Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '14

 
Kategori
Magazin
 

PABUCUMUN DÜNYASINDAN SALLAMALAR…

PABUCUMUN DÜNYASINDAN SALLAMALAR…
 

Eskiden, ‘Tüfek icat oldu mertlik bozuldu’ denirmiş… Şimdilerdeyse ‘sosyal medya’ çıktı, mertlik başta olmak üzere her nane bozuldu. Bu bozulma, cep telefonu kullanma görgüsüzlüğünden magazin uydurukçuluğuna cümle konuda dozu tutturamayanlar nezdinde kendini bolca göstermekte. Tabii bunun sonucunda da bizim sosyal medyamız habersel boşluklarla dolmakta. Alın size en güncelinden olup her devirde benzerlerine rastlanabilme özelliği taşıyan birkaç örnek…

Haberlere göz gezdirirken bir bakıyorsunuz elin adamları, bizim pek de önemsemediğimiz Rus ekonomisinin Batı için yaratacağı felaketi analiz edip NASA’nın Mars’ta bulduğu metan gazı üstüne kafa yorarak kızıl gezegende yaşamın varlığına dair kanıtların peşinde. Buna karşılık dünyayı ayağa kaldıran okul baskınını dahi pek umursamayan bizimkilerin dikkat kesildiği konularsa bir garip. Yoksa ‘Çok daha önemli’ mi demeliyim? Karar sizin…

Mesela; ota püsüre, dalından kopmaya hazır yaprak gibi sallanan sosyal medyamız Rober Hatemo’nun ‘Pabucumun Dünyası’ adlı parçasına klip çekerken yaptığı dans esnasında ağ kısmı patlayan pantolonuna kafayı fena takıyor. Öyle ya oyunculukları-yetenekleri tartışmaya fazlaca açık olan isimlerin fanlığına soyunup, yaşadıkları ilişkilerin takipçisi olanlar, dizileri de bu ruh haliyle izleyenler için böylesi falsolardan önemli bir şey düşünülebilir mi? Yoh, yoh…

Hoş, kaç kez izledim klibi ve öyle büyük büyük laflarla ‘Rezil oldu’ dedirtecek bir tablonun varlığını da göremedim ya... Medyada kırmızı daire içine alınıp vurgulanmasa, klibin kargaşasında kolay değil o deliği fark etmek. Millet bizim kadar dikkatsiz ve anlayışsız değil zahir. Ama yine de merakımı dizginlemeyip sormak istiyorum…

Arkadaş nasıl fark ettiniz tüm o hareketlilikte anlık geçiş yapan bu büyük(!) rezaleti? Adamın şarkısını dinlemek, dansı izlemek yerine gözünüzü bacak arasına dikip hafiye gibi sökük-yırtık bulmaya mı giriştiniz yoksa? Anlayamadım ki. Anlayamadığım bir başka şey de, ortalıkta onca toplumsal konunun ciddi rezaleti varken sosyal medyanın bu tarz absürtlüklerle uğraşıp en basit şeye ‘rezalet’ başlığını atması!

Gerçi laf ola beri gele misali ‘ünlüler falancayı unutmadı, filanca grubu destekliyor’ şeklinde mesajlarla şahsi reklamsallıklar da sosyal medyaya pompalanıp, sözde hassasiyet tablosu yaratılıyor ama… Yine de rağbet, Hatemo’nun pantolon patlağı gibi konulara.

Şimdi Rober Hatemo’nun yırtığını yemeyip içmeyip sosyal medyaya sallayanlara mı kızmalı? Yoksa bunu alıp ‘ünlü şarkıcının rezil oluş anı’ şeklinde haberleştirenlere mi? Ya da en iyisi ekrandan sosyal medyaya düşen nicelerinin varlığında, bu haberi de, ‘kendince bir dikkat çekme, parça tanıtımı olabilir’ şeklinde yorumlayarak bir kenara mı koymalı? Sosyal medya sallamacılığında, bozdur bozdur harca.

 

BÖYLE ‘KALENDER’ EŞ HERKESİN BAŞINA!

Ekranlarda boy gösteren evlenme heveslilerine bakıyorum da, ‘Ben kalender meşrebim güzel çirkin aramam’ mantığı çooook eskilerde kalmış artık. Kalenderlik, kalantor arayışına dönmüş.

‘Kadınlar temizlik yapmasın’ diyerek hanımlığını ve maddiyata önem verdiğini saklamayan… Alkol aldığı için özel şoför isteyen… Giyinip süslenmekten ve para harcamaktan hiç ödün vermezken yemek, ortalığı toparlamak, çalışmak gibi işleri kendine layık görmeyen İran’dan ithal gelin adayının evleneceği erkekte aradığı özelliklere bakacak olursak… Baştan sona hayatı para, para, para…

Aylık kuaför parası bile 2 bini bulan bu yeni nesil kalender (!) hanım kızın, Show TV’deki Seda Sayan’ın 'Yol Arkadaşım' isimli izdivaç programında sergilediği tablo, milletin çoğu geçim sıkıntısı çekerken, tam anlamıyla abesle iştigal bir durum olarak sırıtmakta.

