Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '12

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Pamukkale ve Hierapolis Gezisi

Pamukkale ve Hierapolis Gezisi
 

Kendi özelliğinde dünyada tek olduğu için haklı olarak Unesco Dünya Miras Listesi’nde yer alan Pamukkale Travertenleri‘ni ve sahip olduğu tarihi kültürel değerler ile yine aynı listede bulunan, yamacın tepesinde kurulu antik Hierapolis şehrini, çocuklara göstermek istiyoruz.

Denizli, dağların üzerinden verdiği ilk görüntüsü ile, gelişiminin azımsanmayacak ölçüde olduğunu farkettiriyor.Tahminimizden büyük bir şehir ile karşılaşıyoruz. Pamukkale istikametine ilerlediğimiz yol boyunda, Denizli hakkında, modern ve iddialı, kendinden emin bir şehir izlenimi ediniyoruz.

Denizli’nin 6km.kadar kuzeyinde, Eskihisar Köyü’ne doğru, Laodicia antik kentinin kahverengi tabelaları merakımızı cezbetse de, zamanı Pamukkale için kullanmak durumundayız. Denizli’den 20 km. sonra, sarı-yeşil Menderes Ovası’nın ortasında bembeyaz bir tepelik, Pamukkale’ye geldiğimizi ilan ediyor.

IMG 1237 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin geldiği, turizmimizin gözbebeği Pamukkale’nin kasaba merkezine doğru, sağlı sollu sıralanmış ucuz görünümlü, eski yüzlü otelleri geçerek ilerliyoruz. Hepsi birbirinin aynı şeyleri satan tursitik dükkanlar ve mutlaka gözleme bulunan 2.sınıf kafeler arasından geçerken, gençliğimizde geldiğimiz bu yerde zamanın fazla ilerlememiş olduğu dikkat çekiyor. Eğer hala travertenlerde eskisi gibi tahrip olmaya yüz tutmuş ise, bir dünya mirasını koruyamadığımızı çocuklara nasıl anlatacağımızın sıkıntısı basıyor.

Ortalarda, ağır aksak, bir Hollywood starı edası ile salınan turizmimizin nadide elemanı deveyi görünce, giriş kapısına geldiğimizi anlayıp, belediyenin yamaç doğrultusunda düzenlemiş olduğu otoparklara park ediyoruz.

IMG 1201 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012Katıksız beyazlığı ve travertenlerin pamuksu görünen yüzeylerinden ötürü Pamukkale adı verilen tabiat harikası alanın girişi, iki ayrı noktadan olabiliyor. Bizim geldiğimiz aşağı yoldan yani kasaba merkezinden gelerek, yamaç boyunca suların içinden tepeye kadar tırmanabiliyorsunuz ya da, Hierapolis kentinin meydanından, travertenlerin arasından aşağı doğru inebiliyorsunuz ki, genellikle otobüs ile gelen turist grupları bu yolu tercih ediyor.

Biz, Ağustos ayının öğlen sıcağında, kendimize en fazla eziyet edebileceğimiz alternatifi seçiyoruz ve aşağıdan yukarı tırmanıyoruz.

Denizli İl Özel İdaresi’nin yönetiminde olan turistik alana bilet alınarak giriliyor. Çocuklar ücretsiz, bilet fiyatları ise Türkiye’de şimdiye kadar gördüğüm en yüksek giriş fiyatı, 20 TL. IMG 1221 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012Pek çok kişinin düşünebileceği gibi, bize de, bu fiyat yüksek gelse de, yapılan uygulamayı son derece yerinde buluyorum. Daha önce de hep yazdığım gibi, 1-2 TL.gibi sembolik müze ören yeri giriş bedelleri ile Türk turizmine bir katkı sağlanamaz. Koruyabilmek için önce sahip olabilmek ve bunun içinde para gerekir. Yurtdışında gezdiğimiz müzelere, üstelik de döviz olarak dünya para öderken, Türk vatandaşı olarak Türkiye’de çok cüz’i rakamlar ödemek, her zaman ağırıma gitmiştir.

