Özgecan Aslan üzerinden kim prim yapmaya çalışıyor?

Türkiye ayağa kalktı. 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ı öldüren canilere tepkisini gösterdi. Her kesimden insanın ortak görüşü kadına şiddetin ve tacizin sonunun getirilmesiydi. Yazılı ve görsel medyada bu elim durum tartışıldı, tartışılmaya da devam edecek.

 

Özgecan, hayatını hunharca kaybetti. Ardından ise insanımıza bir mesaj verdi: “Kendinize gelin!”

 

Millet olarak yaşadığımız acıları tez unutuyor, hatırlamıyoruz. Acımızı birkaç gün yaşıyoruz, sonra hayat devam ediyor deyip kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bir de bu tür elim olaylardan faydalanma yoluna gidenler var ki pes doğrusu! Yazdıklarıyla ne kadar izleyici ve takipçi çekerim, bu durumdan nasıl faydalanırım diyen bir densiz var ki söylemleriyle milletçe acılarımızı paylaştığımız bir durumda dahi kutuplaşmanın fitilini ateşleyen. Mini etek giyersen böyle olura getiren bu densiz, laiklik anlayışıyla bunların yaşanabileceği algısını vermeye çalışıyor. Sorsan o densize: “Mini etekli hiç mi kız arkadaşın olmadı?” ya da “Mini etekli kızların olduğu programlara hiç mi katılmadın?” acaba ne cevap verecek? Ama onun kaygısı Özgecan Aslan değil ki Özgecan üzerinden prim sağlamak. Yazılı ve görsel medyanın tanıdık bir yüzü ise olayı Alevilik-Sünnilik boyutuna taşımakla yaklaşan seçimler için kendine bir reklam ortamı bulmaya çalışıyor. Geçmişinde kadına şiddetin izleri duran bu şahıs olayı başka bir mecradan baktırarak acaba kendi pisliğini mi örtmeye mi çalışıyor?

 

Başbakanla yaşadığı olayla bir anda Türkiye’nin gündemine oturan zavallı hukuk adamı, sevdiği kızı kesen tanınmış bir katili savunurken bugün attığı bir mesajla ayıp olmasın ben de dahil olayım anlayışıyla hareket etmiştir. Bir bayan gazeteci var ki hemcinsi alçakça bir saldırı sonucu hayatını kaybederken bunlar çok normal şeyler gibisinden açıklamalar yaparak okunma oranını artırmanın kaygısına düşmüştür. Bir gazetemiz de açtığı twitter hesabıyla kadınların yaşadıklarını deşifre ettirip onları kamuoyuna sunup takipçi kazanmak gibi bir alçaklığın peşine düştüğünü içim burkularak izliyorum.

 

Siyasetçisi, sporcusu, sanatçısı, esnafı, memuru, bu konuyu dillendirirken bazı uyanıklar başka işler peşinde. Özgecan’ı siyasi malzeme yapmayalım. Bu durumdan nemalanmaya çalışmayalım. Özgecan, belki bir başlangıç olur kadına şiddetin ve tacizin önünün alınması için gereken yaptırımlara. Verilecek eğitim ve yasal uygulamalar neticesinde şiddet gören, tacize uğrayan, aşağılanan, kişilik hakları hiçe sayılan, çocuk yaşta evlendirilen, töre cinayetine kurban giden kadınlarımıza güvenli bir ortam ve yaşanası bir hayat vermeliyiz. Çünkü, onlar bunu fazlasıyla hak ediyorlar.