Artık tüm bu olan biten mizansen midir, bir cast dâhilinde izleyiciye parasız erkeklerin gereksizliğini hissettirmek için mi kurgulanmıştır? Yoksa stüdyodan özel yaşama sergilenenlerin hepsi programa ilgi çekmek için midir? Bilemeyeceğim. Kim bilir belki de ekrana çıkanların yegâne amacı, eş bulmak yerine böylesine sallamalarla sosyal medyadan dikkatleri çekip kendilerini üne götürecek kapıların açılmasını sağlamaktır! Artık neyse ne…

Sonuçta; izleyene ‘Neyin kafası yaşanıyor burada’ diye sordurtacak derecede uçup, evlilik ve eş olayına böylesine paragözlülükle yaklaşmak pabucumun dünyasında reytingsel bir şovdan öte anlam ifade etmemekte... Sallanan medya istediği kadar sallansın!

 

‘O SES’İN SALLANTISI DA BİR ACAYİP

Gündemde öne çıkan isimlerin çöpçatanlığına soyunurcasına haber üreten magazinseller, En beğenilen Marka Yüzü seçilen Serenay Sarıkaya ile Arda Turan üstünden haber türeterek, sosyal medyanın pabucumun dünyasından sallamalarını sürdürürken, bir sallama da ‘O Ses Türkiye’den geliyor…

İlk turu tamamlayıp ikincisine hazırlanma aşamasındaki ‘O Ses Türkiye’nin sallantısı bir acayip hadiseden. ‘Herkes ayağa kalksın’ diyerek herkesi ayaklandıran ve dansıyla sosyal medyayı salladığı iddia edilen Hadise’nin her yaptığı hadise ya… Sinekten yağ çıkartma meraklılar da sosyallikte bol olunca ‘O Ses’teki her mizanseni koyuver gitsin medyaya…

Dans mans neyse de, asıl sallantı Acun ile Gökhan’ın yaşadığı diyalogdaymış meğer. Yine aynı düzlükle izlerken biz fark edemedik sergilenenlerin böyle büyük bir sallantı yaşatmaya müsait olduğunu. Neyse ki, sosyal medya var da bizim algı eksikliğimizi gideriyor. Operasyonları daha olmadan bildiren sosyal medyanın bize de bu kadar katkısı olsun değil mi?

Neyse efemmm… Yarışmacı seçimiyle gelişen ve ne dediğini hatırlamayan Gökhan’ın, Hadise’nin arkasından söylediklerini koz olarak saklayan Acun’un dakikalar boyu uzayan bu muhabbetinden dağ fare doğurdu bize göre. Lakin Acun’un ısrar kıyamet ayıp olmasın diye yaptığı açıklamayla netleşen ‘N.h veririm’li diyalogdaki sallantı çok büyükmüş. Hadise’nin, anlatacaklarına karşılık, Gökhan’ın kendisinden öpücük istemesini deşifre etmesi olay olmuş. Niyeyse artık?

İstenen French kiss değil ya kardeşimmm... En masumundan bir arkadaş busesidir mutlak. Hem Ebru Gündeş de bu yönde teşvik etmemiş miydi, gizemli sohbet esnasında Hadise’yi? Ayrıca arkadaş, arkadaşı öpemez mi yahu? Öper deee…

Öpücük konusunun bir garip latifeye bağlandığı ‘O Ses’ sallantısı aslında, her zamanki profesyonel muzipliğini bir kez daha sergileyen Acun’un, Gökhan’ı şakayla karışık köşeye sıkıştırmasından öte bir şey değil. Ama gel de sen bunu pireden deve yaratma meraklısı sosyal medyaya anlat.

Görünen o ki, klibinde mendil satan çocuklara yer verip sonrasında da ‘Benim en nefret ettiğim olay aslında, ışıklarda mendil satan çocuk görmek’ sözüyle akılları bulandırarak sosyal medyayı ikiye bölen Hadise’nin çocuk istismarına karşı açtığı savaşa yandan bakan sosyal medya, bu dans, öpücük ve de dedikodu merakı yüksek oldukça ‘O Ses’ten yansıyan hadiselerle daha çok sallanacak… Diyerek, pabucumun dünyasından sosyal medyaya sallamaları şimdilik noktalayalım. Bol sallamalar ve de sallanmalar…

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..