Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '09

 
Kategori
Sinema
 

Özgürlük Yolu

Özgürlük Yolu
 

http://img.dailymail.co.uk


‘Uzun zamandır bu kadar keyifli bir film izlemedim’ dersem sanırım abartmış olmam, tek kelime ile muhteşemdi!

Jon Krakauer’in kaleme aldığı Chris Mccandless’ın biyografisini, Sean Penn beyaz perdeye uyarlamış ve ortaya bir şaheser çıkmış…

Özgürlük Yolu” isimli filmi öncelikle anne ve babalara tavsiye ediyorum…

Film 2007 yılı yapımı ve o yıl içerisinde vizyona giren en iyi ilk on film arasında gösteriliyor, Eddie Vedder’in hazırladığı film müzikleri Grammy ve Globe ödüllerini almış…

Koleji bitirmişsiniz, Üniversiteye gidiyorum diyerek evden ayrılıyor,

İlk iş olarak bursunuzdan arda kalan 24 000 Doları, bir yardım kuruluşuna bağışlıyorsunuz…

Çok sevdiğiniz sarı arabanızı çöle terk ediyor, kimliğinizi, doğum belgenizi ve ehliyetinizi yok ediyorsunuz, cebinizde kalan son parayı da yakıyorsunuz…

Sonra sıra kendinize yeni bir isim bulmaya geliyor…

Alexander Supertramp…

Dönem dönem kendini tanrı ve baba zanneden bir babanız, babanızın egosu altında ezilmiş hatta sersemlemiş bir anneniz var… Kız kardeşinizi kendinize yakın hissediyorsunuz fakat yollara düştüğünüz iki yıl boyunca onu da hiç aramıyorsunuz…

Ebeveynlerinizle ilgili aklınızda kalan tek detay; her fırsatta kavga etmeleri…

Sarı arabanıza son bir defa bakıp, kitaplarınız, sırt çantanız ve soru işaretlerinizi çözme umuduyla yollara düşüyorsunuz…

Hedefiniz Alaska’ya gitmek…

Dere ve göl kenarlarında geçen günler, orman patikaları, doğa ve sessizliğin eşlik ettiği gecelerden sonra otostop yaparken tanıştığınız hipi bir aile ile güzel zaman geçiriyor ve bir süre sonra onları terk ediyorsunuz… Terk ettiğinizi zannediyorsunuz…

Günü birlik işler…

Emekli bir asker, şarkıcı bir kız giriyor hayatınıza…

Trende kaçak yolculuk yaparken sizi yakalayıp döven güvenlik görevlisinden başka ‘kötü’ olarak nitelendirilebilecek kimse ile karşılaşmıyorsunuz…

Zeki ve çalışkan olmanız sebebiyle yolunuza çıkan herkese kendinizi sevdiriyor, arkanızda gözü yaşlı insanlar biriktiriyorsunuz…

Sonra hayat 142 nolu hurda terk edilmiş bir otobüs eskisi çıkarıyor karşınıza…

Otobüse; sihirli otobüs adını veriyorsunuz…

Oraya yerleşiyor, günlerinizi okuyarak, balık yakalayarak ve avlanarak geçiriyorsunuz…

Yaşadığınız her şeyi yazıyorsunuz…

Herkesin ıssızlıktan bahis ettiği bu günlerde, bir insan ne kadar ıssızlaşabilir, doğa ve insan bir bütün olabilir mi ve hayatın anlamı yalnız kalarak bulunabilir mi sorularının cevabı bu filmde var…

Özellikle bırakıp gitme arifesinde olanlar “mutlaka izleyin” derim…

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..