Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '07

 
Kategori
Güncel
 

Özürlüler (Engelliler) günü

Doğum, doğumdan sonra veya uzun süreli hastalık neticesi oluşan, insanın belirli bir organının işlevini yapmamasından kaynaklanan eksikliğe özür, bu tip insanlara da özürlü (engelli) denmektedir.

Türkiye’ de Tabipler Odasının verilerine göre toplam nüfusumuzun %12 sine tekabül eden 7, 5 milyon kişi engelliymiş. Aslında Tabipler Odası bu sonuca nasıl ulaştı bilemiyorum. Hâlbuki bu sayının engelli kısmı hariç, özürlü olanı çok daha fazladır.

Özürlü, zekâ özürlü, vicdani özürlü, ahlaki özürlü, saygısız özürlü, sevgisiz özürlü diye çoğaltıp, gerçekten engelli kardeşlerimize saygısızlık yapmak niyetinde değiliz. Zaten saygı sevgi özümüz olmasa senede bir gün kalkıp da senede bir gün veya bir hafta, bir iki şarkıcıya şarkı söyleterek, mecliste, şurada, burada onları hatırlamış gibi yapmayız. Bu kişiler içimizde yaşamakta, ailelerimizin, akrabalarımızın, birer ferdi olarak, hayatlarını idame ettirmektedirler. Hangi birini düşünerek, onlar için toplu taşıma araçlarında çalışma alanında, sokakta, apartmanda, kamuya açık alanlarda, yerel idarelerde, merkezi idarede, bir şeyler yapılmış mı ki? Bu insanlar kendilerine insan olarak değer verilmesini, saygı duyulmasını iş verilmesini, toplumun diğer bireyleri gibi görülmelerini istemektedirler. Tabii bu onlar açısından doğru ama bana göre yanlıştır. Çünkü her uzvu sağlam olup da, yapısı ve aklı itibariyle özürlü çok kişi vardır. Bir ülkede her gün ölümlü, maddi hasarlı trafik kazaları meydana gelir mi? Her gün onlarca kişi ölüp, yüzlerce kişi yaralanmak, binlerce maddi hasar meydana getirilir mi?Çünkü karşısındakinin hakkına riayet yok, saygı yok, direksiyonun başına oturan, bütün yolların kendine ait olduğunu düşünmeden de öte, o kadar emince beynine kazınmış bir şekilde sahiplenmişçesine, seyretmektedir. Sinyal verilince, araç kullanan vatandaş istediği şekilde şerit değiştiriyor, yanında mısın, dibinde misin hiç önemli değil… Bunlar trafikte gördüğümüz ve görmeye devam edeceğimiz beyin özürlüler. Bir ambulans yol istemesin, herkes onun peşinden bir an evvel gideceği yere gitme çabasında. Bunlar saygısız özürlüler.

Her gün televizyonlarda medyumları, saçına kuş tüyü takan imam Hüseyin’ i, kaynana Semra’yı, kızını, para karşılığı çıkartıp, onların saygısız ve terbiyesizce ifadelerini bu millete dinlettiren magazin program yapımcıları, bunları ekran başında dinlemek suretiyle prim veren bizleri, hangi özürlü kategorisine koyacağımızı bilemedim. Çünkü bunları izlemekten dolayı karımızın ne olduğunu, ciddi bir bilgiye veya ciddiyetsiz bir bilgi elde edemediğimiz için, ahlaki özürlü veya maneviyatsız özürlü olarak, değerlendirmekte fayda var sanırım. Adam veya kadın çıkmış ben geleceği biliyorum diyor. Şu şöyle olacak bu böyle olacak diye atıp tutuyor. İstanbul- Isparta uçağı düşecekti de niye bilemediniz. Ama 2005 yılında Uğur Dündar bu uçaklara bakım yapılmadığını yazmıştı. Sen 150 -170 YTL’ ye uçman gereken yere, 50 YTL’ ye uçarsan, o uçağa binersen, bazı şeylere katlanmak zorunda kalırsın. Yahudi’nin dediği gibi ucuz mal alacak kadar zengin değilim. O uçakta ölenlere Allahtan rahmet dileriz.

Özürlü ve engelli kavramını ayırmakta fayda olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü özürlü deseydik, fiziki ve duygusal anlamda gerçekten rahatsızlığı olan kişileri, yukarıda örneklerle verdiğim kişilerin arasına dahil etmeyi asla istemez, bu yazıyı da yazamazdım. Ama engelli olunca gerçekten engelli vatandaşlarımıza haksızlık yapıldığını, onlara saygısız ve sevgisiz davrandığımızı bildiğimden, onları ayırmak istedim. Bundan dolayı engelli kardeşlerimize “engelli” diyerek bu yazının içinde ayırdığımı, umarım ayrımın sadece yazıda kalması millet olarak gerçekten onların çektiklerine, çilelerine, zorluklarına bu zorlukları yenecek şekilde onlara hizmet etmeyi hem siyasilerden, yerel yöneticilerden, hem de sivil toplum örgütlerinden dileriz.

Bursa Nilüfer Belediye Başkanı, sekiz metre genişliğindeki karayolunun, büyük bir kısmını yaya yürüyüş alanına çevirmek için, yolu iki metreye düşürdü. İki araç yan yana geçmemek suretiyle kazaları da önlemiş oldu! Kaldırımlarda gezecek yaya da olmadığı için araçlar, kaldırımlara park etmeye başladı. Buna ne denirse deyin işte.

Engelli kardeşlerimizin günlerini kutlarız, onlara sadece yılın bir günü değil, tüm yıl boyu her türlü yardımı yaparak, toplumun içine alarak, gerekli desteği vererek, daha kolay yaşamalarını sağlamak için gerekenleri yapmalıyız.

 
Toplam blog
: 24
: 1002
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1959 Ordu Ünye doğumluyum. Bursa'da yerel bir gazetede 2 seneye yakın köşe yazısı yazmaktayım; hafta..