Özgecan'ı vahşice katleden ve cesedini yakan caniler nasıl bir ceza alacaklar?

Ülkemizin ne hale geldiğini gösteren en berbat olaylardan birisi de, güvenle binilmesi gereken şehir veya şehirlerarası dolmuşlarda insanların başına gelebilecek olaylar…

Kaza dâhil her türlü olayla karşılaşması mümkün olan insanın, bazen çok daha vahşice saldırılara maruz kalabileceği gazetelerin üçüncü sayfalarında yer alıyor.

Son olay ise bu tür olayların üzerine tuz biber ekiyor!

Özgecan Aslan’ın başına gelenlerde bu tür bir vahşet!

Özgecan Aslan Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1'nci sınıf öğrencisi…

Özgecan 11 Şubat'ta kaybolduğu yetkililere bildirilir…

Özgecan aranırken Tarsus-Mersin-Adana arasında yolcu taşımacılığı yapan 33 B 8756 plakalı minibüs sürücüsü 26 yaşındaki Suphi A. jandarma noktasında durarak otoyola nasıl çıkacağını sorar.

Jandarma ekipleri, minibüsün tarif ettikleri yol yerine ormanlık alana doğru gittiğini fark edince şüphelenip takip eder. Jandarma peşinden gittiği minibüsü yol kenarında durdurup arama yapınca, minibüste kan izlerine rastlayarak, sürücü ile beraberinde babası 50 yaşındaki Necmettin A. ile 20 yaşındaki Fatih G'yi gözaltına alır.

Kan izleri sorulan zanlılar, gözlerini kırpmadan yalan söyleyip, müşteri olarak minibüse aldıkları iki kişi ile kavga ettikleri masalını anlatırlar. Bu yalan üzerine(!)gözaltına alınan 3 şüpheli, yapılan işlemlerin ardından serbest bırakılır.

Araştırmasını sürdüren jandarma, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın, kayıp bilgisi üzerine tekrar minibüsü aramaya başlar. Tarsus'ta yapılan yol kontrolü sırasında 33 B 8756 plakalı minibüs içinde Necmettin A. ve Fatih G. ile birlikte ele geçirilir. Minibüste yeniden yapılan aramada, bulunan bir kadın şapkası, kayıp öğrencinin babası Mehmet Aslan'a, gösterilir. Baba Mehmet Aslan, şapkanın kızı Özgecan'a ait olduğunu söyler. Bunun üzerine sorgulanan Necmettin A. ve Fatih G., suçlarını itiraf ederek, genç kızı öldürdükten sonra benzin dökerek yakıp, Çamalan Köyü Alman Mezarlığı yakınındaki Cin deresine attıklarını itiraf ederler.

Zanlıların gösterdiği yerde yapılan aramada vücudunun bir bölümü yanmış kadın cesedi bulunur. Tarsus Devlet Hastanesi'ne getirilen cenaze, kayıp genç kızın Tarsus'ta en son birlikte görüldüğü kız arkadaşına gösterilir. Cesedi teşhis edemeyen genç kız, kıyafetleri görünce, cesedin arkadaşına ait olduğunu söyler. 

Özgecan’ın arkadaşı olayı şöyle anlatır: "Öğlene kadar birlikte okuldaydık. Saat 13.30'da okuldan birlikte çıktık. Alışveriş merkezinde yemek yedik, akşam saatlerinde minibüse bindik. Ben yolda indim o da evine gitmek üzere devam etti. Aynı gece kayıp olduğu bilgisini aldık, bir gün sonra da okula gelmedi" diyerek, aynı akıbetten nasıl kurtulduğunu da itiraf eder.

İlk zanlı ifadelerine göre; Özgecan Aslan, kendisine tecavüz etmek isteyen Suphi A.’ya direndiği için önce bıçaklanıp, sonra benzin dökerek yakarak öldürüldüğü ortaya çıkar. Suphi A’nın daha sonra babası ve bir arkadaşından cesedi yok etmek için yardım istediği ve bu üç kişi Özgecan’ın cesedini yakarak bir dere yatağına attıkları emniyet yetkilileri tarafından tespit edilir.

İnsan yaşamının bu kadar ucuz olduğu bir ülkede, kadına yönelik işlenen cinayetler, şiddetler ne zaman son bulacak?