Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Para insanları değiştirir

İnsan ne olursa olsun asla büyüklenmemelidir. Alçak gönüllü olmak erdemli olduğumuzu anlatır. Erdemli olmak belki bugünkü değerlendirmelerde  kabul görmüyor olabilir.

İnsanın belki de en büyük  içindeki düşmanı geçmişini unutmak ve kibirlenmektir.

İnsanların kibirlenmelerinde çeşitli nedenler olabilir. Çoğumuzun kabul etmediği fakat hayatımızda sıkça karşılaştığımız durumlardandır geçmişi çabuk unutmak.

İnsan bilmiyor ki istediklerinin kendi adına hayır mı, yoksa şer mi olduğunu ? yeter ki olsunda ne olursa olsun diyebiliyor.

İstekte bulunduğumuz halimiz,   konumumuz bizim için hayırlıdır. Fakirsek fakirliğimiz, alt kademedeysek alt kademe.

İnsanın içinde ki hırs ve makam sevgisi arttıkça  erdemlilik  niteliklerini kaybediyor. İnsanlar nimete kavuşunca genelde olumsuz yönde değişirler.

Tabi ki herkes zengin olunca veya fakirlikten zenginliğe adım attığında şımarır diye de kaide yok.  Nice fakirler kalenderliğine devam ediyorlar, şikayetçi de olmuyorlar. Fakat böyleleri  bizim içimizde çok az.

Sonradan zenginliğe ulaşan insanımız maalesef geçmişini çok çabuk unutur. Nedendir bilinmez varlık sahibi olunca kişilerin yanına yaklaşılmaz oluveriyorlar. Dün aynıydı, bugünde aynı kişi aslında,  fakat  eline para geçince bir başka oluyoruz.

Buna benzer durumlar  alt kademelerde görev yaparken  kişiler mülayim, uysal, anlayışlı, ilişkilerinde samimiyet olanların bile kademeleri arttıkça ulaşılmaz oluyorlar.

Kendi aramızda konuşurken üç günlük dünya diyoruz. Bize üç günlük dünya öğüdü verenlere bakıyorsunuz dünyada ebedi kalacak gibi davranıyorlar.

Bir görev sahibi olmadan kişiler her telefonunuza cevap verirken , makam değiştirince asla ulaşılmıyor. Bazen bu hatayı bende yapıyorum. Tabii ki her telefonu açmayanların şımardığını veya değiştiğini de söyleyemeyiz. Bulunduğu konumu da çok önemlidir. Cevap verebilecekken cevap vermeyenler kastımız.

Bazen ürünler bol olursa bizlerin önüne kimse geçemez gibi düşünüyoruz.  Bize nimet veren yaratıcımızın imtihan için bolluk içinde yaşattığını düşünemiyoruz.

Nimetlerin çok olması aslında bazılarımız için büyük sıkıntı doğurmaktadır.  Zengin olmadan evvel eşine,  evine , çocuğuna bağlı olan kişi zengin olunca evini çocuklarını unutabiliyor.

En kıymetli varlıklarını ihmal ederek o güzelim yuva dağılabiliyor.

Hatta bazıları keşke paramız olmasaydı da huzurumuz bozulmasaydı diyenlerde oluyor. İstenmeyen yanlışlara düşebiliyorlar.  Eskiden köyden çıkmayanlar bu sefer de köye girmez oluyorlar. Bizim çoğumuza para çok olursa yolumuzu şaşırıyoruz. Para bize yasak olan davranışları işlemekte sakınca yok gösteriyor.

Paranın bir anda kazanılmış olması hiç umulmadık yanlışlar yaptırabiliyor.melek gibi olan insanımızı tanıyamaz oluyoruz.

Yanlışlığını  hatırlatırsak bizlere öfkeleniyorlar. Sonradan mal sahibi olmanın dayanılmaz cazibesi midir?  Dünyada yaşamadım ki,yaşamalıyım derken hataların en büyüğünü yaptığının farkına varamıyor.

Parası olmadığı dönemlerde selam veren kişiler selam vermez oluyorlar. Daha önce samimi tokalaşan insan paralı olduktan sonra  bir başka tokalaşıyor. Tabiri caizse parmaklarının ucuyla tutuyor gibi yapıyor.

Parası olduktan sonra , makamı yükseldikten sonra  muhabbet esnasında da size söz hakkı düşürmezler. Şayet düşse de size yönünü bile dönmeler. Yemek yerken bile farklı davranır bu tür insanlar.

Aynı ortamı paylaşarak  büyümüşsünüzdür , takdiri ilahiden dolayı zengin olmuştur. Hatır gönül tanımaz olurlar.

Varsa yoksa zenginliğe tamah edenlerin değer yargıları maddiyattır. Varlık sebebi sanki maddiyattır. Parası olan muteberdir, kazara arkadaşı parasız kalsa tanımazlıktan gelirler. Yardım talep eden olursa çalış kardeşim der geçerler. Garibanların halinden anlamazlar. Fakir fukaraya yardım edilmeli dendiğinde fakir fukara yok derler.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..