Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '11

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Paranoid kişilik bozukluğu

Paranoid kişilik bozukluğu
 

Google TEYZEDEN...


Merhaba dostlar,

Çağımızın en tehlikeli kişilik bozukluğu ya da ruh hastalığı olarak bilinen “Paranoid Şizofren” den bahsetmek istiyorum.

Yakın zaman çevremde tanık olduğum bir olay üzerine bugünkü yazımda bu hastalığı konu etmek istedim. Hastanın kendisi kadar yakın çevresinin de nasibini aldığı bu rahatsızlık sinsi olarak ilerlemekte ve tedavisi ise uzun zaman alarak, meşakkatli olarak devam etmekte.

Hastalığın temelinde kuşkuculuk, başkalarına karşı duyulan güvensizlik bulunmaktadır. Kişi kuşkularını, agresiflik, şikâyet ve tartışma yoluyla ifade etmekte, başlangıçta bu hastalıktan muzdarip kişiler, toplumda fark edilmemektedirler. Görünüşte, zeki, yaratıcı, soğuk, objektif, mantıklı gibi göründüklerinden ve yine zekâlarından bu hastalıklarını ustaca gizleyebilmektedirler. Maalesef 40-50dakikalık seanslarda da uzmanlar tarafından ilk seferde fark edilemeyebiliyor. Paranoid kişilik ilk olarak, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde, yalnızlık, aşırı hassaslık, arkadaş edinememe, tuhaf düşünceler ve fanteziler olarak kendini gösterir.

Bu rahatsızlığı olan insanlar, iki zıt kişilikte karşımıza çıkmaktadırlar. Bir taraftan kendini beğenmiş, ukala görüntüsünün ardından, diğer taraftan küçük düşme ve aşağılanma korkusu yaşayan savunmasız kişiliği gizlenir. Bu insanlar, kendilerini, en doğru, en dürüst, en başarılı olarak görürken, diğer insanların kendilerini yanlış anladıklarını düşünerek, güç gösterisi ile haklılığını ispat etme çabasındadırlar.

 

Araştırmalarda Paranoid kişiliklerin, 6 korkulu inanca sahip olduklarını göstermektedir.

Felaket çok yakın,

Dünya kötü insanlarla dolu,

Kaza diye bir şey yok, kötü niyetli insanların eseri,

Herkes bana kötülük yapmaya çalışıyor,

Ben haklıyım, diğerleri haksız,

Ben diğerlerinin göremediğini görüp hissederim, ben farklıyım...

Paranoid kişiler, diğer insanlar tarafından zarara uğrayacağından, kullanılacağından, korkup, güvensizlik ve şüphe duyarlar, Paranoid kişiler, başkalarından gelen iltifatları gizli eleştiri olarak algılar. Kendilerine gelen yardım tekliflerini işte başarısızlıkları olarak algılar.

Çevrelerinden gördükleri sadakate inanamazlar ve her an saldırı altında kendilerini hissederler. Başkalarından yardım istemez ve bilgilerini paylaşmazlar, çünkü bilginin kendilerine karşı silah olarak kullanılmasından korkarlar. Genel belirtilerini uzmanlar şu şekilde sıralıyor:

Başarısızlıktan ve aşağılanmaktan aşırı derece de korkma, sorumluluktan ve suçu üstlenmekten kaçma, en sıradan davranışların bile kötü amaçlı olduğuna inanma, kendini korumak için aşırı saldırgan bir tutum sergileme, ukalalık, kendine aşırı güven, herkesten üstün olduğuna inanmak, yalan söylemek ve gerçekleri farklı gösterme eğilimi…

Başta da söylediğim gibi, teşhisi gibi tedavisinde zor olduğu bu kişilik bozukluğu olan kişiler maalesef hastalıklarını ret ederek olası hastalığı durdurma imkânlarına da kapılarını kapatmaktadırlar.

Üzücü bir durum, vatandaş olarak duyarlı davranarak çevremizde, ailemizde bu davranışlara meyilli insanları ikna yoluyla bir uzman gözetiminde tedavisi için yardımcı olmalıyız. Belki bir baba, belki bir anne olabilir bu kişi ve varın siz düşünün çocukların halini.

Toplumdan dışlamak yerine yine toplum içerisinde fakat rahatsızlıklarının farkındalığımızla, yine bu insanları kazanabileceğimizi umuyorum. Umut yaşamanın ekmeği diye düşünüyorum, güzel düşünüp yorumladığımız her şey bize yine hayatımıza güzellik katarak geri dönüşüm olarak gelecektir.

 

Saygılarımla, mutlu ve sağlıklı kalın…

 
Toplam blog
: 85
: 1590
Kayıt tarihi
: 23.11.10
 
 

Yaş otuzbeş yolun yarısı eder demiş üstad demesine ama, benim yapacak çok şeyim var:)! Anneyim, e..