Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Özgürlük üzerine...

Bulutlar, özgürlüğün bendeki en güzel ifadesidir. Ne zaman ruhum darlansa, her yer ve her şey boğazıma birer ilmek atacakmışcasına üstüme, üstüme gelmeye başlasa bulutlara sığınırım. Gidebildiğim en uygun yere koşup saatlerce bulutları izlerim. Hayatın değişkenliği, hiç bir şeyin aynı kalmadığı, yaşadığım kaosların tıpkı O özgürlüğü yaşatan bulutlar gibi, zaman içinde değişime uğrayacağını düşünür ve rahatlarım. Özgürlük, doğamıza nakşedilmiş en kutsal armağanlardan biridir bizler için. Bağımlılığı sevmem, zorunluluklar daima sıkar beni. Ne yazık ki, insan neden kendini sakınırsa o inadına gelir sizi bulur. Hayatım boyunca, hep çevremdeki insanların en yakını olmayı becermişimdir. Dostluğum, dostlarımın vazgeçilmezi olmuştur daima. Ama, benim yalnızlığımda, dertlerimde bana yeten tek olgu Özgürlük olmuştur. "İyi ki var" dediğim pek çok dostum olmuştur. Ama, ruhumda kimselerin ulaşamadığı bir yer mutlaka vardır, onu tamamlayan tek olgu da sadece "özgürlük"tür. Kendimi ancak özgür hissedersem sarılır yaralarım, incinmelerim, küskünlüklerim..
Lisedeyken, annemden haftalık harçlığımı almıştım. Ancak, okuldan bir para istenmişti. Ben de, aldığım harçlığı okula vermiştim. Ertesi gün, yeniden annemden harçlık istedim. Canım annem, dün vermedim mi demişti. Evet vermiştin! dedim çıktım. Ondan sonra 1 ay boyunca, tüm ev halkı bana para vermeye çalışmıştı, ama ben kabul etmemiştim. Okula 40 dakika yaya gidip-gelmiş, akşama kadar simit bile almadan aç dolaşmıştım. Nedeni, niye bana sormadı annem parayı ne yaptığımı? Param olsa, niye isteyeyim? Bu vakar, bu anormal gurur hep sürdü gitti. Ev halkı, vicdan azabından deliye dönmüşlerdi. Belki Aslan Burcunun özelliği, belki kişilik böyle tuhaf bir insanım işte..
Yıllar önce, İzmir Kordon'da bir kafede oturuyordum. Kordon'un simgesi faytonlar gelip geçiyorlar. Bir tanesine baktım, garip at nasıl terlemiş, soluk-soluğa koşuyor. Sigara paketimin içini çıkarıp şu şiiri yazmıştım:

AT
Sıyırıp geminden iri beyaz dişlerini at
Kurtulsan mahmuzlarından
Kaderine boyun eğmiş arabacıya inat!
Gerçi kaderini "Bir arabaya koşulmak" diye yazmış ya
Bu namussuz hayat!
Kurtulsan da özgürlüğünün süresi
Bir-iki saat,
Ondan sonra yeniden bir arabaya koşulacaksın
Son sür'at!
Ama olsun,
Sen yine de mahmuzunu bir kerecik
Fırlat at!
Safkanlılığının gereğidir
Ömründeki bu tek harekat!
Üzülme, at!
Üzülme At...

Mutluluk, bir yudum özgürlükten geçer dostlarım. Burada, y etişmemde çok emek vermiş rahmetli babacığımı özlem ve sevgiyle anıyorum. Hoşcakalın, sevgi ile..

 
Toplam blog
: 95
: 736
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Emekli öğretmenim, 52 yıllık hayatımdan amatör mizah, bağlama, sürrealist resimler, yitikler, sev..