- Kategori
- Siyaset
Özkan, Meclis Genel Kurulunda hükümetin tozunu attı
CHP Burdur Milletvekili R. Kerim Özkan
CHP Burdur Milletvekili R. Kerim Özkan, Genel Kurul’daki Konuşmasında AKP Hükümeti’nin Tarım ve Hayvancılık Konusunda Tozunu Attı
Şap ve Kuduzdan Hayvan Pazarları kapatılıyor; Hükümet Seyirci! Romanov Koyunları, Angus Sığırları Ülkeyi İşgal Etmiş; Hükümet seyirci!
2012 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun tasarısının Gıda, tarım ve Hayvancılık bütçesi görüşmelerinde Genel Kurul’da cebinden koyun, keçi, sığır maketleri çıkararak görselliği de kullanarak yaptığı konuşmasıyla, 9 yıllık iktidarı boyunca tarım ve hayvancılığı çökerten, Türkiye’yi, dünyanın kendi kendisini besleyebilen birkaç harika ülkesinden biriyken gıda maddesi ve hayvan ithal eden zavallı bir ülke haline getiren AKP Hükümeti’nin tozunu attı.
Kendi sosyal paylaşım sitesine de koyduğu, konuşması sırasında cebinden koyun, keçi, inek maketleri çıkarınca, Kılıç’ın “Her cebinden bir hayvan çıkardı. Şapkasından da tavşan çıkaracak diye bekledim” sözlerine cevaben söz alan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin de, “Şapkadan tavşan çıkarma geride kaldı ama yumurtadan Ergenekon çıkaranları biliyoruz. Kerim Özkan, 9 yıldır milletvekili, şapkadan tavşan çıkarmaz ama Sayın Özkan, tarımda sizi cebinizden çıkarır, siyasetin profesörü, 9 yıldır siyasetçi, sizin daha 9 ay olmadı” demesine neden olan Özkan, “Şap ve Kuduzdan Hayvan Pazarları kapatılıyor; Hükümet Seyirci! Romanov Koyunları, Angus Sığırları Ülkeyi İşgal Etmiş; Hükümet seyirci!” dedi.
Avrupa Birliği ülkeleri ortak…
Türkiye pazar oldu…
Hükümet seyirci...
Ramazan Kerim Özkan’ın konuşmasının ana başlıkları şöyle:
Not: Okunma ve kavrayış kolaylığı sağlamak amacıyla arabaşlıklar tarafımızdan konulmuştur
Hayvan hastalıkları kırsalı yakıp kavuruyor
Şap hastalığından, kuduzdan hayvan pazarları kapatılıyor, yine seyir devam ediyor, kanun tekliflerimiz rafta bekliyor.
Canlı damızlık, canlı kasaplık, canlı besilik hayvanlar ile karkas et ithalatı serbest, Romanov koyunları memleketi sarmış, Müslüman mahallesinde salyangoz satılıyor, Bakanlık seyirci.
Yerli üretim terkedilmiş; Türkiye ithal ürünler İşgal altında
Doğu ve Güneydoğu sığırlıklarından Zavot, Yerli Kara, Doğu Anadolu Kırmızısı, Güney Anadolu Kırmızısı, Karadeniz'in Jersey'i, Marmara'nın Karacabey Esmer'i terk edilmiş, Bakanlık seyirci. Yetmiyor, ülkemize Avrupa'nın, Arjantin'in, ABD'nin, Brezilya'nın, Avustralya'nın, Fransa'nın Limusin'i, Cherole'si, Hereford'u, Simental'i, Angus'u doldurmuş, ülkede kurbanlık besiciler perişan olmuş, Kurban Bayramı'nda vatandaşın kurbanlıkları elinde kalmış, ağlıyor, Bakanlık seyirci. Daha size ne anlatayım?
