Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '09

 
Kategori
Deneme
 

Özlü sözlerim

Özlü sözlerim
 

Hiç bir şeyi küçümseme,sıra sanada gelir..


KALENDERCE SÖZLER ŞUBAT 2009

*Çocuklar, Anne ve Babanın kalbine takılan kanatlardır. Anne baba'nın hayatını geçmişin ağırlığından kurtarıp, şimdiki halin heyecanıyla ölümsüzlüğün ufkuna kanat çırptırırlar. Bu yolculuk hep ileri yükseklere doğrudur. Geçmişi değil geleceği taşırlar.

*Ağaçlar gökyüzünün tohumlarıdır, Ağaç ekersen su alırsın.

*Görülüyor ki insanlar yüzlerini yüreklerinden gizliyorlar. Sözleriyle kanıtlanan gerçeğin iki yüzlülüğü metal para da geçerlidir. Yüz kalbin aynasıdır.

*okyanusta sana kulaç attıran kalbinin sukuneti ile aklının bilgeliğidir. kollarında ki güc; kalbin ifadesi, tekniği de; aklının ifadesidir. Panikle karaya varamazsın.

*Martıları yüksekte tutan, kanatlarının çırpınışından önce kalbinin çırpınışlarıdır.Dünyayı boşlukta tutan da aynı, İnsanı en yükseğin tepesinden ufku seyrettiren de aynı güçtür.Kalpten kalbe yol vardır.

*Kalbi ilk yaralayan sahibidir.ve her zamanda öyledir.Başkalarının kalbini yaralaması diye bir şey yoktur;Kaşığını kendi ellerinle tuttuğun gibi, kalp destini kıran çekiçleri de aynı el tutmuştur.

*kalbinden kuşku duyan Yaradan’ından da kuşku duyar. Çünkü o yüreği, göğüs kafesi nin içine yerleştiren Yaradan’ın elleridir.Kötülük yapmaktan ve yalan söylemekten sakın.Kalbi en çok yaralayan bunlardır;aynı zaman da emanete de ihanettir.

*Her mezarlığın bir ilahisi vardır. Bilgelerin mezarlarından çıkan ilahiler, tüm ölülerin ruhlarından huzurla esip geçerken, eceliyle ölenlerin ruhlarına melodilerini tane tane bırakırlar.Şehitlerin ve arkalarından haince vurulanların ruhlarında acı bir harmoniğe dönüşen bu nameler, gökyüzünde sessiz bir acıyla, yankılanırlar..Bu yankılar, gök kubbenin altında yaşayan tüm yüreklerin vicdanlarında çınılar.Kötülükler ve savaşlar, hainlikleriyle beraber yer yüzünden kalkana kadar bu çan sesleri kesilmeyecektir.

*Ticaret yapmak, kalp top’unu sahaya sürmek gibidir. Gelen vurur giden vurur, birde sen vurursun. Bu maçın ne zaman biteceği de belli olmaz; ta ki top patlayana kadar..

*Günümüzde, Adaleti tam ortasından kesilip eşitçe dağıtılacak meyve zannederiz.Aslında, o meyveyi tutan el, önce meyvenin içini kendi alır, sonra kabuklarını eşitçe dağıtır..

*İnsanları ağırlıklarıyla taşıyabilirsiniz.Araç bol.Ama davranışlarıyla asla..Fazla yaklaşmayın üstünüze kalırlar.

*Günümüzde bir Ülkeyi savaşa sürüklemeden önce, sahaya sürün.Bol bol futbol oynatın..Savaşacak halleri kalırsa eğer..

*Hedefini aklının dürbünüyle netleştir.Kalbinin atışlarına bırak;tam vuruş..Ayağına sadece gitmek kalsın.

*Ne için ve neye dua ederseniz edin.İster gökyüzüne, ister tüm dinlere, ağaçlara yıldızlara…Kalbinin berraklığı, ışığın uzaklığıdır.Işığın rengi içinizde gizli..Gelen ışık, gidenin rengi ve bereketidir..siyah iplikten beyaz yorgan çıkmaz.

*Dilinize hangi tatları yazdırırsanız, beyniniz onu okur ve bir alışkanlık alanı(zihin) oluşur.Bu size ait bir tasarruftur(irade).Tüm inanç ve davranışlarınızda, yüzlerce kez, beyninize yazanların size okutmasıdır.

*Alışkanlıkların esiri olmak, tembellikten ve ölümden kötüdür.Siz ölümü bir defa da olsa tekrarlayamazsınız.

*Ben hiçbir zaman kötülere beddua vermem. Onlar zaten beddualıdırlar ve yüreklerinde sorgulanırlar.Sadece dışarıyı değil, içlerini de kirletirler. Yürekler o kadar temizdir ki.. kirli suda fazla yaşayamazlar.

*Bazen kötülerin çok uzun ve zengin yaşadıklarına şahit oluruz.Onların bu durumu kendi kredilerini tükettikten sonra;Ortamda çoğalan kirlilikten ve eşeklerden nasiplenmeleridir..Derler ki, eşeği çok olan köyün yükünden sorun olmaz.

