Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '17

 
Kategori
Deneme
 

Özlemeyen Var Mı?

Özlemeyen Var Mı?
 

Eskiden, ister şehirde, isterse köyde olsun, bayramlarda ve sair zamanlarda, kapısını çaldığımız evlerden, ceplerimizi doldurduğumuz şekerlerle çıkardık.

Sevinirdik, bizi sevindiğimizi görenler de sevinirdi.

Yüzümüzdeki sevinçleri görenlerin yüzünde açan güller...

O zaman ki şekerlerimiz daha tatlıydı, eminim.

Büyükleri ziyaret bir meziyet, komşuya gitmek büyük mutluluktu.

Hele o  erken yatmamız için anlatılan hayalet masalları yok muydu?..

Her gelen misafir kabul edilir, hemen içeriye buyur edilirdi.

Allah ne verdiyse, yenilir, içilirdi.

Evlerimiz tek katlı, betonlaşma daha azdı, ormanlarımız daha çoktu.

Sularımız boldu, çay, dere, ırmak, nehir dolu akardı.

Çelik çomaklarımız, çamurdan arabalarımız, cam misket niyetine mazılarımız, bez toplarımız vs.vs. vardı.

Okulda, Öğretmenlerimizi hep amcamız gibi görür, hele Okul Müdürünü hep okulun sahibi diye düşünürdük.

***

Mahallede ve köyde, kimin evinde televizyon varsa, topluca gider seyrederdik.

Dizi filmlerde ki Köle Isaura da ağlayacak kadar duygusal, anlamasak da Kemal SUNAL’la hep beraber gülerdik.

Gece vakti televizyonlardan evimize giren uzaylılarla dost olurduk, sadece sivri kulakları uzun olan MS SPAK bizden farklıydı.

Müzik setlerimiz kocaman, elle ayarlanabilen pikaplardı.

Sanduka tipi radyodan, bozuk akustiğiyle Yüksel ÖZKASAP’lar, Yıldırım BEKÇİ’ler, Zeki MÜREN’ler, Müzeyyen SENER’ler… dinlenirdi.

***

Günümüzde, yaşayışımızda bunlar sadece hatırlayabildiklerim.

Şimdi düşünüyorum da eskiyen biz miyiz, yoksa hatıralar mı bilinmez.

Belki ortak kullandığımız bir arkadaşımızın bisikletini, kaybettiğimiz büyüklerimizi, yitip giden değerlerimizi, bir Zeki MÜREN’i, bir Kemal SUNAL’ı geri getiremeyiz.

Fakat bunları paylaştığımız sevgimizi, saygımızı, en önemlisi dostlarımızı, o tozlu anılardan günümüze getirebiliriz, yaşatabiliriz.

Geçmişteki anılarımızı, biraz daha diri tutmak adına, emek harcayıp, çaba ve gayret gösterebiliriz.

Sizi bilmem, ben sıcak bir bardak çayla, eski dostların buluştuğu sade, sessiz ve sakın bir ortamda yapılan oda sohbetlerini çok, ama çok özledim.

Ya siz?...

 

Geçmişi arıyorum, hem de gıpta ile.

Ah ah, o yaşananlar, gelse de bir dile.

Mutlu huzurluyduk hep, giyilse de zile.

Atiye umutla bak, uyan be ey insan!

                                                                                                                     

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..