Yedinci Büyük tarımsal Ekonomiye Kargalar Bile Güler
Tarım ülkesi hâlâ elmayı, muzu, bademi, cevizi, pamuğu, buğdayı, mısırı, soyayı, ayçiçeğini, sirkeyi, sütü, süt tozunu, tereyağını yurt dışından alıyor, sözde OECD'ye göre ülkemiz dünyanın yedinci büyük tarımsal ekonomisi ama buna kargalar dahi güler. "Hoca, Hoca, okuyuşun iyi ama çocuk öldü." diyorlar.
Bu Millet Sata Sata Ne Yapacak/ Garip Çiftçi
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk çiftçisinin elinde satacak satır da kalmadı, katır da kalmadı, motor da kalmadı. Topraklar zaten önceden gitti. Vatandaş icra kapılarında inim inim inliyor. Şu mektup Genel Başkanımıza gelen bir mektup. İmzalar arkasında -yeni takip ediyorsunuz- Konya Tuzlukçu'dan "İşler doğruya göre değil, eğriye göre. Bu millet sata sata ne olacak?" diyor. Üzerine de yazmış "Garip çiftçi."
Çiftçi Canından Bezdirildi
Bütçeye yeterli desteği koyamadınız, havza bazlı projeleri başlatamadınız, okul sütünü veremediniz, çiftçiyi canından bezdirdiniz. Madem usta oldunuz, bunları bir an önce gerçekleştiriniz. Rakamlarla, bakanlarla, bankalarla onları kandırmaya devam ediyorsunuz.
Kaynak, Kul hakkı Yemeyen Türkiye Olacak
Bakın değerli arkadaşlarım, teşbihte hata olmaz. Bir tilki-horoz hikâyesi vardır. Bir gün horoz köyde gezmeye çıkıyor. Horoz bayağı bir gezdikten sonra bakıyor akşam hava kararmış, kümese dönse yolda tilkiye yem olacak, diyor ki: "Bu geceyi şu ağaçta geçireyim." Tünüyor ağaca, gece orada geçiyor. Sabahleyin görevini yapmaya başlıyor, ötüyor, ötüyor "Üürüü, üürüü" bunu duyan tilki altına geliyor, diyor ki: "Horoz kardeş, ne kadar güzel ezan okudun, sesine hayran oldum, meftun oldum, hadi in de sabah namazını beraber eda edelim." Horoz titremeye başlıyor, inse tilki yiyecek, inmese "Horoz kaçtı." diyecekler. Horoz da kurnaz. Horoz dile geliyor, tilkiye diyor ki: "Tilki kardeş, teşekkür ederim, teveccüh buyurdun ama karşıdan geliyor bir avcıyla iki tazı, onlar da geliversin cemaatle kılalım namazı." Başlıyor tilki titremeye, avcı ile tazıyı duyuyor. Tilki de kurnaz "Horoz kardeş, acele etmeyeyim, benim abdestim yoktu, karşı dereden abdest alıp hemen geleceğim." diyor. O da kurnaz. Bu kurnazlıklar saymakla bitmiyor. İnşallah ilk seçimde Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu kurnazlıklara, bu anlayışa son vereceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Elektrikte, sütte, yemde KDV'yi mutlaka makul seviyelere indireceğiz. Destekleri de en az 2 kat arttıracağız. Kaynağı sorabilirsiniz. Kaynak kul hakkı yemeyen Türkiye olacak. Türk çiftçisi Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında da rahat bir nefes alacak.
Bakın, pembe tablolarınızda neler var? Bunları artık yorumsuz koyuyorum, neden? Bunları çok konuştum ben, bunları çünkü perişan ettiniz, sayıları azaldı, bunlar azaldı, bu kadar kaldı.
