Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Para kimde ?

Para kimde ?
 

Madde, hepimizin bildiği gibi yoktan var olmaz, vardan da yok olmaz. Sadece şekil değiştirir. Bu herkesin bildiği bir kanundur. Dünya üzerindeki para miktarı da aynı madde gibidir, sadece sahip değiştirir. Ekonomik krizlerde, bugün olduğu gibi, hep para sıkıntısından bahsedilir. Toplumların (insanların) maddi sıkıntıları, çaresizlikleri, pansuman tedaviler ve karamsarlık tabloları bilinen gelişmelerdir. Emekçilerin işlerinden olmaları, sanayicilerin üretemez olmaları, esnafların satamaz olmaları dünya üzerindeki para miktarının tarif edilemez gizlenmesinden mi kaynaklanmaktadır.


Para nerededir, kimde dir ?


Bir yerlerde saklanmakta mıdır veya birileri bilinçli alı mı koymuştur. Bu basit bir soru, fakat cevabı bir o kadar da zordur, yüzlerce ekonomistin tartışması bundan değil midir?

Paranın buharlaşarak biçim değiştirmesi düşünülmeyeceğine göre, konum değiştirdiği fikri daha mantıklı gözükmektedir. Özellikle ağırlık merkezini bozacak biçimde bir yöne yoğunlaşan bu miktar dünya üzerinde adı ne olursa olsun çeşitli krizlere ortam sağlayacağı, sonrasında bir birini tetikleyen domino taşları gibi değişik bölge ve coğrafyalara yayılacağını kabul etmemiz yanlış olmaz.


Para kimde ?

Bu soruya şimdi daha bilinçli bakabiliriz. Belki de, para hepimizde.


Peki sıkıntı nerede ?

Sıkıntı, daralan ve tıkanan kanallarda mı? Bu bakış açısından böyle gözüküyor.


Kanallarda neden tıkanma veya daralma söz konusu?

Sağlıklı bir yöntem veya yönetim bozukluluğu olabilir mi? Kabul edilebilir bir sistemden uzaklaşma, işin doğasına aykırı zorlamalar, mevcut yapıların bozulmalarına neden olmakta. Aynı kalp krizleri gibi. Vücutta kan var ama dolaşım bozukluğu sebebi ile sistem çalışamaz durumda.


O halde para kimde veya nerede diye sormak hata olacaktır.

Peki tedavi ne? Önce anjiyo, sonra operasyon mu? Keşke, insan sağlığındaki gibi kolay olsa. Hasta ve doktor ilişkisi, para dünyasında o kadar yalın değil. Karmaşıklık, tanı koymayı, tedaviyi ve iyileşmeyi zorlaştırıyor.


Bugün iş yapamayan atölyelerin, kapanan dükkanların, işsiz kalan emekçilerin durumuna çare ne olabilir ?
Yakın gelecekte bu sorunun cevabı aranacak, umarım bir an evvel bulunur. Yoksa hiç istemediğimiz görüntülere şahit olacağız. Bir yıldan beri bu sayfalarda altını çiziyoruz. Kontrolsuz harcama bizi birgün vuracak diye. Toplumun olgunlaşması, bilinçlenmesi belki de bu tür krizlerle oluyor.

2009 un ilk yarısından ümidini kesenlerdenim, gidişat umarım ikinci altı ay yukarıya döner.....

 
Toplam blog
: 487
: 1730
Kayıt tarihi
: 01.04.07
 
 

1965 İstanbul doğumluyum. İTÜ Elektrik mühendisliğinden mezun oldum. Özel sektörde Kalite Bölümünde..