Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '16

 
Kategori
Siyaset
 

Özrü kabahatinden büyük

Bir gece yarısı önergesiyle meclis gündemine bomba gibi düşen çocuklara yönelik cinsel istismar suçlularının cezalarının ertelenmesine yönelik yasa tasarısı toplumda çok büyük tepki aldı.

Ülke olarak çok sıkıntılı dönemlerden geçtiğimiz şu günlerde böyle bir teklifin üstüne üstlük, yangından mal kaçırır gibi gece yarısı meclise getirilmesi bir kabahat ise, bunu savunmak adına getirdiğiniz özür mazeretleri daha da büyük ayıptır.

Topluma bunu kabul ettirmek mümkün olmasa da, bir an bu teklifin iyi niyetle yapıldığını düşünelim. Tecavüz ya da cinsel istismar olmadan ailelerin rızasıyla evlendirilmiş, yuva kurmuş, çocuk sahibi olmuş, ancak daha sonra bir şikayet üzerine hapse girmiş sözüm ona aile reisini özgürlüğüne kavuşturmak, eşini, çocuklarını mağdur etmemek için bir kereye mahsus böyle bir uygulamanın yapılmak istendiğini varsayalım.

18 yaşın altındaki, çocuk yaştaki kızların evlendirilmesinin yasak ve suç olduğunu bilerek buna önayak olan ana babalara ne demeli?

Eğer aile büyüklerinin zoruyla bu evliliği yaptıkları iddia ediliyorsa, o zaman damadı hapisten çıkaralım, kalan cezayı baba çeksin!

Daha da ilginç ve vahim olanı Adalet bakanı Bekir Bozdağ’ın bu tasarıyı savunmak adına verdiği örnek:

“Bir düğün yapılıyor; eşraftan bir aile, iki taraf da eşraftan. Düğününe ilçenin savcısı geliyor, hakimi geliyor, emniyet müdürü geliyor, karakol komutanı geliyor, kaymakamı geliyor, belediye başkanı geliyor, ne kadar ileri gelen varsa geliyorlar. E, hediyelerini de takıyorlar. ”hayırlı olsun” da diyorlar. Daha sonra çocuk oluyor hastanede. Bunun üzerine doktor bir bakıyor, yaş küçüklüğü var; suç ihbarında bulunuyor. Düğününe gelen karakol komutanı geliyor, bunları evinden alıyor. Ondan sonra, şu anda yatıyor.”

-ahil ve sorumsuz ailelerin suçunu niye çocuklar çeksin? Diyebilirsiniz.

Ancak ilçenin tüm sorumlu yöneticilerinin de düğünde bulunması, işlenen bu suçu nasıl meşru kılıyor?

Koskoca kaymakam, belediye başkanı, savcı, hakim; yasal olmayan bir düğüne hangi akla hizmet katılırlar?

Keza hepsi de evli barklı, çocuk sahibi vekiller, hangi vicdanla böyle bir tasarıyı gece yarısı operasyonuyla meclisten geçirmeye çalışırlar?

O düğüne katılan bürokratlar aynı zamanda suça iştirak etmiş olmuyorlar mı?

Onlarla ilgili bir işlem yapılması düşünülüyor mu?

Kuşkusuz, bırakın tecavüzü, evlenmeyi bile aklından geçirmeyen, cinselliği bile henüz tanımayan erkek çocuklar ailelerinin zoruyla, beşik kertmesi gerekçesiyle kendileri gibi çocuk yaşta kızlarla evlenmek zorunda bırakılmış olabilir.

Feodal yapının henüz kırılamadığı özellikle de kırsal bölgelerde bu tür evlilikler ve sonuçları sosyal bir dolu sorunlara neden oluyor.

Bunların önlenebilmesinin en temel yolu eğitim, kuşkusuz. Ancak toplumun bu kültürü almasına kadar geçecek süreçte kimi caydırıcı, yasal önlemlerin de alınması gerekiyor.

Bu yasaların uygulanması ve de halkın bilinçlendirilmesi konusunda birinci derecede sorumlu ve yetkili olan yöneticilerin bizzat bu suçun tanığı olmaları, tam da “özrü kabahatinden büyük” deyişine denk düşüyor.

Bir özür de iktidar partisi milletvekilleri tarafından işleniyor.

Toplumun böylesine duyarlı olduğu bir konuda, iyi niyetli bir yaklaşım bile olsa, başta meclisteki vekilleri, sonra da toplumun örgütlü kesimlerini bilgilendirmeden, onların görüş ve önerilerini almadan, yani bir toplumsal mutabakat oluşturmadan niye bir oldu- bittiye getirilmek isteniyor.

İstismara açık, halkın büyük çoğunluğunun tepki vereceği bir yasal değişikliği siz bir suçluluk telaşı ile  gece yarısı meclisten geçirmeye kalkarsanız, haklı da olsanız halkta karşılık bulamazsınız.

Kaldı ki, bu tasarının ne içeriğinde, ne de yönteminde en küçük bir haklılık payı olmadığı gibi, asıl suçlu ve sorumlular göz ardı edilmeye çalışılıyor.

Oysa, bu konuda mağdur olan muhatapların taleplerini gündeme getirip, kamuoyu oluşturabilir, kamu vicdanını rahatsız etmeyecek çözümler bulunmasını sağlayabilirdiniz.

Ama her zaman olduğu gibi, biz yaptık oldu anlayışıyla; toplumu, hassasiyetlerini, etik değerlerini yok sayarak halkı yöneteceğinizi sanmaya devam ediyorsunuz.

Yani Sayın Bakan ve bu önergeyi meclis gündemine getiren vekiller; özrünüz, kabahatinizden büyük! Tez elden bu yanlıştan dönün ve toplumun sabrını zorlamayın.

Çok az sayıda da olsa; kendi rızası dışında evlendirilmiş, çocuk sahibi olmuş ve bugün kabullendiği yuvasında çocuklarını babasız büyütmek istemeyen çocuk gelinlerin masum taleplerini de görmezden gelemeyiz. Suçlu onlar değil, yasak ve suç olduğunu bildikleri halde, bu yasaları uygulamakla yükümlü yöneticilerin bu evliliklere göz yummaları ve hatta bizzat katılarak suça iştirak etmeleridir.

AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar) 22.11.2016/BODRUM

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..