Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Özür Dilerim Sayın başbakan"

Özür Dilerim Sayın başbakan"
 

Son günlerde neredeyse Malezya ile yatıp, Malezya ile kalkıyoruz. Gazetelerin manşetlerinde sürekli bununla ilgili bir haber, köşe yazarlarının sütunlarında hep bununla ilgili bir konu işleniyor. Elimize verilen oyuncakla öyle güzel eğleniyoruz ki, bu arada meydana gelen çok önemli gelişmelerin farkında bile olmuyoruz. Doğrusu bizi bir şeylerle meşgul etmeye çalışanlar çok başarılılar. “Türkiye Malezya olacak” korkusu artık neredeyse genlerimize kadar işledi.

Bugünkü gazete manşetlerinde ilk bakışta bu konuyla ilgili iki haber var. Ancak bu sefer olay biraz farklı. Star gazetesi “Malezya” konusuna açıklık getiren bir haberi “Kaynağından Yalanlama” başlığıyla manşet yaparken, Radikal gazetesi de, bir kamuoyu araştırmasının sonucunu okuyucularına şu şekilde duyurmayı tercih etmiş: “Örtülü kadın azaldı, Malezya olmuyoruz”.

ABD’nin eski Dışişleri Bakan Yardımcılarından Richard Holbrooke, 22 Temmuz seçimlerinden sonra bir makalesinde; “ABD, 11 Eylül’den beri dünyanın her yerinde ılımlı İslami demokrasileri istediğini belirtiyor ama sadece iki tane var: Türkiye ve Malezya. Türkiye’de ılımlı bir Müslüman parti, meşruiyetlerini Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ten alan ünlü milliyetçi partileri mağlup etti.” şeklinde bir yazı yazarak Malezya tartışmasını başlatmıştı.

O günden sonra, Türkiye’de meydana gelen çeşitli olaylardan örnekler verilerek Malezya ile bir benzerlik kurulması ve giderek Türkiye’nin bu ülkeye benzeyeceği endişesinin yerleşmesi için çeşitli yayınlar yapılmıştı. Bir anlamda Holbrooke, Malezya tartışmasını başlatan ilk kişiydi.

Amerika’daki temaslarına devam eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD düşünce kuruluşlarının başında gelen Dış İlişkiler Konseyi’nde yaptığı bir konuşma sırasında, Malezya benzetmesiyle ilgili bir soru sorulması üzerine, yanında bulunan Holbrooke’a dönerek, esprili bir şekilde “Ortalığı Mr. Holbrooke karıştırdı zaten, öyle değil mi?” diye soruyor.

Bunun üzerine, tartışmayı bir anlamda başlatan Holbrooke “Özür dilerim sayın başbakan” diye cevap veriyor. Bence bugünkü bütün gazetelerin manşeti bu olmalıydı. Türkiye’yi hiç haketmediği şekilde meşgul eden, insanların kalbine korku salan, toplumu kendi içinde gruplara bölen, birbirine karşı kızgın, öfkeli hale getiren, yüzyıllardan beri dostça, kardeşçe, sarmaş dolaş yaşayan insanları, birbirine karşı âdeta kışkırtan Malezya konusuna, tartışmayı başlatan kişi böyle bir nokta koyuyorsa, bunun mutlaka manşetten verilmesi gerekirdi.

Zaten bu saatten sonra mahalle mahalle davul da çaldırsanız, artık insanların kafasındaki Malezya benzetmesi ve korkusu bir süre unutulmayacak ve bu şüphe birçok kimsenin zihnini için için kemirmeye devam edecektir. Çünkü böyle bir tehlikenin varlığı şüphesini kalbinde hisseden insanların hepsine tek tek ulaşmak ve onların zihinlerini, sanki böyle bir şey hiç söylenmemiş gibi berraklaştırmak, öyle zannedildiği kadar kolay değildir.

Tertemiz suyu olan bir pınara veya bir kuyuya, birkaç damla pislik veya zehir atmanız, her şeyi berbat eder. Ondan sonra tonlarca temiz suyu oraya dökseniz, yine de hiçbir şey olmamış gibi herkesin kana kana su içmesini sağlayamazsınız. Ta ki pınarın veya kuyunun suyunu tamamen boşaltıp temizleyene veya böyle bir olayın meydana geldiğini bilenlerin ortadan yok olup gitmesine kadar bu şüphe devam eder gider.

Bir ülkeye, bir topluma, bir millete bu kadar kötülük yapılamaz.

