Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '08

 
Kategori
Güncel
 

Özür dilemeseniz de olur…

Özür dilemeseniz de olur…
 

Ali Bayramoğlu


Günlerdir gazetelerde, TV’de, internette yer alan blog sayfalarında vs. herkes özür dilemekle ilgili bir yığın sözler söyledi. Benim gibi, bu yazılara yorum bırakarak fikirlerini beyan edenler de oldu.

Genel olarak özür dilemekten gocunmayan, Ermenilerin çektiği acıları paylaştıklarını söyleyen bir grup ve bu grubu ithamlarla sürekli küçültmeye çalışan, ama bence bunu başaramayan bir ikinci grup oluştu.

Özür dileyin veya dilemeyin. Bence dilemeseniz de olur… Zaten kampanya, her bireyin kendi adına özür dilediği bir kampanya değil mi? Kimse devlet veya bir kurum adına özür dilemiyor. İsteyen diler, istemeyen dilemez.

Bence aydınların (sözde değil, ayrıca bu aydınlara sürekli “sözde” diyenlerin biyografisini çok merak ediyorum) başlattığı kampanya amacına ulaşmıştır.

Yıllardır kimsenin konuşmadığı Ermeni sorununun, devlet okullarında bize verilen tek taraflı bilgilerden başka farklı boyutlarının olduğu anlaşılmıştır.

En azından ezbere konuşmak istemeyen, doğruyu araştırıp bulmaya meraklı insanlar için, bu konuda başvurulacak değişik kaynaklar ortaya çıkmıştır. İnkârın, yok saymanın, o olayı yok etmediği anlaşılmıştır.

Biz Türkler sorunlarımızı yok sayarak, yok olmalarını beklemekte çok ustayız. Üstelik bunun doğru olmadığını bildiğimiz halde inkâr ilk başvurduğumuz yöntem.

Bir öğrencim var. Sınıfta arkadaşını iter ve arkadaşı bacağını sıraya çarpar. Olay benim gözlerimin önünde olur. Çocuğuma kızgın bir sesle dikkatli olmasını söylerim. O da bana döner ve şöyle der: “Ben bir şey yapmadım ki öğretmenim”. İşte onun için olay bitmiştir. Yaptığını görenlerin şaşkın bakışları altında gayet rahat hareket eder. Bazen avazım çıktığı kadar bağırmak isterim, “Ben gördüüüüüm” diye. Ama yapamam tabii. Ne de olsa o bir çocuk.

Şimdi birileri avazı çıktığı kadar değil, sessizce bağırıyor. Biz duyuyoruz. Kimimiz öfkeleniyor, kimimiz nefretle kınıyor, kimimiz utanıyor, kimimiz hak veriyor. Ancak önemli olan hepimiz duyuyoruz!

Artık TV’de bu konuda belgeseller, açık oturumlar yapılıyor. Yavaş yavaş otoriteye karşı gelip, konuşması yasak olanları konuşabiliyoruz. Sırf bu nedenle bile o küçümsenen aydınlara teşekkür etmek gerekir. Demokrasi fikirlerini açıkça söyleyebilmektir. Bu fikirlere karşı ağzını köpürtmeden, gözlerinde nefret yansıtmadan cevap verebilmektir.

Kampanyanın mimarlarından Ali Bayramoğlu 'nun, 16 Aralık 2008'de söylediği şu sözler bence çok önemli.

"Kim ne nerse desin bu, "toplum üzerinden, toplum eliyle bir yüzleşme girişimi"dir…

Yüzleşmeler bastırılmış belleği su yüzüne çıkarırlar, kimlik ve kişilik oluşturan savunma mekanizmalarını sarsar, derin dalgalanmalar yaratırlar.

Her yüzleşme bir vesile, bir olay, bir durumla başlar.

Ardından onları aşarak, insanın ya da toplumun kendisine dönük derin bir sorgulama haline dönüşür...

Tarih ve yüzleşme bizi özgürleştirecektir."

Toplum olarak bir demokrasi sınavından geçiyoruz.

Hepimize kolay gelsin…

 
Toplam blog
: 111
: 5210
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

1997 yılında öğretmenliğe başlamış bir mühendisim. Bir oğlum var. Çocukları ve yaşamı seviyorum. ..