Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '14

 
Kategori
Blog
 

Özlemişim yaa... Culduz'u da keza!

Özlemişim yaa... Culduz'u da keza!
 

Kaynak:İnternet


Ayy bakın, özendirdiniz şimdi beni,eskiler falan denince, sınıfın parlak öğrencilerinden biri olarak kaldırdığım parmağı öğretmenin gözüne sokarcasına "Ben! Ben!" diye söz alasım geldi!

"Sınıfın parlak öğrencisi" derken, ilkokul yıllarımdan yola çıkmıştım, lakin, gereksiz mütevazılık da insanı murdar ediyor; buranın da "parlak öğrencisi" sayılırım, bir nebze...

Hal böyle olunca, hazır içimden de gelmişken, bir-kaç kelam edesim geldi.

******

Bu sitenin en çok üye tarafından okunan yazarı, sahiden, Ümit Culduz'dur; adam "Dur bakalım, bu sefer kime çatmış?" dürtüsünü fena halde dürtüyor!

Bir de, güzel yazıyor, ne yalan!

Kendisinden hiç hazetmem lakin yazma yeteneğini de gözardı edemem!...

******

Yorum konusuna gelmek istiyorum, özellikle: Yıllardır bu konuda sakıncalıyım.

Yorumun yazıya geldiğini düşünüyorum, aynı ya da farklı bir fikir sahibinin kendini ifade etme isteğinin sonucu olarak düzenlendiğini düşünüyorum.

Bir yazarın olumlu gelen yorumlara değil de, olumsuz gelen yorumlara karşılık cevap hakkının doğması sonucu "Yoruma cevap ver" seçeneğinin sunulduğunu düşünüyorum.

Yazdığım yazıya "Evet, aynen katılıyorum!" diyene söyleyecek tek sözüm vardır: Teşekkürler, sevgiler...

Katılmayana ise örnek gösterebileceğim tek şey yazdığım satırlardır ki kendi fikrimi ifade ediyor. (Hiç aklıma gelmeyip de hakikaten doğru olanlar hariç) yazdığım yazının tekrarını yapmak ciddi anlamda bana vakit kaybı geliyor.

Kaç kez tekrarladım, yine de tekrarlamak istiyorum: Yorum butonu yazıya dair fikirler için vardır, farklı okurların fikirlerini tartışması için de ideal bir ortamdır; yazarın düşüncelerini tekrar ve tekrar ifade etmesi için değil!...

******

Dön-dolan aynı noktaya geliniyor; al gülüm-ver gülüm yorumlar falan...

Yorum konusundaki düşüncelerimden dolayı yıllar içinde çok olumsuz notlar aldım, öyle her okuduğu yazıya yorum yazma niyetinde olan bir insan değilim, ancak Ali Gülcü'nün yazdığı bir yazıya yorum yapmıştım ki kendisini okumayı severim: Sırf yaptığım yoruma cevap vermeme adına o yazıya ait hiç bir yoruma cevap vermemişti, sağolsun!

******

Bu durumumu bilip de yorum yapanlar can ve ciğerlerim, bazen durumdan habersiz çok etkileyici bir yorum aldığımda mesaj yazarak anlatıyorum kendilerine durumu; sanıyorum Ali Gülcü de tek tek yorum yazanlara ne nedenle cevap vermediğini anlatmıştır. (Kişi önce kendinden bilir işi)

******

Neyse... Dön-dolan aynı konulara gelindiğine göre pek de yanlış bir şey yapmamışım!

******

Körler sağırlar birbirini ağırlar durumuna gelince... Belki de en sıkıldığım durumlardan biriydi bu: Yıllar önce bir hanım kızımız habire yazılarıma yorum yapıyordu. O vakitler yorumlara cevap veriyordum. Aaa, bir baktım ki bir gün beni azarlamış! O kadar yorum yapıyorum sana bir yorum bile yazmadın bana! Diyerekten...

Yorum yazdıracak bir yazısı olsa, başımla beraber; ama yok!

Ben mi istedim yorum yazmasını? Yok!...

Yine de bu arkadaş bir dönem en çok yorumlananlar listesine girdi mi? Girdi valla!...

******

Böyle bir derdim hiç olmadı!

Çok okunmak istedim, ne yalan, ama ciddi anlamda okunmak istedim...

Fikrimin bir değeri var diye düşündüm hep, birilerine yol gösterir belki diye... 

İnsanın söyleyeceği şeyleri vardır; söyleyeceklerini daha fazla kişilere ulaştırmak istediğinde olanaklarına göre kitap yazmak, sempozyumlarda konuşmak gibi alternatifleri vardır.

Bu durumlar fazla uzak göründüğünde internet üzerinden kendini, hiç olmazsa, ifade etme olasılığı en çok "Blog"lar tarafından sunuluyor.

Kullanmamak salaklık!

Yazma-çizme olaylarıyla hiç işi olmayanları cezbetmez; cezbedilen bizlerin söylemek istediklerimizi yazma konusunda bir isteği, ısrarı vardır...

******

İnsanız, yazdığımız-çizdiğimizi çok da belleyebiliriz, varolandan az da... İnsanın nüvesinde saklıdır... 

Hepimiz kendimize uygun deneyimler geçirdik burada; kendini fazla pazarlayanlar ile kendini bir türlü pazarlamayanları; kıskançlıkları, aile ortamı gibi görüp de bozulanları... Aile ortamı gibi görüp de mutlu-mesut olanları...

Sonuç itibariyle herkesin beklentisi doğrultusunda yaşadığı acı-tatlı deneyimler oldu, olacak...

Bunun eski-yeni gibi karşılaştırmasını yapmak fazlasıyla anlamsız; zira her deneyim kişinin kendisine özeldir ki o deneyimi paylaşmak da kendi inisiyatifindedir!

Yani, ille de her yazılanı okuması, her okuduğundan kendine ders çıkartması gerekli değildir!

******

Com.tr yazarlığım konusunda en çok Culduz Bey'den olumsuz tepki aldım; hakikaten, profil resmime kadar vurmuştu, sağolsun!

Yukarıda Allah var, Herr Culduz farklı konularda samimi olarak sıkça yazıyor olsaydı, benim yerime kendisini tercih ederlerdi!

Neden derseniz, resmen çalakalem yazan biriyim; yazdığım yazıyı bir kere dahi okuyamam! İmla hatası mı varmış, cümle düşüklüğü mü, yok şekerim! Yazdığım yazıyı bir kere okumaya kalksam yayınlayamam! Beğenmem zira!...

Ama Culduz öyle değil, bir yazdığı yazıyı yüzlerce kere kontrol ediyor; hayır yani, kereta, en uygun tanımlamaları da buluyor...

Ölçüyor, biçiyor... Dengeleri ortalıyor... Topa tam da kornerden vuruyor ki golll!

Lakin, ille de uğraşmak istediği birileri var ve o birileri de başbakanımız falan değil! Türkiye'nin sorunları hiç değil!

Hal böyle olunca Culduz'un beğenmediği kadın com.tr yazarı oluyor.

"Resmi neticesinde" diyerek ekarte etmeye çalıştığı kadın yıllardır bilaücret yazıyor!

******

Yani, demem o ki; Culduz'dan çekmediği kalmamıştır biraz sivri olan kişinin, lakin şu da bir gerçektir ki hiç kimse de onun kadar merak edilerek okunmaz!

******

Yeni gelenlere tek bir diyeceğim var: Kendiniz gibi olun! Gerisi teferruat!

 

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..