Mazot 1 Liradan 3,80’e Çıktı; Köylüden 5 Milyar Alındı
Mazot 2002'de ortalama 1 lira 10 kuruştu, şimdi 3,80 civarında seyrediyor. Köylünün cebinden bu anlamda 5 milyar dolar sadece mazottan özel tüketim vergisi alındı. Sütten ve yemden aldığınız KDV'yi hesaba katmıyorum. O kooperatifler bu paraları öderken neler çekiyor, bir bilseniz. Verdiklerinizi söylüyorsunuz ama aldıklarınızı hiç söylemiyorsunuz. Soğanı yiyen değil, soğanın acısını doğrayan bilir değerli arkadaşlarım. O kooperatif başkanları neler çekiyor o KDV'yi, ÖTV'yi öderken, gidin, bir görün.
Gübre Fiyatları El
Yakıyor: 254 Liradan 1020 Liraya Tırmandı
Gübreye gelince onları biraz önce MHP Sözcümüz gayet güzel açıkladı.
Amonyum sülfat yüzde 21'liği 2002'de tonu 162 liraydı, bugün 640 lira. 20-20'yi söyleyeyim, 2002'de tonu 254 liraydı, şu anda 1.020 lira. Karma yem etlik piliç tonu 413 liraydı, Temmuz 2002'de 1.050 lira. Yumurta tavuğu yemi 323 liraydı tonu, Temmuz 2011'de 840 lira. Yani bu rakamlar gerçek rakamlar, Devlet İstatistik Enstitüsünün rakamları. Bu oranlarla gıda, tarım ve hayvancılık nasıl başarıya koşar, takdirlerinize sunuyorum.
Sütle Yem Oranı 1’e 2’ydi; Şimdi 1’e 0,7 Oldu
Geçen yıl "Süt 70, yem 70, bu iş bitmiş kardeşim, bu iş bitmiş." demiştim, güldünüz. Ama bu sene "Süt 80, yem 80, ah, bu işten bir vazgeçsem." diye vatandaş feryat ediyor. Gidin bir görün. Çünkü süt parası yem parasını karşılamıyor. Eskiden 1 litre sütle 2 kilo yem alınırdı, şimdi 1 litre sütle yaklaşık 750 gram civarında yem alınabiliyor.
"Cici pappam parıl parıl
Parıldıyor, aç karnım curul curul curulduyor."
Bu süreçte hakkınızı yemeyelim. Mısırda, çeltikte, ayçiçeğinde üretimi artırdınız. Yeterli mi? Kesinlikle hayır. Çünkü girdi artışları yüzde 400 artarken destekler aynı oranda artmıyor, gübredeki, mazottaki fiyat artışlarından, ÖTV'den ve KDV'den dolayı çiftçinin kaybı en az 10 milyar dolar. Banka borçlarını ilave etmiyorum. Gel de sen bu işin içinden çık. Bizim orada bir laf vardır, "Cici pappam parıl parıl parıldıyor, aç karnım curul curul curulduyor."
Tarımsal destekler, GSMH’nın Yüzde
1’inden Az Olmayacak Diyor; Hükümet yarısını veriyor
Değerli arkadaşlarım, 5480 sayılı Tarım Kanunu 27'nci maddesinde, tarımsal desteklemeler için bütçeden ayrılacak kaynağın gayrisafi millî hâsılanın yüzde 1'inden az olamayacağı hükmü vardır. Bu hükmü hep beraber koyduk. Buna uyuyor musunuz? Kesinlikle hayır, yarısını veriyorsunuz. Onun için, pamuk, patates, buğday, pancar, haşhaş, anason, ayçiçeği, üzüm, zeytin, elma üreticisi perişan durumda.
Bakın, pamuk üretiminin yüzde 90'ı Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Mersin, Şanlıurfa illerinde yapılır, yüzde 10'unu da yaklaşık Antalya, Osmaniye, Denizli kapsar. Ürün büyük bir istihdam sağlar. 2010 üretim yılında kilosu 1,80 ile 2 lira arasındaydı. Şu an itibarıyla, 60 ile 70 kuruş, birinci sınıf olursa 80 ile 90 kuruş arasında fiyat ediyor.