PARAYI KİM VERDİ?

Türkiye’deki en muallak konulardan biri de siyasetin finansmanı konusudur. Bu nokta önemlidir; çünkü para ya da siyaseti finanse edenlerin, sahibin sahne önündekilere “konuş veya sus” ya da “sus veya konuş” emrini verdiğine dair kuvvetli izlenimler mevcuttur. Bu durum aslında sözüm ona yorumcular için de geçerlidir.

Sıradan insanın bilebildiği şeyleri söyleyenlerin bir fark yaratması beklenemez. Bu sebepten ötürü kuvvetle muhtemel danışıklı dövüş sahneleri ile kurgulanan bir düzen var. Elbette bu durum halkın niteliğiyle doğru orantılı bir durum.

Neticede dünyada siyaseti dizayn eden kuruluşlar var. Sınırları çizenler var. Standart verenler var. Standartlarla diğer zayıf ülkeleri hizaya getiren bir düzen var. Bu durum tüm Avrupa’da, dünyada geçerli. Halk aslında birçok şeyden bihaber günlük sorunlarının pençesinde boğuşuyor. Herkes bir şekilde ülkesini yöneten elitlerin elinde uzaktan kumandalı robotlar misali bir şeyler yapmaya çalışıyor ama her şeyin bir sonu var.

Elitlerin hemen her kılıkta elit olduğu gerçeğini, her devirde görüyoruz. Daha da bariz olarak göze çarpan şeyse ekranda istenilen kişi ve kurumların istenildiği zaman parlatıldığı istenildiği zaman ise çamura sokulduğu gerçeği dizayn edenlerin elindeki vasıtalarla yapılmaktadır.