Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '18

 
Kategori
Siyaset
 

Papazı Bulmayalım!

Selamlar,

"Sen bu satırları okurken ben çok uzaklarda olucim yavrum" şeklinde başlamak pek de mümkün değil. Buradayız ve bekliyoruz. Bu satırlar yazılırken Papaz Brunson davası görülüyor. Mahkemenin sonucu ne olursa olsun değişmeyecek şeylerle ilgili konuşmak için buradayız. Başlayalım:

Papazı bulmamak adına yapılmaması gereken ne varsa yaptık. Dönülmez akşamın ufkundayız. Tam bu noktada belirtmeliyim ki içinde bulunduğumuz durumun sorumluluğunu mevcut iktidara yüklemek (ki büyük oranda öyle de olsa) biraz kolaycılığa kaçmaktır dostlar. Devletler varoluş sebeplerine baktığımızda "bizdeki" devlet anlayışından farklı teoriler ortaya çıkar. Devlet bazı toplumlara göre gereklilikler sonucu ortaya çıkan bazılarına göre yapmaktan hoşlanmayacağımız işleri yaptırma kudretine sahip olan ve bazılarına göre de bekçilikten başka birşey yapmaması gereken yapılardır. Bu bazıları diye adlandırdığım toplum veya bireylerin devlet hakkında sunduklarını birer teori olarak da açıklamak mümkün. Ancak konumuz bu teorik çerçeve değil. Zira siyaset bilimcilerin ülkemizde şu anda herhangi bir yaptırım gücü de fikirleriyle kitle etkileme potansiyeli de yok. Kendim de dahil olmak üzere bu son söylediğim acı bir gerçek.

Gerçeklerden devam edecek olursak, iktidar-otorite sahibinin bu gücünü devretmesini düşünmek kadar saçma bir argüman olamaz. Zira güç hastalık gibidir ve teşhisin zamanına göre müdahale olmadan vücuttan atılması imkansız hale gelir. 16 yılın ilk 8 yılı bu hastalığın yayılma evresi oalrak görülürse ikinci 8 yıllık dönem tüm vücudu kuşatma teslim alma dönemidir. Güç sahiplerini bir noktadan sonra kontrol edemediği gücün yönetmesinin sebebi de budur aslnda. Asıl konumuz gücün kaynağının ne olduğunu sorgulamak. 

Amerika Birleşik Şirketleri adından da anlaşılacağı gibi dünyanın en büyük şirket-devletidir. Bu şirketin başına birçok kesime göre sürpriz olacak bir biçimde ilk defa şirket işlerinden anlayan ve tabir-i caizse "Büyük Esnaf" statüsünde olan biri geçmiştir. Bu amerikan esnafı düşünce yapısı olarak "devlet adamı" sınırları içinde dolaşmadığından kendi memleketinde yaşadığı sıkıntıyı akıllı! bir esnaf zihniyetiyle dışarıda cereyan eden veya edebilecek olaylara indirgemiş ve "Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak görüyoruz" demiştir. Aslında seçim öncesi verdiği bir vaadi vaadedilmiş toprak hevesçilerine sunarak akıllı bir adım atmıştır. Bu adımının peşi sıra Çin'le girdiği ekonomik krizi de amerikan toplumuna "dış güçler" olarak yansıtma politikası uygulamış ve "Biz Amerikayı Yeniden Muhteşem Yapacağız" sloganına sloganik politikaya hasret kitlelerin yüreğine su serpen bir adım atmıştır. Aynı şekilde Türkiye'de yemediği halt kalmayan başarısız bir ajan için "kıymetli bir din adamı" etiketiyle evangelist kesimden de bir A+ almıştır.

Bugün mahkeme sonucu ne olursa olsun yapmamız gereken en önemli şey papazı bulmamak adına "dış güçler" dediğimiz kitlenin niteliğiyle ilgili önlem alabilmekten geçer. Maalesef bu yönde atılacak herhangi bir adımı "Serbet Piyasa" prangasından dolayı atmak da mümkün olamayacağından durum bir çıkmaza doğru sürüklenecektir.

Tüm bunların sonunda "eline fırsat geçmemiş fırsatçılık" fıtratımızdan kurtularak yapmak gereken tek bir iş kalmıştır.

1923 ayarlarına geri dönmek!

Hadi Eyvallah,  

 

 
Toplam blog
: 18
: 204
Kayıt tarihi
: 06.05.15
 
 

İnsanlar arasında insanlardan bir insan.   ..