Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '16

 
Kategori
Edebiyat
 

Paradoks'tan bir bölüm (Tanıtım Amaçlı)

Paradoks'tan bir bölüm (Tanıtım Amaçlı)
 

Onu özlüyor muydum? Evet, bazen onu gerçekten çok özlüyordum ama tekrar birlikte olsak bile yine aynı üzüntüleri, kavgaları yaşayacağımızı da adım gibi biliyordum. Hem çevremde beni seven herkes, bizim bundan sonra birlikte olmamamız gerektiği konusunda hemfikirdi. Bu kadar insan yanılıyor olamazdı.
" Efkarlandırdın lan beni" dedim kalbime. İşte böyle zamanlarda beynim ile kalbim beni bunaltır ve bir şeyler yazmaya sürüklerdi. İstiklal'in tünel tarafındaki girişinden yaklaşık yüz metre ileride, sağ tarafta yer alan ve siyasi görüşüm nedeniyle aslında pek de tasvip etmediğim Starbucks'a alelacele girdim. Kahve siparişini öylesine vermiştim. Amacım bir köşeye oturup beynimde kusulmayı bekleyen cümleleri kağıda dökmekti. Belki bir gün bu yazdıklarımı bir yerlede kullanabilirim diye düşünüyordum hep.  Kahvenin gelmesini beklemeden not defterimi çıkardım ve yazmaya başladım.
 
" Duygulara hakim olmak çoğu zaman mümkün olmaz. Özellikle de hayatınızda pişmanlıklarla dolu sayfalar varsa... 
 
Keşke kelimesiyle sürekli birlikteyseniz, gerçekten uykunuz kaçıyor demektir. Aşk sizi hep ikinci yarıda oyuna sokmak ister, ısınırsınız ama ancak maçın bitimine dakikalar kala şans bulursunuz böyle zamanlarda... Ve kendinizi göstermeniz için zaman yetmez... Evet, aynı bu şekildedir eski sevgiliye duyulan özlem de...
 
En acıtan da nedir bilir misiniz? Unutulduğunu görmek... Unutulduğunu hissetmek... Unutulduğunu BİLMEK... Aklınızdaki türlü komplo teorileri gerçek olmuştur o anda... Başka biri vardır artık onun hayatında.... Ve siz sadece ve sadece 'eski'sinizdir artık... Ne kadar özel olduğunuzu düşünseniz de artık daha özeldir o başkası... Ve elinize aldığınız kadehten çıkartırsınız acınızı...
 
Evet, eski sevgiliye duyulan özlem hep kaçan bir otobüsün peşinden koşmak gibidir. Biletiniz olmasına rağmen binemezsiniz. Bir zamanlar sevilmenize rağmen artık sevilmezsiniz. Duyduğunuz her şarkıda onu yaşarsınız. Her mimikte, her sözde onu görmek ister, göremeyince de küfredersiniz geçmişe... İhtimaller dünyasında uzakta yaşayamazsınız aşkınızı... Ya dönerse diye umup dönmeme ihtimaliyle ağlarsınız. Keşkeleriniz bitirir sizi. Yeni bir aşka da cesaretiniz yoktur o zamanlarda... Zaten kafanızın içindekileri söküp atamadıktan sonra yeni bir aşkın, yaşanması muhtemel bir mutsuzluktan başka bir anlamı da yoktur sizin için... Uzun lafın kısası; aşk, pişmanlıklar varken hep böyle umutsuz mu olmalıdır yoksa?"
 
Yazmayı bitirdikten sonra, kahveyi içmeden mekandan çıktım ve bir sigara yakıp yazdığım melankolik satırları tekrar tekrar okudum. Bu iki hergele yine Nehir hakkında bir şeyler yazdırmışlardı bana. Onlara kızamıyordum çünkü haklılardı...
 
Toplam blog
: 25
: 308
Kayıt tarihi
: 29.02.16
 
 

Romancı, Siyasal İletişim Uzmanı ..