Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '10

 
Kategori
Psikoloji
 

Pandora’nın kutusu…

Pandora’nın kutusu…
 

Bir Pazar sabahı şehrin sokaklarını dolaşmaya çıkarsa kötülük, neşesi yerindeyse, derin derin nefes almak, gökyüzünü ciğerlerine çekmek istiyorsa; korkma zarar vermez sana… Günlerden pazardır. Yüzünde bir gülümseme, olabildiğine babacandır.

Adımları kendinden emin, gözleri bütün detaylarını taramaktadır şehrin…

O kadar iyiliksever, o kadar cömert olabilir ki bazen; şaşkınlık içinde kalabilirsin. O’nu kötülük değil de, yeryüzüne inmiş kanatsız bir melek sanabilirsin.

Elini sıkarsan göreceksin ki; elinde insan sıcağı vardır. Öyle iri yarı ve güçlü, öyle ufak tefektir ki kötülük, odaları hiç kimsenin ömür boyu sığınamayacağı kadar dardır.

Odacıklardan meydana gelmiştir kötülük, ve üstelik üç katlıdır. En alt katta insani arzular, hırslar, öfke, nefret hatta ihanet vardır. Orta katta vicdanın başkaldırışları bulunur. İsyanlar kilit altına alınmıştır. En üst katta telafi ediciler, isyancıya cevaplar ve bunlara uygun maskeler bulunur…

Suyun yüzeyinde görülen, buzdağının bu en üst kısmıdır genellikle. Bu sebeple o çetrefil yapıya, çoğu zaman saygı bile duyulur.

İnsan zaten Pandora’nın kutusu; kötülük ise kutular dolusu odacık. Bir yanda sefahat, bir yanda feragat. Bir yanda nefret, bir yanda şehvet. Dünya işlerinden elini ayağını çekmişken bir yanı, diğer yanda boylu boyunca siyaset. Ve iki gücün arasında sıkışmış, haykıran bir vicdan. Ne fayda ki çığlığında çelişkiler dolaşır…

Öyle bir varlıktır ki bu; bir yanı ihanete bulaşmışken, diğer yanı hidayete ulaşmaya uğraşır…

 
Toplam blog
: 57
: 1683
Kayıt tarihi
: 29.05.08
 
 

21/12/1966 doğumlu olup Mersin Meslek Yüksek okulu İşletme bölümü mezunuyum. Bir deri firmasında ..