Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '18

 
Kategori
Siyaset
 

Pantalon Neyin

Pantalon Neyin
 

Erkek ile kadın bir araya gelince ortada;
İllaki bir günah vardır zihniyetinin sahipleri,
Kız erkek diye ayırmak yetmediyse eğer size;
Bari kapatın gitsin bütün bu mektepleri.
Efendiyi, hocayı besleyip, büyütüp;
Siz semirttiniz bu aplak vaizleri.
Onlar istedikçe siz verdiniz,
Siz verdikçe arttı bu yampeşlerin,
Hem hadleri hem de servetleri.
Teğet geçen tüm iktisadi krizlerinizin,
Oldu farklı farklı zenginleri.
İktisatta kural bu değil miydi zaten?
Fırsata dönüştüren kazanırdı hep, patlak veren krizleri.
Biz ve onlar diye ikiye ayrıldı.
Suhulet içindeki toplumun tüm ama tüm sakinleri.
Fakat sizdiniz aslolan, gerisi hikaye;
Ve sual olunmazdı hikmetinizden,
Haşa, sanki siz yaratmıştınız küçük dağları ve tepeleri.
Baya bir uğraştınız Ata'yı çıkarmak için akıllardan.
Ondaki heybeti görememiş olmalısınız ki; bakınca oralardan,
Çabanız nafile, uğraşmayın boşuna, silmek için onun izlerini;
Mavi gözlü bir şahindi o, yükselmişti ta Anafartalar'dan.
Memlekette din bezirganlığı erişirken tavana;
Uçuşuyordu çılgın vaatleriniz havada,
'' Yahu ortada bir yanlışlık yok mu acaba '' diye soranın da yanına;
Ecel gibi çökerdi zulmünüz, kalmazdı bugünden yarına.
Ve her zaman söz sizin sözünüzdü, gerisi külliyen tatava !
'' Kandırılmak ya da kandırılmamak işte bütün mesele bu '' diye;
Veciz bir söz kazandırdınız lügata.
Liyakat da neymiş efendim !
Sizde her şey dayanırdı biata.
Ne demişti Büyük Üstat Mehmet Akif :
İbret alınsaydı, eder miydi tarih hiç tekerrür?
Ne kadar çabalarsan çabala gizli kalamazdı hiç,
Saklanmak istenen onca menfi maksatlı tefekkür.
Unutmamak lazımdır ki; aynı tarihtir en büyük müellif.
Lafa gelince dışarıda dünya büyüktü beşten,
Lakin içeride tüm sayılar küçüktü, birden ve tekten.
Ne derse kanundu, ne derse hüküm;
Üstüne konuşmak mümkün mü haktan, hukuktan, adaletten?
Fakirlik, fukaralık, gariplik ve gurebalık;
Belki de kaderdi bizim için gerçekten,
Geçtikçe yıllar vaziyete inandıkça inandık.
Artık ölümden öte köy yoktu bize,
Bedava konuşmayın öyle kardeşim, işkembeden, göbekten !
Asınca bir baba kendini '' Patalon neyin '' deyip de geçtiniz.
Nasıl oldu da acıyla böyle alay eder bir hale geldiniz?
Size göre, hayattan korkan bir babanın ondan kaçısıydı sadece;
Bu lafı hakikaten, elinizi vicdanınıza koyup da mı ettiniz?
O babanın boynuna doladığı halatın iplikleri,
Zaten borcu da yokmuş, diye mülakat vermek için yarışa girdi,
Yazarları, çizerleri, savcıları ve dahi valileri.
Fakat olanı biteni Ahiret için kaydeden de biri var, olmaz onun hesabında yanlış;
Kesinlikle şaşmaz rahat ol sen, Münker ve Nekir'in defterleri.
Ölen öldüğüyle kaldı, giden gittiğiyle belki,
Lakin kaçış yok tüm bu günahlardan, tüm bu acılardan;
Koca bir vebal boynunuzda, ve ebediyyen baki.
Sen yine de takılma hiç bütün bunlara arkadaş;
Ver oradan mehteri, ver oradan mehteri.
 

 
Toplam blog
: 70
: 289
Kayıt tarihi
: 26.07.14
 
 

Sapancalı, Üniversite mezunu, satış pazarlama sektöründe çalışan Errare Humanum Est ve Dum Spiro ..