleri, hizmet bedelleri ve uygulamaya esas düzenlemelerle pahalılık getirmiş, tüketiciden dağıtım şirketlerine mali kaynak aktarmanın yolunu oluşturmuştur.

Yılbaşından bu yana akaryakıt, doğalgaz ve elektrik başta olmak üzere temel tüketim mallarına yüzde 20’nin üzerinde gerçekleştirilen zam yağmuru altında biçare halkın beli bükülmektedir. Yılbaşından bu yana Cumhuriyet tarihinde görülmedik bir uygulama olarak AKP Hükümeti alay edercesine lütfedip verdiği zam oranlarını da hala uygulamadı. Halkın en mağdur kesimi olarak biz emekliler bu gelişmeleri canımızda, ruhumuzda, ciğerimizde hissetmekte, zaten çoğunluğumuzun açlık sınırında olan maaşları zam bedelleri uygulanmadan güneş karşısındaki kar gibi eritmektedir.

Hükümet, verdiği sözlere rağmen yıllardır beklediğimiz sahte bir “İntibak Yasası” çıkardı. Kısmi bir düzenleme yaparak emekli kitlesiyle alay etti. 12 Haziran Milletvekili seçimlerinden önce intibak yasası çıkaracağı vaadinde bulunan iktidar, milyonlarca emeklinin umut bağladığı bir yasa çıkarmak yerine, 2,5 milyon SSK emeklisinin yararlanacağı basit bir iç düzenleme ile göz boyamaya çalıştı.

Çalışanlara promosyon verilmesi için, 2007 yılında çıkan Başbakanlık genelgesi emeklilere uygulanmadığı için, milyonlarca emeklinin maaşını kullanan bankalar emeklilere promosyon vermiyorlar.

İnsan Hakları Sözleşmelerinde, temel bir insan hakkı olarak teminat altında olan ve herkese eşit sağlanması gereken sağlık hakkımız ticari mal haline getirildi. Bu nedenle aylıklarımızdan muayene ücreti, ilaç parası Katkı/ Katılım payı adı altında kesintiler yapılmaktadır. Üstelik maaş bilgilerini gösteren belge verilmediği için kesintilerden haberdar değiliz.

Kendilerine, insanca yaşamalarını sağlayacak maaş verilmediği için, yeniden çalışan, işyeri açan veya şirket ortağı olan emeklilerden %15 Sosyal Güvenlik destek primi kesiliyor.

5510 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte, emekli maaşları yılda iki defa Ocak ve Temmuz aylarında sadece, bir önceki altı ayda gerçekleşen TÜFE artışı kadar arttırılıyor. Bu nedenle, emeklilere büyümeden pay verilmiyor. İlk defa bu yıl memur emeklisi 6 ay oldu 2012 zammını alamadı. AKP iktidarı döneminde, memurlara verilen ek ödemeler aynı oranda maaş artışı alan memur emeklilerine verilmiyor. Oysa son bir yılda doğalgaza yüzde 34, benzine yüzde 23, kömüre yüzde 26, elektriğe yüzde 19, mazota yüzde 24, vekile yüzde 45, bürokrata yüzde 30 zam yapılırken örneğin memura yüzde 4 artış gerçekleştirildi.

Kazanılan mahkeme kararlarına rağmen SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin 29 aylık TÜFE alacakları ödenmedi. Bu mesele, AİHM’ne taşınmış durumda.

Eğitimin özelleştirilmesi, son olarak 4+4+4 kul yetiştirme sistemi nedeniyle emekliler çocuklarının bilimsel, demokratik ve laik eğitimden mahrum kalmasından muzdariptirler.

Kent yapılanmalarında yaşlı insanların yaşamlarını kolaylaştıran tedbirler alınmadığından, emekliler kent hayatında büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Ayrıca Burdur Belediyesi’nin duyarsızlığı nedeniyle birçok ilde ulaşım konusundaki emekli muafiyeti ya da indiriminden Burdur’da yaşayan emekliler yararlanamamaktadır.

17 yıl önce kurulan sendikamızın örgütlenmesini engelleme girişimleri devam ediyor. AB normları ile anayasanın 90. maddesine uygun olarak Türkiye tarafından imzalanıp iç yasalar üzerinde olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin herkese tanıdığı sendika kurma ve örgütlenme hakkımızın gözetilerek, sendika statü yasamız biran önce çıkarılmalıdır. Daha dün şubemizi kapatmaya kalkışan ancak Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin duvarlarına çarparak parçalanan kapatma davasının bir örneği şimdi de yeni kurulan Isparta şubemiz için açılmıştır.

Kamuoyuna duyurulur.