Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '07

 
Kategori
Haber
 

Özür diliyorum

Özür diliyorum
 

Her insan elbette yanılabilir. İşin içine biraz da "hissi" düşünceleri katmışsanız, zaten yanılmanızdaki yüzdelik pay artar.

Benim de bir yanılgım var ve bunun içinde "hissi" davranışın payı da çok. Bakın nasıl…

Cumhurbaşkanı seçilme öncesinde yazdığım bir yazıda; "Tanıdığım Abdullah Gül’ün ülkesi hakkında kötü şeyler düşüneceğini aklımın köşesinden bile geçirmem, " demişim.

Bir başka yazımda "Bu olaya hissi bakabilirim, " diye yazmışım. Bir başka yazımda "Hemşerim, Kayserili birinin cumhurbaşkanı olmasına övünürüz, " demişim. Dahası "Bağ komşumun oğlu, arkadaşım (!), dostum, " demişim ve bütün bunların sonucunda da "Cumhurbaşkanlığı görevini yaparken yanlış yapmayacağı" yolunda beyanlarda bulunmuşum.

Son günlerde yaşadığımız "Cumhurbaşkanlığı davranışları" nedeniyle, önceki yazılarımda ortaya koyduğum bütün düşüncelerimde ne yazık ki "yanılmış" olduğumu üzülerek görüyor ve tüm dostlarım, sevenlerim, sevmeyenlerim ve okuyanlarımdan geniş kapsamlı bir "özür" dilemeyi görev sayıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın "Bağ komşuluğunu" hatırlamam. Yaşça benden küçük, yani akranım değil. Ama emmioğlum ve hala kızımın oyun arkadaşları.

Ben kendisini, daha yakından ilk kez siyasete girdiği ve Kayseri Milletvekilliğine aday olduğu günden beri tanırım ve Başbakan oluncaya kadar da yakın ilişki ve görüşme halindeydim. Başbakan olduktan sonra, işlerinin yoğunluğundan (!) olsa gerek, görüşemez olduk.

Bütün bunlara rağmen, bugüne kadar ve gerekse cumhurbaşkanlığına aday olma haberleri çıktığı günden beri, her ne kadar ihtiyacı olmasa da, denizde bir damla su örneği, hep destekledim. Hakkında söylenen olumsuz sözlere ve davranışlara karşı çıktım "Öyle bir kişi değildir" savunmasını yaptım. Hem de hiç de benim savunmama ihtiyacı olmadığı halde…

Ancak, son günlerde Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cumhurbaşkanı sıfatıyla ortaya koyduğu davranış şekli, laik, demokratik, sosyal hukuk devletine ve Atatürk ilke ve devrimlerine, ulusuna âşık birisi, savunucusu olarak beni hayal kırıklığına uğrattı.

Benim "cumhurbaşkanım" böyle bir davranış biçimi sergileyemezdi…

Hele, inandığım, güvendiğim ve sonuna kadar arkasında olmayı hedeflediğim birisi, böyle davranış şekli göstermemeliydi.

Diyebilirsiniz ki "Çok mu önemli senin düşüncelerin, desteğin?"

Haklısınız, çok önemli değil.

Sayın Cumhurbaşkanı bilir, bir Kayseri sözüdür, "Aşığın denesi on para, ütüldüğüme yanarım" misali, ben de "yanıldığıma yanarım" ve bütün dostlarım, sevenlerim, sevmeyenlerim ve okuyanlarımdan geniş kapsamlı bir "özür" dilerim…

Lütfen kabul ediniz… Yanılmışım, yanıltmışım…

15 KASIM 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..