- Kategori
- Deneme
Özlem/işim
Özlemişim ya; hem de, çok özlemişim...
Harbi olanını, dobra konuşanını...
Konuşurken dinleteni; yüzümü tebessüm ettireni...
Beni dinleyip, anlayanı özlemişim...
Yaptığım espriyi, açıklamak zorunda kalmamayı özlemişim...
Hem de, çok özlemişim...
İyot kokusunu, akdeniz sahillerini, palmiyeleri...
Pembe-beyaz açan, baygın kokak zakkum çiçeklerini dâhi özlemişim...
Cumhuriyet meydanından, eve yürüyerek gitmeyi...
Vali konağının önünden geçerken, kapıdaki korumalarla selamlaşmayı...
Cumhuriyet alanında paten kayan çocukları izlemeyi;
banklarda dinlenen yaşlı insanlara tebessümle selam vermeyi özledim...
Pergolelere sarılmış renga renk çiçekleri...
Su fiskiyelerinin çevreden geçen insanlara, su sıçratarak selam vermesini izlemeyi ve ıslanmayı...
Ve, çiçeklerin; portakal çiçeğini anımsatan kokularını duyumsamayı çok özledim...
Sahilde, deniz fenerinin önünden; dalgaların ıslattığı kumlara basarak, Hilton otelinin önüne dek yürümeyi...
Ve, dalgalarla şakalaşmayı... Yürümekten yorulunca, yürüyüş yolu banklarında dinlenmeyi çok özledim...
Dinlenirken bedenim bankta; kalbimle denizin hasbihal etmesini de özlemişim...
Her defasında; sahilden gözümde bir kaç damla yaş ve gönlümü sızlatan hüzünle ayrılmayı dâhi, çok özledim...
Dost sesleri özledim, simit gibi sıcacık, bal kadar tatlı....
Özledim; özlediğimi dâhi unuttuğun bir cümle şeyi, çok özledim...
Hülya AŞKAROĞLU