Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '17

 
Kategori
Güncel
 

Para & Huzur

Para & Huzur
 

Hiç kimse bu dünya alemine kendi isteği ile gelmedi. Hiç kimse bu dünyaya gelirken ne annesini, ne babasını nede akrabalarını seçerek gelmedi. Seçme tercihi de olmadı. Yer yüzündeki bütün canlılarda olduğu gibi insanda İki farklı cinsin ister bir birlerini severek isterse sevmeyerek bir birlikteliğinin sonucuyuz. Her ne kadar bir tesadüfün ürünü olarak görülsek de sorun yer yüzüne geldikten sonra başlıyor. İnsan doğduğu ortamdaki insanları aile ve çevresindekileri de akraba olarak tanıyor.

Bir çok insan yavrusu daha dünyaya gelmeden şanslı doğuyor. Bu şans çoğu zaman para, çoğu zaman huzurlu, mutlu ve her şeyden önce pozitif bir aile oluyor. Evet para icat edildiği günden bu yana insan hayatının vazgeçilmez mutluluk kaynağı. Çünkü varsa huzur var yoksa ızdırap. Paranın olmadığı yerde huzur olur mu?

Seni, beni veya diğerlerini ne kadar para mutlu eder? Ne kadar çok paramız olursa mutlu oluruz?

Sorusunun önü açıktır. Çünkü insan nefsi sonsuzluğa odaklıdır.

“Kafamı sokacak bir evim olsun yeter” diyen bir kişi kafasını koyacak eve sahip olunca bütün arzu ve istekleri bitecek mi?

Peki araba ne olacak? Özgürlüğün yol haritası araba değil mi? Mutlaka bir arabası da olmalı.

Araba oldu bitti mi?

Yaz geldi havalar ısındı şehirde bunaldım, bir yazlığım olmalı! Hedef yazlığa odaklandı.

Yazlığa sahip olan insan mutlu oldu mu?

Mümkün değil.

Nasihat çekmek en kolay yoldur. Bu olay birazda palyaçoya hikayesine benzer. Mutluluğu arayan bir insanın başkalarına mutluluk iksirinin anlatması gibi bir şeydir. Çünkü hiç kimse tam olarak ne istediğini veya ne aradığını bilmiyor. Hızla gelişen insanlığın arzu ve istekleri de sürekli değişiyor.

“Bak kardeşim mutlu olmak o kadar kolay ki! Yeter ki iste. Onu ne parada ne de pulda bulabilirsin. O senin içindedir. Onu istemen gerek. Nasıl mı? İnsan sahip oldukları ile vardır. Olmak istedikleri amaçtır. Çoğu zaman hayaldir. Sahip olmak istediklerin için mücadele ederken elindeki potansiyeli kaybetmeyerek onu korumalısın. Onu kaybedersen ne amacın nede hayalin kalır.Yokluk içinde varlık yaratmalısın. Yiyecek bir lokma ekmeğin olmadığı bir anda eşine ve ailene işkence etmek yerine onun elini sımsıkı tutarak sokakta el aleme karşı dimdik yürümek gerek. Eldeki enerji hiçbir uzuvda yoktur. Avuç içindeki sıcaklık ve ter var ya seni her yere götürür. Bu günkü yokluğu işkence haline getirmek hem senden hem de içinde bulunduğun ailenin temelinde olumsuzluklar yaratır. Bak tanrı o kadar büyük ki. Her günün akşamını ve her günün de sabahını yaratmış. Her sabah yeni bir yaşam, her akşamsa yeni bir ölüm dür. Eğer günü sevgiyle, huzurla aşkla bitirirsen akşamki ölüm gerçekleşmez. Yarına umutlarınla yatarsın. Umutsuz yatmak ölümdür çünkü yarın için ne umudun ne de hayallerin vardır. “

Gördüğünüz gibi ne de güzel nasihat çektim. Dedim ya kolaydır. Nasihat çekmek.

Peki yukarıda çektiğim nasihat mantıksız mı?

Kesinlikle hayır.

Yarım asırlık hayatımın büyük bir kısmını zengin ve varlıklı insanların içinde geçirdim. Bir çoklarının hesabını kitabını, yediklerini içtiklerini bilirim. Marinada iki yatı, altında en lüks arabası alanları, İstanbulun en şaşalı yerlerinde yaşayanları gördüm. Ama ne yazık ki içlerinde bizim pencereden hayal ettiğimiz mutluluğu ve huzuru hiç birinde görmedim. Yani para her şeye sahip olmaktır sözü yeterli ve doyurucu değildir. Varlıklı kişiler güncel istek ve arzularını gidermek için her türlü imkana sahip olsalar da, arka plan hiçte arzu ettikleri gibi olmuyor. Paranın verdiği özgürlüğün kaybettirdiği aile huzursuzluğunu büyük bir kesimde görmek mümkün. Yani kopuk bir aile, sevgi ve saygıdan uzak bir yaşam.

Ne yazık ki para evli iki çifti el ele tutturmuyor. Ne yazık ki zengin bir kocayı elde tutmak hiç te kolay olmuyor. Ne yazık ki akşam çelik çocuk bir sofra başında huzurlu tarhana çorbası içirmiyor. Ne yazık ki çocuğunun elinden tutup mahalle okuluna götürmüyor.

Yani para gerçekten her şey değil. Bu gün yoksa yarın olmayacağının garantisi yok ya.

Bu gün yok diye her şey bitmiyor ya…

Evet, mutluluk insanın bünyesinde saklı bir enerjidir. Bu enerjiyi nasıl kullanmak gerektiği önemlidir. İçimizde saklı enerjiyi çıkarıp onunla kup kuru çölü vahaya çevirmekte bizim elimizde, vahayı çöle çevirmekte.

Sahip olduklarımızla mutlu olmayı bilmek, olmadıklarımızı kazanma mücadelesi vermek hem yaşam sevincimizi hem de gelecek kaygılarımız azaltır.

Tercih bizim elimizde.

Herkese Sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dilerim.

Fikret Bayrak

 
Toplam blog
: 39
: 366
Kayıt tarihi
: 27.11.14
 
 

1966 yılında Giresunda doğdu, Bulancak Ticaret Meslek lisesinde okudu ve Anadolu Universitesi İşlem..