Paraya bak paraya

Gazetelerden birinde yazilarina onem verdigim degerli bir kose yazari. Adalet ve Kalkinma partisinin secimlerde 2 milyar dolar harcama yapacagi haberini veriyordu. Paranin miktarinin buyuklugune dikkat cekiyordu.

Haber kaynagi partinin ileri gelenlerinden bir milletvekili, bu paranin havuz seklinde olusturulacagini, bu haberi diger partilere karsi bir ustunluk stratejisi olarak gosteriyordu. Iki milyar dolar ilk once siyasetin sadece zenginler tarafindan ya da belirli bir zumrenin kontrolu altina girdigini gosteriyor.

Ikinci saptama; paranin kaynagini olusturacak kisiler tabi ki herhangi bir partiye bagista bulunabilirler, bu onlarin dogal hakkidir. Yeter ki bagis yapmak istedikleri para yasal yollardan temin edilmis ve vergisi odenmis olsun. Aksi takdirde kaynagi belli olmayan ve vergisi odenmemis para, kara paradir, nereden geldigi nasil geldigi saptanmamis para ile eger siyaset yapilirsa ulkenin gelecegini kimse kurtaramaz. Siyaset herkesin yapabilecegi hak olmaktan cikip birilerinin hegomanyasi altina girer. Bundan sonra da siyaseti kuyumcudaki altin gibi sadece seyretmek ile yetinilir.

Turkiye Cumhuriyetinde her dort ya da bes yilda bir secim yapilir, bugune kadar bu buyuklukte bir miktar ne telaffuz edildi secim harcamasi olarak ne de sahit olundu. Rakam cok buyuktur, muhalefet partileri bu konunun uzerine gitmelidir. Yoksa bir daha iktidar olmayi sadece ruyalarinda gorurler.