Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Özgür bırakalım ki daha çok gelsinler

Özgür bırakalım ki daha çok gelsinler
 

“Evlat milattır “ derler… Öyle midir gerçekten… Neden dünyaya getiririz onları… Medet umarak mı… Yarın bir gün yaşlanınca bizlere baksınlar diye mi… Öyle ya biz de onlara bakıp büyütmedik mi… Çocuğumuzu bile dünyaya getirirken menfaatlerimizi mi düşünür olduk…

Biz dünyaya getirdik onları evet… Canımız istedi diye… Bebek özledik diye… Pek çok sebepten belki… Ama acaba onlar gelmek istedi mi bu dünyaya… Seçme şansları olmadı ki… Doğmaları gerekiyordu doğdular… Doğup doğmama tercihleri yapamadıkları gibi hangi anne babanın evlatları olacaklarını seçme şansları da olmadı.

Derken büyüdü çocuklarımız… Bizler küçüldük git gide… Yanımızda iseler sorunumuz yoktu mesela… Ama uzakta iseler gelsinler gitsinler istedik, arayıp sorsunlar… Yapılması gereken buydu… Yapılmazsa hayırsız evlat mı olunurdu…

Neden, neden unuttuk bizler bir zamanlar genç olduğumuzu… Oradan oraya koşuşturmak zorunda kaldığımızı… Zamanla yarıştığımızı… Hayli zaman oldu değil mi o yılları geride bırakalı… Unutuldu yaşananlar… Çocukların nasıl büyütüldüğü mesela… İş yerinden izin almanın ne kadar güç olduğu mesela… Hafta sonuna sıkıştırılan zamanlarda ev işlerini tamamlamadan tutun da büyükleri ziyaret etme, misafir kabul etme, alışveriş, aralara sokmaya çalıştığımız sosyal aktiviteler… Zaman ne kadar da az gelirdi değil mi… Düşünmez miydik zaman zaman şöyle fotokopilerimizi çeksinler de bizim kopyalarımız koşuştursun oraya buraya ayaklarımızı uzatıp oturalım biraz… Öyle ya dinlenmeye de ihtiyaç var ruhen ve bedenen…

Ama unutuluyor gençlik… Yaşlılık başa bela elbette… İstiyoruz ki çocuklarımız hep yanı başımızda olsun… Bizim gibi düşünsünler… Onlara biz can verdik evet… Ama onlar farklı birer birey … Düşünceleri de farklı olacak elbette… Yaşam standartları da… Hayattan bekledikleri de… Bu değil tabii ki arayıp sormasınlar… Benim söylemek istediğim günde iki üç kez aramanın saçmalığı…Ne kadar çok aradı o kadar çok mu ilgi yani… Yoksa telefon şirketlerini mi zengin etme mevzu bahis.

Neden bağımlı hissediyoruz ki kendimizi çocuklarımıza… Hem onların hem kendi hayatlarımızı hırpalıyoruz gün geliyor… Bizim yaşlılarımız mı böyle sadece… Belli bir yaşa gelince bir kenara çekilip oğlum, kızım baksın bana diye bekleyen, kendini işe yaramaz sayan… Öyle ya yurt dışında on sekizine gelince çocuk ayrılıyor evden… Hayatı öğreniyor, ayaklarının üzerinde durmayı…Diyeceksiniz ki şimdi bizim çocuklarımız öğrenmiyor mu… Öğreniyor elbet… Ama aslında bazı ana babalar burada da bilmeden, istemeden kötülük yapıyor çocuklarına hep koruyucu, kollayıcı olarak… Sanki tüm ömürleri boyunca yanında olup tüm olumsuzluklara karşı koruyabilecekmiş gibi.

Çocuklarımız … Baş taçlarımız… Onlar elbette ki bilecek sorumluluklarını … Biz yetiştirmedik mi onları… Ne ekersen onu biçersin demez mi atasözü…

Diyeceğim şu ki; sıkmayalım çocuklarımızı … Pişman etmeyelim dünyaya geldiklerine… Geçirmeyelim boyunlarına aileye esaret bağını…Onların da kendine özgü bir yaşamları olduğunu unutmayalım, sadece tek bir hayatları olduğunu… Özgür bırakalım olabildiğince… Of deyip de günaha girmesinler ana babaya… İstediklerinde gelsinler, istediklerinde arasınlar ama tatlı tatlı gelsinler bezginlik içinde ayakları geri geri giderek oflaya poflaya değil… Özgür bırakalım ki daha çok gelsinler…

Ve ana babalar… Hiçbir şey beklemeyin çocuklarınızdan… Çok beklentisi olmayanlar çok üzülmez de , üzmez de…

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..