Hafif rampada tırmanmaya başlayınca, yarım ay ş eklindeki yamaçların ortasında, akan suların toplandığı göleti çevreleyen Pamukkale Belediye’sinin düzenlemiş olduğu park alanı ve iki olimpik termal yüzme havuzu, oldukça güzel bir manzara sunuyorlar.

IMG 1214 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012Yıllarca akıp giden, otellere verildiği için azaldığı yönünde tartışmalar yaratan termal sular, Pamukkale yamaçlarından akarak bir kanal ile toplanıp, bu havuzlara yönlendirilmiş. Ücretli olarak faydalanılan bu tesis, doğal ortamı, parkı ve hizmet olanakları ile cazip görünüyor. Demek ki bir şeyler iyi yönde değişmeye başlamış fikrine kapılarak umutlanıyoruz.

Kısa bir yürüyüş neticesinde, suyun akışının kesildiği noktada bir görevli, travertenlere girecek olanları uyararak ayakkabı yada terliklerin çıkarılmasını sağlıyor. Aynı şekilde yamaç boyunca başka görevlilerde, yanlışlıkla unutup giyenleri uyarıyor. Nihayet gerçek anlamda bir koruma bilinci oluşturabilmiş olduğumuz ve bunu ciddiye alarak takibini sağlayabildiğimiz için, üstleri tam takım üniforma, ayakları çıplak dolaşan bu görevlileri görünce çok mutlu oluyoruz ve Kültür Bakanlığı’nın bir teşekkürü hak ettiğini düşünüyoruz.

IMG 1218 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012Ayakkabılarımızı elimize alıp, yüzeyi yalayarak şırıl şırıl akan serin sularda ( aslında 35 derece )yürümeye başlıyoruz. Görünüm pamuksu olsa da, ayaklarımızın altında hissedilen hafiften bir batma hissi çünkü, suyun kireçli yapısı, zeminde parlak ve kaygan bir yüzey yerine, suyun ışıkta yansıdığı parçalı kırılgan görüntü misali pürüzlü bir yüzey oluşturmuş. Aslında yürümeye imkan veren de bu tortulaşmış kalıntılar zira, kaygan ve eğimli bir arazide suyun içinde dolanmak mümkün olamazdı.

Bu pürüzlü çökelti yüzeyi, travertenlerin, zaman içinde, nasıl birike birike oluştuğunu da gösteriyor aynı zamanda. Yeterince beklersem bende beyazlaşır, yaz güneşinde ışıldayan kar dağları gibi görünen beyaz krallığının bir parçası olur muyum diye düşünüyorsunuz.

IMG 1232 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012Yamaç boyunca, tepedeki Hierapolis antik kentine doğru, yer yer, suların toplanması için sunni olarak küçük havuzlar yapılmış. Ağustos ayının kavuruculuğunda, çoğu mayo ile gelmiş olan turistler, bu havuzlara oldukça rağbet gösteriyorlar. Havuzların kenarlarında ya da,su biriken düzlüklerde çökelen termal sulardaki kalsiyum karbonat, sertleşmeden önce balçık olarak birikiyor.Yine turistlerin çoğu bu balçıkları, şifa niyetine vücutlarına sürüyorlar.

Önünüzde göz alabildiğine yeşil ovalar, uzaklarda ovaları çevreleyen boz siluetleri ile dağlar, gözünüzü kamaştıran bir beyazlığın içinde, bu manzaranın ortasında tepede, su dolu beyaz bir yağmur bulutunun içinde oynaşıyor gibisiniz.

IMG 1238 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012Böylesine romantik bir tablonun ortasında ben, tamamen hatta fazlası ile giyinik olarak, sırtımda çanta, boynumda fotoğraf makinesi, elimde ayakkabılar ile gezinmeye çalışırken, zeminin kaygan olmadığına ve sağlam bastığıma şükrediyorum daha ziyade.

Tüm Pamukkale fotoğraflarında yer alan, doğal oluşum ile meydana gelmiş katman katman olan travertenler, tam tepede, Hierapolis antik kentinin meydanının bulunduğu konumda. Koruma kapsamında oldukları için, hiçbir şekilde o bölgeye insan sokulmuyor ve bozulmamaları içinde su verilmiyor.

