Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '08

 
Kategori
Haber
 

Özür Bildirisi'ndeki Sinsi Niyet ve Anadolu'da "Ermeni" Kelimesinin Anlamı

Özür Bildirisi'ndeki Sinsi Niyet ve Anadolu'da "Ermeni" Kelimesinin Anlamı
 

Şehit edilen Talat Paşa.


“Ermeni” kelimesi toplumumuzda aşağılama ifadesidir. Kaldı ki toplumumuzda ırkçılık, kuvvetli düşünce ve ideolojik temelleri olan bir anlayıştan çok uzak. Benim sık sık dillendirdiğim bir ifade var: Erzurum’dan solcu çıksa ne olur? Çünkü sağcımızın da solcumuzun da ortak değeri bir hayli fazladır ve Türk insanı her şeyden evvel aklıyla değil duygularıyla düşünür, hareket eder. Yani Türk insanı duygu insanı… Arada çok uç insanların çıkması da istisnadır, normaldir.

Duygu insanında neden “Ermeni” kelimesi maalesef böylesine “aşağılama” ifadesi halini almıştır.

1895 tarihli New York Times gazetesi Anadolu’da 200 bin Ermeninin silahlandığından bahseder. Silahlı 200 bin Ermeninin çocukları ve eşleriyle epey bir yekûn tuttuğu gözden kaçmamalıdır. Yani Osmanlı’daki Ermenilerin büyük bir bölümünün silahlandığını ve Anadolu’da 19. yy’ın ikinci yarısından itibaren cinayetler işlediklerini gözden kaçırmamamız gerekir. Rusya destekli Ermeniler, bağımsızlık mücadelesine girmişlerdir. Öyle denildiği gibi Ermenilerin Müslüman Türk, Kürt ve Çerkez’lere uyguladıkları katliam 1915 tehcirinden sonra başlamamıştır. Rusya’nın farklı bölgelerinde bulunan Ermeniler, bağımsız bir ülke vaadiyle Rus Çarlığı tarafından Osmanlının Kafkas sınırına yığılırken, Ermeniler, aynı zamanda Osmanlı ile Orta Asya’daki Türk cumhuriyetleri arasına bir tandem, bir duvar olarak düşünülmüştür.

Yine Rus destekli Ermeni askerleri 26 Şubat 1992’de kışın ağır şartlarında yolları kapanan ve dünyayla irtibatı kesilen Hocalı’ya baskın yapmışlar ve binlerce masum Azeri soydaşımızı hunharca katletmekle kalmamış, ölülere bile işkence etmişlerdir.

Yağmalama, katliam, tecavüz, işkence gibi Ermeni zulmünü ta o tarihlerden itibaren yaşayan Müslüman Türkler, Kürtler ve Çerkezler arasında “Ermeni” kelimesinin yanında, Ermenilerin işbirlikçileri “Rum(Urum), Rus(Urus)“ kelimesi de aşağılama ifadesi olmuştur. Özellikle Doğu'da kargışlarda da geçer!Bu nedenle masum Ermeni vatandaşlarımız yıllarca Ermeni olduklarını saklamışlardır ve halen saklayanlar vardır.

Sosyolojik bağlamda bir milletin, indirgemeci ve toptancı bir yaklaşımla aşağılanması son derece sakıncalıdır. Bunu da açıkça ifade etmem gerekir.(Bu sözüm Osmanlıya "eli kanlı" ve Osmanlıya sahip çıkmaya da köpekliktir, diyen MB'nin başı dönmüş mikserine...) Bizim inanışımıza göre üstünlük takvada, yani kamil insan olmaktadır; ırkta ve cinsiyette değil.

USAK Başkanı Sedat Laçiner’in Nuriye Akman’a yaptığı açıklamalar, Türk Tarih Kurumu’nun bildirisi ve edindiğim diğer bilgilerden hareketle özür dilekçesinin/bildirisinin tahlilini özetle aşağıdaki gibi yapabilirim:

ÖZÜR DİLEKÇESİNİN MAHİYETİ:

1) ÖZÜR KAMPANYASI, TÜRKİYE-ERMENİSTAN YAKINLAŞMASINA ATILMIŞ BİR DİNAMİTTİR:

USAK(Uluslar arası Stratejik Araştırmalar Kurumu) Başkanı Doç. Dr. Sedat Laçiner’e göre Ermenistan 100 milyon Türkle kuşatılmış bir yer. İran Türkleri, Azerbaycan ve Türkiye… Gürcistan ile araları yok. Rusya da beklentilerini karşılamıyor. Soykırım konusunda Ermenistan tarafından hiç kimsenin görüşlerinde değişiklik olmamasına rağmen, Türkiye kapısının açılması bir nefes borusu olacaktı. Son zamanlarda neredeyse Taşnaklar bile Türkiye ile diyaloga sıcak bakıyorlardı.”

