Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Özgürlük üstü az aşk

Özgürlük üstü az aşk
 

Günümüzde herkes özgürlük peşinde artık! Herkes çok çalışıyor, çok yoruluyor; bir de öğrendik kişisel özgürlük diye bir şey ya... Kimsenin akşam sekizde sofrada tatlı bir sohbetle yemek yemeye, haftasonu aile ziyaretlerine vakit ayırmaya, aylık bütçe oluşturmaya merakı ve niyeti yok. Beylere nazire olsun diye mi geliştirdiler bilmem ama hanımlar da aynı şimdilerde. Herkesin kendine ait bir hayatı ve sınırları gün geçtikçe genişleyen özel alanları var bu hayatın içinde.

Sabah yürüyüşleri, akşam sporları, internet, halı saha maçları, dans dersleri, okul arkadaşlarıyla yemek, iş arkadaşlarıyla parti, televizyon dizileri, yeni vizyona giren filmler, kuaför günleri, dev alışveriş merkezlerinin cazibesi ve böyle uzayıp giden bir liste.

Bütün bu koşuşturmanın yanında zaten iş ve uykunun zamanımızın büyük bir bölümünü kapladığını düşünecek olursak, metropollerde yaşanan kadın erkek ilişkilerinin acınası profili ortaya çıkıyor. Neredeyse insanlar adeta birer holding patronu ya da ellerindeki ajandalarına bakıp buluşma zamanı ayarlayacak haldeler sevdikleriyle.

Oysa aşk sevgi deyince ben birbirini göremeden, konuşmadan, dokunmadan duramayan çiftler hayal ederim hep. Bazı zorunluluklar dışında boş olan her anı birbiriyle paylaşmak isteyen ve bunun için çaba sarfeden insanlar. Hiç değilse ilişkilerin başında böyle olmalı, ama öğle yemeği ama sabah çayı mutlaka buluşmalar ayarlanmalı, süprizler yapılmalı, bazı özel keyiflerden fedakarlık edilmelidir.

Peki insanların bu kadar dip dibe, vıcık vıcık yaşaması yerine özel bir hayatları olmamalı mı? Yani yarın birisine aşık olursam dans derslerimden vaz mı geçmeliyim?

Elbette hayır, elbette herkesin bir özel alanı varolmalı ve sonuna kadar bu alan muhafaza edilmeli. Ruh ve beden sağlığımızı koruyup, çevremize karşı pozitif olabilmemiz büyük ölçüde buna bağlı zaten. Ama özel hayatımızı yaşamakla bencillik arasında ince bir çizgi olduğunu unutmamalıyız.

Örneğin, partnerinizin işlerinden dolayı tek müsait olabildiği gün kız arkadaşlarımla sözleştik, evde pijama partisi yapacağız diyorsanız ya da halı saha maçı yapmak adına mazeret beyan ediyorsanız iki şeyden söz etmek mümkün olabilir bence; ya onu hiç sevmiyorsunuz(daha doğrusu değer vermiyorsunuz) ya da çok bencilsiniz. Güneşli pırıl pırıl bir Pazar gününü onunla kırda, deniz kenarında romantik yürüyüşlerle geçirmek yerine öğlene kadar uyuyup, maç, kuaför, alışveriş, misafircilik arasına sıkıştırılmış zoraki bir kaç saat ile durumu kurtarmaya çalışıyorsanız çıkan sonuç yine aynı, üzgünüm.

Aşk insanın içini titreten, gözünü karartan, vücudunun tüm kimyasını değiştiren bir şeydir. Aşk içinde zaman ve mekan kavramı barındırmaz. Aşk her şey rağmen yaşanır ve hiç bir şey uğruna feragat edilmez. Hayatınızda bir kez bile aşık olduysanız bunları bilirsiniz. Özgürlük ise aşkta olduğu sürece güzeldir, coşkuludur, tatmin edicidir. Yoksa şimdiki ilişkiler gibi, "özgürlük üstü az aşk" olduğunda sadece açlığınızı bastıran sıradan bir yemekten öteye gitmez.

 
Toplam blog
: 22
: 1664
Kayıt tarihi
: 14.10.06
 
 

Merhaba, Okumaya olan sevdam beni yazmaya yöneltti ve artık sevgili dostlarımın da yüreklendirmesiyl..