Suyun içinde bolca bulunan kalsiyum hydro karbonat’ın, havadaki oksijen ile teması sonucu, karbon monoksit’in buharlaşması ile açığa çıkan kalsiyum karbonat çökelerek, travertenleri oluşturuyor.

IMG 1241 199x300 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012Öğle sıcağında eriyip termal sulara karışarak akıp gitmeden, tepeye akşam serinliğinde gitmeye karar vererek aşağı dönüyoruz. Otelimiz, Pamukkale merkezinden 5km.ileride Karahayıt Köyü’nde. Bu bölgeye büyük kompleksli oteller yerleşmiş. Hemen hepsinde, kaydırakları ile ğelence sunan havuzlar, spor imkanları ve termal hamamı ile bir Spa merkezi bulunuyor. Bu gibi hizmet yelpazesi geniş oteller, hem kaliteli, paralı turisti çekebileceği gibi, genellikle günübirlik yada bir gece olarak gelinen Pamukkale’de kalma süresini arttırmakta etkili oluyorlardır.

Kısa yerleşme ve termal havuzda ter atma sonrasında, havanın biraz serinlemesi ile Hierapolis ‘e gidiyoruz. Karahayıt ‘taki batı girişi, şehrin nekropol bölümünün olduğu alan. Merkeze kadar, antik şehrin içinde 1.5 km. katetmeniz ya da merkeze götüren minibüs servislerini beklemeniz gerekiyor. Otellerden yürüyerek gelenler için çok iyi düşünülmüş bir kolaylık bu servisler. Biz, kasaba meydanındaki girişin yanından dolambaçlı bir yolla tırmandığınız kuzey kapısına yani, Hierapolis ana girişine gidiyoruz.

Genişçe bir otopark alanı, güzel bir bahçe düzenlemesi ve uzay kafes çatılı bir yapıda giriş bankosu ile bir iki dükkan yapılmış.Temiz ve sade bir görünüm sunuyor ana giriş.

IMG 1251 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012M.Ö. 190 yılllarında, II.Eumenes tarafından kurulmuş Hierapolis. M.Ö.2 yy.da Roma egemenliğine girerek, asıl yükselişini ve yapılanmasını bu dönemde yaşamış. M.S.80 yılında Hıristiyanlığı yaymak üzere gelmiş olan İsa’nın12 havarisinden biri Aziz Philippus’un burada öldürülmüş olması ve adına bir şehitliğin bulunması, Hıristiyanlar tarafından kenti bir cazibe merkezine dönüştürmüş.

Hierapolis, gözle görebildiğinizden büyük bir şehir. Zamanında gladyatör dövüşerinin de yapıldığı anlaşılan antik tiyatro, sayısı 2 binden fazla olup, her sınıf ve inanç hakkında bilgi veren Anadolu’nun en büyük nekropolü, bugün kullanıma açık olan antik havuz, eski ve dini bir mağara olan Plutonıum üzerine kurulmuş ve duvarlarında Apollon kehanetinin anlatıldığı yazılar bulunan Apollon Tapınağı, kuzey-güney istikametinde yerleşmiş şehrin kapıları, şehrin üç hamamından iyi durumdaki Hamam Kilise ile şehirden çıkan buluntuların sergilendiği Arkeoloji Müzesi olan Büyük IMG 1242 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012Hamam ve ortasında mezarı bulunan Aziz Philippus Martyrion’u görülmesi gereken önemli yapılar. ( www.pamukkale.org.tr )

Arkeoloji Müzesi’nin bulunduğu alan, oldukça güzel ve özenli bir şekilde turistik meydan olarak düzenlemiş. Müze mağazası, turizm danışma ve dinlenebileceğiniz bir kafe ile manzarayı seyredebileceğiniz geniş ahşap setlemeler yapılmış. Bu noktadan, koruma kapsamındaki travertenleri görebiliyor ya da, öğlen bizim çıktığımız yamaç boyunca inebiliyorsunuz.

