Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Özgürlükler nerede başlar, nerede biter

Özgürlükler nerede başlar, nerede biter
 

Güzelyalı'da kedi köpek dostluğu


İnternette bir süredir trajikomik bir fıkra dolaşıyor. Hem güldüren hem düşündüren hayatın içinden bir fıkra.

''Doğudaki ilçelerimizden birinde, köpekler aşırı çoğalmış ve köpeklerin saldırıları, ısırıkları insanları canlarından bezdirmiş. Belediyeye dilekçeler yağdırıp mağduriyetlerini bildirmişler. Belediye ekipleri köpekleri toplayıp götürmüşler. İlçe halkı birkaç gün, geceleri uyku uyutmayan havlama seslerinden kurtulup, peşlerinden kovalayan köpekler olmadan mutlu mesut yaşamışlar.

Ta ki bir sabah kulaklarında plastik küpelerle köpek sürülerinin tekrar ilçe sokaklarına salınmasına kadar… Hemen belediyeye koşup aman bu ne iştir? Tam rahatlamışken köpekler niye geri bırakıldılar? Diye ilgili memuru soru yağmuruna tutmuşlar.

Memur; köpekler aşılandı, kısırlaştırıldı, bu yapılan işlemler küpe ile belgelendi ondan sonra salındılar deyince zavallı insanlar birbirlerine bakarak ne diyeceklerini düşünürlerken ilçenin delisi lafı patlatıvermiş.

Bizim şikayetimiz köpeklerin bizi ısırmalarıydı, bizi hamile bırakmaları değildi ki…''

Tatil başladığından bu yana ailece Karaburun’dayız. Yukarıda anlattığım ilçe ile aynı kaderi paylaşıyoruz. Sokakları köpek çeteleri işgal etmiş. Gündüz yol ortası, yol kıyısı demeden sere serpe uzanıp yatmakta sakınca görmüyorlar. Kuyruklarına basmamak ya da arabanın altına almamak için pür dikkat kesilmek gerekiyor. Geceleri ise ayrı bir felaket yaşıyoruz. Gidilecek yer yakın diye yaya gitmeyi göze almışsak köpekler, önce şöyle bir silkinip ayağa kalkıyorlar, ağır adımlarla peşimizden geldiklerini tırnaklarının asfaltta çıkardığı çıtırtıdan anlıyoruz. Her seferinde ensemden kuyruk sokumuma doğru yürüyen terle birlikte gelen ürpertiyi çaktırmamaya çalışsam da nafile.

Tırstığımızı fark ederlerse dozu ve tonu giderek artan bir havlama başlıyor. Benim, fobim bu dakikadan sonra zincirden boşalıyor. Artık çığlık çığlığa bağırır mıyım, elime geçirdiğim birine arkadan sarılıp köpeklere siper mi ederim, olmadı çılgınca bir koşu mu tuttururum hiç belli olmaz.

Bir de bir şey yapmaz diyenler var. Ah benim beynime sözüm geçse, bu komik durumlara düşer miyim hiç?

Gecenin ilerleyen saatlerinde, sokaklar arası köpek çetelerinin kapışmaları başlıyor. Bizim ev iki sokağın tam ortasında olduğu için, bahçenin üst başında bir gurup, alt tarafında başka bir gurup gırtlaklarını parçalarcasına bir havlama tutturuyorlar ki uyuyabilene aşk olsun. Hani kavga edip kozlarını paylaşsalar hoş göreceğim de bunlarınki kuru gürültü. Niyetleri bizim uykuyu heder edip, üstünlüğü havlama uzunluğuyla sağlamak.

İlçe onların çiftliği ya, çok acıkırlarsa ağıldan birkaç kuzu veya bahçeden tavuk götürmek sıradan eylemleri arasında.

Belediye iki cami arasında beynamaz.

Hayvan haklarına saygım sonsuz da ya benim haklarım? Sokaklarda yürüme özgürlüğü ellerinden alınmış insanların hakları? Durduk yerde kuduz aşısının tazesini ve ithalini arayıp tatili zehir olanların hakları? Koyunları parçalanan, tavukları yenenlerin hakları?

Özgürlükler nerede başlar nerede biter?

narçiçeği

 
Toplam blog
: 74
: 1691
Kayıt tarihi
: 17.06.07
 
 

Emekliyim ama, yaşamdan değil; işimden. Eşim ve iki kızımla birlikte İzmir’de yaşıyoruz. Yazmak, oku..