Ancak gelinen noktada Taşnaklar, diyorlar ki “Arkadaş sizin diyaloga ne ihtiyacınız var. Bu adamlar zaten yaptıkları hatayı kabul etmek üzereler!”

2)ÖZÜR DİLEKÇESİNİN METNİ, SİNSİCE HAZIRLANMIŞTIR:

Türk Tarih Kurumunun, konuyla ilgili olarak basın bildirisinde yer aldığı ve USAK başkanının da belirttiği gibi özür dilekçesinde geçen “büyük felaket” kelimesinin Ermenistan’da karşılığı “soykırım”dır. Bu özürden sonra Türkiye’yi bekleyen tepkiler ve uluslararası yaptırımları tahmin edersiniz herhalde. Garip olan, aydın olduğu iddia edilen bu kimselerin bunu bilmemesine ihtimal yok!

Yine bildiride geçen “İnkâr” sözcüğü teknik olarak Yahudilerin başına gelenleri kabul etmeyenlere uygulanan hukukî bir cezai müeyyide doğuran bir ifade olması nedeniyle, açıkça Türk milletini suçlu ilan etmektedir.

3)OSMANLI HÜKÜMETİ, KENDİ VATANDAŞINDAN ZATEN ÖZÜR DİLEMİŞTİR:

1915’te yapılan tehcirde İstanbul hükümeti çok yoğun bir şekilde eleştirileri takip ediyor, ihmali ve suçu olan asker, polis, kaymakam ve resmi görevlilerden oluşmak üzere yüzlerce kişiyi Divan-ı Harp’te yargılayıp 67’sine idam cezası veriyor ve bu cezaları infaz ediyor.

Yahudi soykırımından sonra kurulan Nurnberg Mahkemeleri’nde sadece 12 kişi idam ediliyor. Demek ki Osmanlı hükümeti kendi vatandaşlarının maruz kaldığı sıkıntıya duyarlı olmuş ve 67 idam ile cezalandırmış. Bu devletin kendi vatandaşından bir özrü değil midir?

Osmanlı Devleti’nde yaşayan milletler, devrin şartlarında çekilecek her türlü acıyı ve sıkıntıyı çekmişlerdir. Osmanlı hükümetinin vatandaşlarının can güvenliği nedeniyle aldığı doğru kararı, yanlış bir biçimde uygulamasıyla mağdur olmuş Ermeniler bir tarafta, köylerinde, evlerinde masum Müslüman Türklerin, Kürtlerin ve Çerkezlerin hunharca katledilmesi bir tarafta. Birincisi ne kadar utanılacak bir durumsa; sanırım ikincisinin hiçbir açıklaması yok.

Son söz olarak, Ermeni sorununun dünyada en demokratik biçimde konuşulduğu tek ülke benim güzel vatanım, Türkiye’dir. Benim yürek insanı milletim, 1915-1922 arası milyonlarca kayıp vermiştir. Savaşta kaybedilen canlar kadar Ermeni terör örgütlerinin zulmüyle can vermiş hayatlar da vardır.

SAHİ, DÜNYADA TÜRK MİLLETİNDEN ÖZÜR DİLEMESİ GEREKEN KİMSELER YOK MU?

Blognot: İsrail, dün Gazze'de katliam yaptı. İsrail'in Yahudiler için kutsal olan (şabat) cumartesi günü gerçekleştirdiği saldırıda mezuniyet töreni yapılan bir polis merkeziyle birlikte yerleşim birimlerine düzenlediği saldırıda 195 kişi öldü. Saldırılar ve sivil halktan ölümler devam etmektedir. Şiddetle kınıyorum.

 
Toplam blog
: 143
: 2341
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

Bu âlem içinde aileme zaman ayırmak, gezmek, okumak, fotoğraf çekmek, resim çizmek ve iş hayatı h..