Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '17

 
Kategori
Deneme
 

Özgürlük engellenemez...

Özgürlük engellenemez...
 

 Nedense özgürlük deyince aklımıza hep uçan kuşlar gelir mavi bir gök yüzünde. Bir deniz mavisinde sırtına güneşi yüklenmiş dalıp çıkarak giden yunuslar. Ya da çoşkun akan bir ırmakta tersine atlayarak suları köpürten alabalıklar. Neden yalnızca gökyüzünün sonsuzluğunu, bir denizin gizemli mavi derinliğini, bir ırmağın coşkusunu algılamayız özgürlük deyince, neden?..

 Sizin kazanımınız değilse eğer ve yalnızca size sunulanı kadarıyla yetinirseniz, bütünle değil, içindeki renkli parçalarla yetinmeyi özgürlük sanırsınız da ondan. Aslında uğruna bedel ödemeyi göze alamayanların kendilerini rahatlattıkları bir özgürlük anlayışıdır bu. Bu bir kurgudur aslında; yaşamınızın her alanını kurgulayan eğitiminize, işinize, sağlığınıza, beslenmenize, yaşam tarzınıza ve hatta razı olmasanız da geleceğinize uzanan, yaşamın tüm alanlarına parmağını uzatan, sokan ve tehtidkar bir kendine gel deyen bir kurallar dizisi. Bir kurgudur artık yaşamınız. Teslim olmazsanız eğer, bu buyurgan parmağın sallanamadığı tek bir yer kalır; düşünceleriniz ve aklınız...

 Öyleyse "* normal insan kurgudur." Ve öyleyse; yasaların, düzenin, egemenlerin bir bakıma dayatması olan ve sizi "normal insan" kalıbında olarak yaşam sahnesine çıkmaya zorlayan kurallar, aslında özgürlüğünüze bir müdahaledir. Bu, aslında benim izin verdiğim kadarıyla özgürsün demenin bir değişik şeklidir. Bu durumda kendinizi koruyabilmenin tek bir yolu kalır; aklınızı her türlü dayatmadan korumak ve onu özgür kılmak!..

 Aslında insanlığın evrenin sonsuz geçmişinde bir an bile sayılamayacak tarihinde, olabilmişse eğer, en özgür olduğu anlar sistemin, egemenlerin, dinin ve dogmaların gölgesinden sıyrılıp atılımlar yaptığı anlar olmuştur. Bir iyiyle kötünün savaşımıdır bir bakıma insanlık tarihi, kaçınılmaz. Tek tek hepimizin küçük dünyaları, kuşkusuz iyiliğin hakim olduğu, "** insanlık tarihinde yıldızın parladığı anlar"da daha özgür olmuştur. Sevginin ve iyiliğin olmadığı, bunların değerinin bilinmediği bir ortamda özgürlük diye bir şey olamaz!..

 Günümüzün çoğumuzu bunaltan, gidişten faydalananlar dışında, herkesi karamsar yapan ortamı, insanları iç dünyalarına çekilmeye zorluyor. Kim bilir; belki de kendi iç dünyalarımızı dokunaksız kılabilirsek buluşacağımız yer, özgürlüğü, iyiliği bulabileceğimiz bir tek yer orası kaldığı için.

 İnanmak lazım, bir gün iyiliğin mutlaka kazanacağına.  Ve inanmak; ne yaparlarsa yapsınlar özgürlüğü engelleyemeyeceklerine. Aşamasını tamamlayamamış insanların egemenliğinde yaralıdır özgürlük. Acılarla sakatlanmıştır. Yalnızlıktır, ama gün gelir sonsuzluk olur...

 İnanmaktır özgürlük...

Akın Yazıcı

2 Ağustos 2017/ERDEK

*M.Faucoult

**S.Zweig

 
Toplam blog
: 190
: 391
Kayıt tarihi
: 07.05.14
 
 

1965 Ankara Üniversitesi Tıp fakültesinden asker hekim olarak mezun oldum. Gülhane Askeri Tıp Aka..