Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '10

 
Kategori
Deneme
 

Papatya gibisin beyaz ve ince

Papatya gibisin beyaz ve ince
 

Çok uzaklarda, İstanbul Boğazı'nın olduğunu biliyorum. O keskin poyraz rüzgârlarının hedefini şaşmayan bir kurşun gibi insanın bedenine vuruşunu hatırlıyorum. Küçük ve dar sokakları düşünüyorum Galata'nın ve hem de kulesinin komşu sokaklarını. Eski hem de çok eski binaların "penceremden pencerene elini uzatsan tutacak" misali yakın cephelerine yıkanmış çamaşırlar asılmış. Bu çamaşırlar ki yüz yıl önce de asılıydı, bugün de asılı. Öylece kurumayı bekliyorlar.

Birden bir papatya geliyor aklıma. Dağda, tepede özgürlüğe çiçek açan sarı ve beyaz papatya. Hani, başınıza taç yaptığınız o güzelim özgür çiçekler. Ve sonra belki de taş plaklarda gizli kalmış o müthiş tango:

Papatya gibisin beyaz ve ince /Eziliyor ruhum seni görünce/ İsmin dudaklarımı yakıyor neden/ Nedir bu çektiğim senin elinden

İstanbul'u geziyorum. Tango dediğimiz ve müziği ile dansı ile bu topraklara ait olmayan sanat yaratısının bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar tarafından sevilmesinin en büyük nedeni, bu toprakların evrensel kültüre çok şey kattığına ve evrensel kültürden çok şey alabildiğine bağlıdır. Anadolu toprakları sevgiyle, aşkla sulanmış topraklardır. Nice sevda öyküleri, nice sevda türküleri, nice sevda şarkıları bu topraklarda yeşerir. Gün gelir sevgi sözleri Tango müziğin içini dolduruverir. Yeter ki sevginizi dillendirsin bu sözcükler:

Yalvarırım sana gel üzme beni/ İnan bana çok seviyorum seni/ Gel kollarıma artık bekliyorum/ Papatyam seni özlüyorum

Mutlaka herkes doğduğu ve yaşadığı şehri sever, mahalleyi sever. Ama, kulun kula olan sevgisi yürekten olur. Gün gelir el ele tutuşduğunuz bir sokak yüreğinizin bir köşesinde "kara saplı bıçak gibi" saplı kalır. O sokaktan her geçtiğinizde gözleriniz yaşarır ve bıçak yarası sızlar. Güneşe bakamayan gözleri hatırlarsınız. Bir papatya gibi narin, bir papatya gibi başınızda taç yapmaya değer sevdiğinizi düşünürsünüz. Şimdi, nereden aklınıza düştüyse düşen o Tango devam eder:

Neden sanki öyle dudak büküyorsun /Yoksa açık söyle hiç mi sevmiyorsun/ Sana soruyorum neden susuyorsun/ Bana bu sevgiyi çok mu görüyorsun

Şimdi İstanbul aklımda. Hayır, İstanbul değil belli ki. İstanbul'da sen varsın diye bu şehir aklımda. En güzel sokakları görmedim, en güzel yapıları görmedim, en güzel doğayı görmedim, en güzel şarkıları duymadım ve bir minicik papatyayı görmedim sevdiğim insan gösterene kadar. Sevmek, tanımak oluyor bütün evreni. Bütün evren bir tek aşk sunuyor yüreğine. Gerisi koskoca bir yalan. Aşk olmadan herşey anlamsız kalıyor. Ve hayatta ölmeden önce yapacağınız tek şey aşık olmak olsun ve aşık olarak ölmek olsun. Allah, bizi aşkla yarattı ve bizden aşk istedi.

Gün bitiyor. Balkonuma beyaz bir papatya aldım. Yüreğimde hanidir beyaz bir papatyam vardı. Söz gibi, yazı gibi, Tango'da bitiveriyor. Fakat, aşk hiç bitmeyecek.

Bilsem söyler miydim gizli hislerimi/ Keske görmeseydim gülen gözlerini/ Biliyorum fakat sen de seviyorsun /Anladım çapkınca naz ediyorsun.

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..