Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '08

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Paranın da sıcağı yakar!...

Paranın da sıcağı yakar!...
 

http://images.google.com.tr/imgres?imgurl=http://img.sabah.com.tr/im/2007/04/26/A11E121614A0C440AC33


Sıcak Para, yerli ve yabancı fon yöneticilerinin ellerinde bulunan döviz enstrümanlarını bozdurarak o ülkede ki yerli para cinsinden enstrümanlara geçmeleri anlamını taşımaktadır. Ancak, fon yöneticileri kendilerince risksiz bir vadede, daha karlı veya daha az riskli bir başka ülke bulduklarında, tekrar yerli fon enstrümanlarından döviz enstrümanlarına geçmek suretiyle, bulundukları ülkeyi terk etme, döviz bazında çok büyük karlar elde etme alışkanlığına ve realitesine sahiptir.

Sıcak paranın olumsuz etkileri bu noktada başlamaktadır. Reel faizlerin yüksek olduğu ve döviz kurunun düşmeye başladığı anlarda bu sıcak para çıkışı çok daha büyük etkilere neden olmaktadır.

Cari açıklarla ve bütçe dengesini kurmada zaten yıllardan beridir sıkıntı içerisinde olan ülkemizde sıcak paranın çıkışında oluşan etkilerden maalesef ciddi oranlarda nasibini almaktadır.

Peki, KISA VADELİ SERMAYE GİRİŞ ÇIKIŞLARI (Sıcak Para Hareketi) 'nin olumsuz etkileri nelerdir?

Ülkeler arasında, globalleşmenin de etkisiyle artık, uluslar arası para fonları çok kolayca yer değiştirebilmektedir. Bunu yaparken de dünya da ki tüm faiz oranlarının artış veya düşüşü, döviz kurlarında ki değişiklik olasılıkları, vergi oranlarında ki değişiklikler, enflasyon ve de siyasal istikrarsızlık vb. etkenleri çok iyi izlemektedir.

Cari açıkların artacağını veya dış ödemelerinde zorluklar çekebileceği endişesini düşünen bazı ülkeler için en kolay ve ucuz yol içeride ki faizleri arttırarak (reel) dışarıdan sermaye vb. gibi isimler altında ekonomiye bu fonların girmesini teşvik etmektir.

Bu yöntemi en çok uygulayan ve adeta tüm ülkelerin ekonomisinde de hassasiyetler oluşturabilen ülke şu anda ABD'dir. Öyle ki bizde ve bizim gibi siyasal ve ekonomik istikrarı tam yakalayamamış ülkelerde ABD'nin faizleri yarım puan, bir puan arttırması bile çok büyük ekonomik krizlerin yolunu açabilmektedir.

Adeta, ABD hapşırınca biz ve bizim gibi ülkelerde grip salgınları oluşmaktadır. Bu faiz artırımlarını gören Para Fonları hemen bulundukları ülkeden kaçıp yüksek faizin yanında çok büyük siyasi istikrara sahip ABD ve benzeri ülke fonlarına yönelmektedirler. Ve bu çıkış sırasında terk ettikleri ülkede ise ekonomik depremlere neden olmaktadırlar. Yani girdikleri ülkenin ekonomisine çok olumlu etkiler yapmış görünürken çıktıkları anda o olumlu etkiler yerini çok büyük olumsuz etkilere bırakmaktadır.

Asya Krizi, büyüme sırasında yabancı yatırımcıları, gelişmekte olan tüm ülkelerde ki gibi sevinerek davet eden, Asya ülkelerinin, sınırsız, vergisiz ve hesapsız Kısa Vadeli Sermaye Girişlerinin, ters etki göstererek çıkışı, paranın kontrol edilememesinden kaynaklanmıştır. Asya krizi bu ülkelerin toplumsal ve ekonomik dokuların da tamir edilemez tahribatlar oluşturmuş, sosyal patlamalar meydana getirmiştir. Bu tahribatın arkasından yabancı sermaye hareketlerinin kontrol altına alınması tezi gittikçe daha güçlü hale gelmiş ve bu konuda uluslar arası kuruluşlar oluşturulması kararları alınmıştır.

Bu konuda ki en büyük çalışmaların, Nobel ödüllü iktisatçı James Tobin tarafından çok önceleri, 1972 yılında yapılması da çok ilginçtir. Tobin, Keynes'çi bir öğreti ışığında yaptığı çalışmalarda kısa vadeli uluslar arası sermaye hareketlerinin vergi altına alınmasını önermişti. Bu nedenle Sıcak Para Vergisi ne TOBİN VERGİSİ de denilmektedir.

Uluslar arası araştırmalara göre para fonları işlemlerinin % 80 'i Yedi gün ve daha kısa süreli işlemlerden meydana gelmektedir. Söz konusu işlemlere TOBİN %02 lik bir vergi uygulamasında bile işlem günlükse %48, haftalıksa % 10, aylıksa %2, 5 civarında bir vergilendirme maliyeti olacağını hesaplamıştır.

Bu vergiler, ekonomide ki sıcak paranın olumsuz etkilerini yok ederken bu kez de kayıt dışılığı arttırma, sermayenin akışkanlığını önleme ve vergi kaçırmaya yönelik etkinliklerin artmasına neden olmaktadır.

Bir yandan da ani krizleri önlediğinden ekonomi yönetimine önünü görmeye, düşünme için zamana ve resmi izleme olanakları (kayıt altına alınması) sunmaktadır. Bu konuda Fransa'nın uygulamalarında ki olumlu etkiler örnek gösterilmektedir.

Sonuç olarak ülkemizde de acilen TOBİN VERGİSİ uygulamaları yapılmalıdır. Zaten, AKP hükümetinin tüm uygulamalarıyla sahip çıktığı Kemal Derviş' in bu vergileme önerisine destek olamayıp kabul etmemesi çok ilginçtir.

Yalnız, burada önemli olan bu vergi oranının çok iyi hesaplanabilmesi ve çok düşük oranlı olmasıdır. Aksi halde vergi kaçağında dünya şampiyonu olan ve kayıt dışının, kayıt altından fazla olduğu ülkemizde daha kötü sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca, bu vergileme diğer parasal araçlarla da desteklenmelidir.

 
Toplam blog
: 55
: 921
Kayıt tarihi
: 08.07.06
 
 

40 Yaşından Sonra Evet, ben yıllarca okudum, okudum. Ne bulursam, elime ne geçerse. Kırkından sonra..