Birazda yukarıda suların içinde dolandıktan sonra, Antik Havuz’a gidiyoruz. Burası, Roma döneminden kalma bir havuzun yıkıntıları etrafına yapılmış özel bir işletme aslında. Oldukça geniş ve çeşitli yeme-içme-oturma imkanları var. Dolayısı ile de giriş 30 TL. Burada rahatça bir gün geçirmeniz mümkün.

IMG 1263 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012Suyun menbağına yakın noktada termal sudan faydalanmak elbette çok cazip ama, havuz içinde 2000 yıllık kalıntıların arasında, üstünde yüzmek ve binlerce yıl önce başka bedenlerin aynı şeyi yaparak şifa aradığını düşünmek, daha büyüleyici. Sular çoktan akıp gitmiş olsa da, havuzun içindeki sütunlar sayısız defa aynı sahnelere şahit olmuşlar. Sular akmış, bedenler gelip geçmiş, mayolar şekil değiştirmiş, ama taşlar, binlerce yıllık hafızalarına her gün bir yenisini ekleyerek kalmışlar.

Güne burada başlamadığımıza pişman olup, güneşin batışını, travertenlerin eşliğinde vadi manzarasını seyrederek, veda ediyoruz pamuktan kaleye. Şehrin içinden ilerlerken, teknolojiden habersiz oldukları için bizlerden zor bir hayat yaşadıklarını sandığımız bu geçmiş zaman şehir sakinlerinin, aslında ne denli yüksek bir yaşam kalitesine sahip olduklarını idrak ediyorum ansızın. Etrafı görkemli dağlarla çevrili bereketli bir vadinin ortasında, serin bir tepeliğin üzerinde, her tarafından şırıl şırıl akan şifa veren suların içinde, bizim IMG 1249 300x199 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012modern şehirlerimizde erişemediğimiz bir lükse sahip olduklarını düşünüyorum.

Bol hava, bol gıda, bol güneş ve bol su içeren antik lükse veda edip, günümüz gerçekliğindeki lüks otelimize dönerek, kendimizi açık büfeye gömüyoruz.Termal kapalı ve açık havuzlardan akşam saatlerinde, yemek sonrasıda faydalanılabiliyor. Pamukkale’nin 35 derecelik sularının haricinde, Karahayıt bölgesinin özelliği, sıcaklığı 60 dereceye kadar çıkbilen, içerdiği demir mineralleri nedeni ile kırmızı ve yeşil traverenler oluşturan, ‘’kırmızı sular’’da bulunuyor. Oteldeki kırmızı su havuzu 49 derece ki biz parmağımızı bile sokamazken, yabancılar direkt olarak içine girebiliyorlar. Bu sular daha sıcak olmasına rağmen farklı mineral yapısına sahip ve daha az serbest karbonhidrat içerdiği içinde, yoğun bir traverten oluşumu gerçekleşmiyor.

Her renkten suların, her çeşit mineralin, her derdin devasının bulunduğu bir yer Pamukkale. Sulardan fazla faydalanmış olmasak da, ruhen şifa bulduğumuza, soluyarak da bir IMG 1269 300x200 PAMUKKALE Hierapolis   Ağustos 2012fayda elde etmiş olabileceğimize inanıyorum.

Pamukkale kasabasının turistik Turgut Özal Caddesi‘nde gidip dolanmak yerine, Türk tipi eğlencenin simgesi haline gelmiş dansözü ve göbek attırmaya çalıştığı turistlerin, oryantalist ritimlere aykırı kalasvari yapılarını seyrederek eğlenmeyi tercih ediyoruz. Özellikle Uzakdoğu’lular, kullandığınız teknolojilerine şüphe ile bakmanıza sebep olacak acınasılıktalar.

Bizim oynak bir millet olduğumuz ve her ritme uyabildiğimiz, ayrı bir gurur meselesi olarak, zavallı turistleri görünce daha bir netleşiyor…

Hep beyaz kalman dileği ile HOŞÇAKAL PAMUKKALE…! 

Behiye Işın

www.cocuklageziyorum.com

 

 
Toplam blog
: 31
: 3253
Kayıt tarihi
: 01.12.11
 
 

İTÜ mezunu Yüksek Şehir Plancısıyım. Sadece gezmek ve yazmak istiyorum. ..