*Güneşin o devasa kızgınlığının yüreğinde ipek gibi bir dokunuş vardır.Siz onu yapraklarda görürsünüz.Yüreğinizde hisseder, Bardaktan kana kana içersiniz.Saflığın gücüne ne derseniz? Bilgeliğin ve arınmışlığın gücünü denemeyin..

*Güzellik ve merhamet Tanrıya en yakın mekandır.Bu kapının nöbetini iyi tutmalıyız.Uykuya daldığımızda haber verecek bir zilimiz olmalı.Yoksa kötülük her an içeri girer.

*Doğruluk, İnsana İhsan edilen en yüce kutsallıktır.

*Ellerimim bana en güzel hediyesi, sevgiyle yaratılan her şeye dokunma hazzını vermesidir.

*Aklımızın en verimli ve faydalı hali, Şu anda da tabi olduğumuz kozmik yasaları anlama kabiliyetidir.gerisi teferruattır.

*Evren, üzerindeki tezgahta farklı farklı imliklerle dokunan halı gibidir.Nihai hedefi ipek halı olmayı arzulamaktır.İnsanlığa bunun için tahammül eder, bir an önce ipek dokunuşları öğrenmeliyiz.Yoksa bizi de çırpacaktır; tarihi tufanda çırptıkları gibi..!

*Evrenin sırlarını öğrenmek için bir çok kitap sayfaları çevirebilirsiniz. Aslında ağaçta asılı duran yaprağı , gören gözlerle çevirdiğinizde, daha fazla heyecan duyarsınız.Çünkü sırları hem dokunur , hem koklar, hem de görerek okursunuz.

*Karanlık zamanlarda ışığınla fazla dolaşma. Mahremlerini Işığına verenler, ışığını söndürürler.

*Gizlilik içinde aydınlan.Sadece pilini doldurmaya devam et.Fenerin düğmesine bastığında köyünden çıktığın zaman olsun.Seni takip ettiklerinde ayak izlerine kalsınlar.

*Bana Tanrı’nın olup olmadığını soruyorsun.Önce, kirli ellerini yıka da gel.

*İnsanlar kafalarına yerleştirilen kartın ne olduğunu merak etmeden önce , jokey kartının ne olduğunu öğrensinler.

*Evinde küçük zararlı mikroplardan kurtulmak istersen, evini süpür..Büyük mikroplardan kurtulmak istediğinde Televizyonunu çöpe at..


*Siz demir yığınlarını Okyanusta yüzdüremezsiniz..Kimyanızı ve Matematiğinizi okyanusa okutmalısınız..

*Günümüze uygun nasıl giyinmenizi merak ederseniz eğer, birkaç asırlık bir resim de bulduğunuz sakinleri canlandırıp günümüz sokaklarına bırakın..Şimdiki örtülerinizle dudak bükmezseniz uygundur..


*Bilgi Bilgelik değildir.Sana binayı yaptıran bilginin penceresinden sızan mum ışıkları , sükunetle gecelerini dalgalandırıyorsa bilgeliğin imza altına alınmıştır..Mum alevinin sükuneti yüreğinde huzurun ayak izleridir. Öfkenin dokundurduğu alev, evin duvarlarına siyah bir iz bırakırken, bilgeliğinde çizik atmıştır.


*İnsanın zihninin üstüne bir Millet çöker.


*Özgürlüğünün cesaretini cahilliğine yazdıranlar, cezaevlerinde kader Mahkumunu oynarlar..


*Çocukluğu öldürülmüş toplumlarda, Huzurun yıkıntıları altında “İnsan” Ararsınız..Bulduğunuzda da cezaevine yatırırsınız..

<ı>*Okyanusta balıklar, bulunduğu haldeler..Yunus yunustur, köpek balığı da köpek..İnsan okyanusunda her türlü hal vardır..İnsan size, yunus gibi yaklaştığında siz, köpek balığı önlemini alın..

<ı>

<ı>*Cehalet aklın sefalet erozyonudur..Toprak kendi ağacına tutunarak erozyondan kurtulur, akıl da kendi bilgeliğine..Akıl bahçende, cahillerin çer-çöp sellerinden koruyacak bir çınar ağacın olsun.O’nu taa çocukluğunuzda ekin…Cehalet hem sefalet, hem de felakettir..

<ı>

<ı>*Çocukluğu öldürülmüş toplumlar, ambarında küflenmiş tohuma kalırlar..O Toprağı sulasan da, çürümüş tohumlar, kıtlığa bırakırlar..Ambarınız da tohumlarınız temiz, sofranız da ekmeğiniz bol olsun..


 
Toplam blog
: 164
: 239
Kayıt tarihi
: 23.02.09
 
 

Kalenderce yaşarım. Okurum, gezerim, Çocukluğum şanslıydı; özgürlük en büyük mükafatım. Hiç bir kal..