Daha sonra söylediklerinin kayıtlara geçmesini isteyerek söz alan Holbrooke; ‘Sayın Başbakan beni düzeltti. Türkiye, Malezya değil. Benim benzetmem ülkeyi götürdüğünüz harika istikamet ve başarılarınız temelindedir. Bu başarılarınızdan ötürü tebrik ederim’ dedi.

Ülkemiz için bu kadar önem taşıyan bu haber, maalesef sadece Star gazetesine manşet olmuş, o da haberi “Kaynağından yalanlama” şeklinde duyurulmuştu.

*****

Diğer gazetelerimizin bugünkü manşetleri ise şöyle:

Akşam gazetesi tam tersine insanların “Malezya” benzetmesine artı bir katkısı olsun ister gibi, Ankara’da kebapçı dükkanı olan eski Laila’nın içkili bardaklarının değişmesi haberini “Mundar bardak operasyonu” başlığıyla vermeyi tercih etmişti.

Haberi okuyanların hemen AKP hükümetiyle veya Malezya’yla bağlantı kurdukları kesin. Halbuki Anadolu’da düğünlerde içilen içkilerden sonra bütün kapların kırklanması veya kalaylanması, yıllardan beri uygulanagelen bir kuraldır. Tabii ki bulaşık makinasında yıkanarak temizlenen bir bardakta içki izi diye bir şeyin kalması mümkün değil. “İçki içilen bardakları değiştirdiniz mi?” sorusu, olsa olsa ya espri mahiyetinde işgüzar birinin ortaya attığı bir konudur, ya da gündeme uygun kurgulu bir haber yapma yarışının sonucudur.

Bugün gazetesi Irak’la teröre karşı işbirliği anlaşması çerçevesinde Irak’ın sıcak takibe izin şartı koymaya kalkmasına bile Barzani’nin razı olmadığına dikkat çekerek “Sıcak Takibe Barzani Mayını” başlığı attı.

Cumhuriyet gazetesi de aynı konuyu gündeme getirerek “Sıcak takibe Kürt Engeli” manşetiyle çıktı.

Güneş gazetesi, Barzani’ye ABD’nin verdiği güce dikkat çekerek haberi “Düştüğümüz Duruma Bakın” şeklinde verdi.

Hürriyet gazetesinin manşetinde BDDK başkanının Fortune dergisine verdiği ropörtajda, banka yöneticilerinin bankacılık sektörünü karıştıracağı iddia edilen ücretleriyle ilgili sözleri vardı: “Maaşlarını Açıklarım”

Milliyet gazetesi Anayasa tartışmaları ve bu tartışmalar içinde yer alan din dersini de içine alan pek çok konuda bilgi veren Devlet Bakanı Prof. Dr. Said Yazıcıoğlu’nun açıklamalarını manşet yaptı: “Bu Sözlere Dikkat!”

Posta’nın manşeti her zamanki gibi siyaset dışı bir konuydu. Köpekten korkarak aniden caddeye kaçan kızın trafik kazasında hayatını kaybetmesini anlatıyordu: “En büyük acı”

Sabah gazetesi, Diyarbakır’da yeni açılan bir ilköğretim okulunda, öğrencilerin değişik kıyafetlerle serbestçe okula gidebilmesini manşetten verdi. “Bu okul çok tartışılır.”

Çamaşırhanede ders yapan çocukların dramını Takvim gazetesi, “Dersleri Çitele” başlığıyla manşetine taşıdı.

Başbakan Erdoğan’ın Amerika’da “Sabrımız taşıyor” mesajını verdiğini hatırlatan Türkiye gazetesinin attığı manşet şöyle: “PKK için son uyarı!”

Vatan gazetesi, Baykal’a en yakın isimlerden biri olan Haluk Koç’un sürpriz bir kararla CHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklamasını, günün en önemli haberi olarak seçmişti: “CHP Karıştı.”

İş kadını Leyla Alaton’un, “gençler ekonomik özgürlüğünü kazandıktan sonra kapanıp kapanmayacağına karar versin. Mesele paradır. Türkiye’de para getirdikten sonra kız bilmem ne olsa kabul görüyor” şeklindeki açıklamalarıyla herkesi şaşırttığını düşünen Yeni Şafak, “Her şey para değil Leyla hanım” manşetini atmış.

Zaman gazetesi de “Anayasayı tartışan partiler yaklaşan referandumu unuttu” diyerek dikkatleri bir başka noktaya çekmeye çalışmış.

Gazetelerin bugünkü manşetleri böyle…

Yarın yeniden buluşabilmek umuduyla…

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..