Özür dileme borcumu yerine getirmeliyim…

Bugün kendimce “Önemli” saydığım bir iş yapacağım.

Başta sayın Başbakan olmak üzere, toplumun “Tümünden”, ya da en azından yarısından özür dileyeceğim. Evet, özür dileyeceğim, çünkü ben ve benim gibi düşünen herkes, ayrıcalıksız yanıldı.

İtiraf etmek gerek, evet yanıldık, hem de öyle bir yanıldık ki, adeta tepemizin üzerine çakıldık kaldık. En azından ben kendimi öyle hissediyorum.

AKP iktidarının uygulamalarını bugüne kadar hep eleştirdim. Meydanlarda millete söylediği sözlerin “doğru” olmadığını yazdım.

Kendisi iktidar olana kadar ülkede tek bir çivi çakılmadığını söyleyince eleştirdim ve Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana yapılan her şeyi “Özelleştirme” adı altında satıp savurduğunu yazdım. Örneğin Tekel Fabrikaları, Sümerbank’ın dokuma fabrikaları, Şeker Fabrikaları gibi bir çok Cumhuriyet döneminin yatırımlarını sattıklarını yazdım.

Evet, duble yollar yaptırdılar. Sayın Cumhurbaşkanı’nın başbakanlığı döneminde Ankara-Kayseri yolu “Duble yol” oldu ama, daha bugüne kadar “Tamirat olmayan” yoldan gidemedik. Demek ki “Tamiratlı” yollar da beğeniliyor…

Üniversite sınavları için sokaklara döküldük, demek ki sınavlar konusunda kimsenin bir şikayeti yokmuş…

“Millet ianeye muhtaç edildi” dedik, demek ki “İane” almaktan herkes hoşnut muş…

İşçi, memur, küçük esnaf, emekli, dul, yetim, şehit aileleri… Demek ki bunların da yarısı hayatlarından memnunmuş.
“Dış ticaret açığı gittikçe büyüyor” dedik, “İş yerleri tek tek kapanıyor, sanayi çöküşte” diye uyardık. Demek ki “Ticaret ve sanayici” erbabının yarısı da bundan son derece memnunmuş…

Sözün özü, ülkenin yarısı hayatından memnun…

Herkes, yada ülkenin yarısı hayatından memnun ise, bize düşen de bellidir.

Elbette yersen…

Ben kendi adıma yemeyeceğim AKP’nin dayatmalarını. Yiyene karışmam elbette, afiyet olsun…

Bütün bunlar için şimdi görevimi yerine getireyim izninizle…

Sayın Başbakan…

Oylarınızı artırarak üçüncü kez iktidar oldunuz. Helal olsun, kutlarım ve özür dilerim. Demek ki “Halk” sizi istiyormuş. Bu sonuca elbette “demokrasinin kuralları” içinde saygı duyacağız, bu kesin…

Ey milletim…

Bu kadar olumsuzlukları saymamıza, günlerce yazmamıza rağmen, siz de, yani ülkenin yarısı olarak tercihinizi ortaya koydunuz ve AKP’yi iktidar ettiniz.

Demek ki siz doğrusunuz, doğru karar verdiniz, biz yanlışız, yanlış yazdık, yanlış söyledik…

Sizden de büyük bir özür diliyorum. Elbette ülke, sizin istediğiniz gibi yönetilecek.

Yalnız bir farklılıkla…

Biz, “Doğru” olarak saptadığımızı, yine yazmaya devam edeceğiz. Bunu da “Demokratik düşünce özgürlüğü” içinde hakkımız olduğu için yapacağız.

Yalnız bir önerim var bu günden sonra…

Siz, bizim yazdıklarımıza kulak asmayın, bildiğiniz gibi, bildiğiniz doğrularla devam edin. Biz de bizim bildiğimiz doğrularla yolumuza devam edeceğiz.

İzin verirseniz, hepinize saygılarımı ve sevgilerimi sunarken, özür borcumu yerine getirmenin keyfini yaşadığımı ifade etmek istiyorum.

13 HAZİRAN 2011