Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Paparaziler

Paparaziler
 

Özellikle televizyon teknolojisi insana dair iyi yönde programlanıp kullanıldığında bireyin dolayısı ile toplumun gelişimini destekleyen son derece muhteşem icat muhteşem bir ürün.

Toplumun gelişimini desteklemeyen programlar dizayn edilip kullanıldığında -aptal kutusu diyeceğim ama teknoloji öylesine gelişmiş öylesine hayaller ötesine ulaşmış ki, kutu halinden yassı bir demir levhaya dönüştürülmüş- O nedenle demir parçası ve boş çerçeve tanımlamasının ötesine gidemiyorum.

Bi dönem paparazi programları seyredilirdi televizyon ekranlarından. Televoleler vardı. Reha Muhtar tarzı haber porogramlar vardı. A takımında reyting uğruna hakaretlere varacak derecede bazı insanlar taşlanır, yüksek seslerle tartışılıyordu. Kim nerede kiminle? Kim kimden ayrılmış kiminle evlenmiş? Kim kime ne demiş? Kim kime küsmüş? magazin programları seyredilirdi. Ekranlara bağlayan hala devam eden abuk sabuk diziler seredilirdi.

Bütün bu program yayınları için aynı şeyleri söylerdim." Boş fuzuli anlamsız, topluma bişey kazandırmayan programlar diziler" derdim.

Gözünü seveyim o programların şimdi.

Bugün açıyorsunuz televizyon kanallarını bir bir. Keşke diyorsunuz. Keşke o paparazi programları, o televoleler yayında olsa da bugünlerde seyretmekte olduğumuz tekdüze, yanlı, klişe yayınlar seyredilmese.

Ha, kumanda elimizde, istediğimiz kanaldan çıkıp ötekine geçebiliyoruz. Kimse istemediğimiz programı zorla seyrettiremeyecek kadar özgürüz özgür olmasına da, hangi kanalı seçeceksiniz kardeşim!

Bi programa bakıyorsunuz, hamaset. Diğer kanalda lafebeli kısırdöngülü siyasi polemikler. Çözüm üretmeyen hatta çözümsüzlüğü adeta ilke edinmiş siyasilerin konuşmaları. Bir diğer kanala geçiyorsunuz, yaşam koşullarının zorluklarını örtbas etmek için yaratılan sunni gündem haberleriyle karşılaşıyorsunuz.

Medyanın büyük kanallarını taradınız, sıkıldınız.  Küçük kanallara geçmek istediğinizde aman Allahım vaaz vaaz vaaz.. hepsi de birbirinin benzeri programlarla dolu. "Bu memleketin ibadet yeri Allah'ın evi Cami değil midir?" diyesiniz geliyor.

Dini eğitim elbette verilmelidir topluma. Okullarda, Kuran kurslarında zaten viriliyor, özellikle imam hatip okullarında yeter derecede eğitim verildiğini biliyoruz.

Kanallarda vaaz veriliyor, arkasından bal satış reklamı veriliyor ne idüğü bellisiz üstelik. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Vaaz adı altında bal pazarlanıyor!. Arkasından ayakkabı, cep telefonu, erkekliği güçlendiren haplar falan..

Cami yaptırma derneğinden SMS yoluyla, hesap numarası yoluyla bağış toplandığını seyrettim bir kanalda.. Pes! dedim artık. Bu kadar da mı duygu sömürüsü yapılabiliyor dini telkinlerle be kardeşim?

Hülasa, paparaziler, televoleler iyiydi..

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..