Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '18

 
Kategori
Öykü
 

Paris'in Aynası

Paris'in Aynası
 

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde yalnız mı yalnız kimsesi olmayan bir maymun varmış. Maymun henüz büyük değilmiş. Annesini ormanda arıyormuş.

Ararken karşısına bir tilki çıkmış. Maymun tilkinin suratını görünce ürkmüş. Çünkü tilkinin suratında yırtıcı bir bakış varmış.

Tilki sormuş. “Söyle bakalım ne geziyorsun buralarda.” Demiş.

Zavallı maymuncuk “Tilki amca annemi ormanda kaybettim. Onu arıyorum. Çok yoruldum yürümekten. Annemin yerini biliyorsan bana söyler misin. Yalnız kaldım. Çok korkuyorum.” demiş.

Tilki “Yavrum benim çok acıdım sana. Bak şimdi ben de telaşlandım. Annenin yerini bilmiyorum. Ama yalnızlığına çare bulabilirim.” demiş.

Maymuncuk sevinmiş. “Yaşasın anneme ve arkadaşlarıma kavuşacağım.” demiş.

Tilki sormuş. “Söyle bakalım adın ne senin. Bakıyorum akıllı ve dost canlı birisin.” Demiş.

Maymun “Benim adım Paris. Ben hep elma yerdim. Ama bu ormanın hiçbir yerinde elma yok. Açım şu an.” demiş.

Tilki “Şunu başından itibaren söylesene. Sen hem açmışsın hem yalnız. Dur şimdi sorunlarını çözeceğim.” Demiş. Tilki elini cebine sokmuş. Karıştırıyormuş cebini. Bir taraftan da “Nerede bu ayna. Bir türlü bulamadım. Yoksa sağ cebimde mi?” diye söylenmiş. Aynasını sol cebinde bulmuş.

Tilki maymuncuğa “Bu aynayı al ve sürekli aynaya bak. Ormanda yürürken gözlerini aynadan hiç ayırma. O zaman karşına tez amanda elma ağacı çıkacak.” Demiş. Eklemiş. “Aynayı kesinlikle kimseye verme. Bu sana uyarım olsun. Sen aynaya bakarken hem yalnız olmazsın hem çabucak bir elma ağacı bulursun.” demiş. Maymuncuk ile tilkinin yolları oradan ayrılmış.

Maymuncuk aynaya bakarken “Ne kadar çok tüyüm var.” Demiş ama bundan çok guru duymuş. Çünkü tüylü haliyle kendini yetişkinler gibi, büyük maymunlar gibi güçlü hissediyormuş.

Gel zaman git zaman maymun Paris tesadüfen bir elma ağacına rast gelmiş. Aynayı yüzünden çekince ağaç dallarındaki kırmızı elmalara bakakalmış. “Tilki amca amma akıllı ve dost biri.” diye söylenmiş.

Yerden bir taş alıp elmanın birine nişan almış fırlatmış. Taş ağaca ulaşınca bir çığlık sesi duymuş. Ağacın dalından bir maymun başını uzatmış. Paris’e bakmış.

Yabancı maymun “Sen mi attın o taşı. Kafamı yaracaktın neredeyse. Bana söyleseydin elma koparırdım sana.” Demiş. Daldan bir elma koparıp aşağıya atmış. Paris yere düşen elmayı alıp hızla yemeye başlamış.

Daldaki maymun “Ne o elindeki parlak şey. Yeni bir şey mi. Buralarda taştan, ottan ve ağaçlardan başka bir şey yok. O elindeki parlak şey dikkatimi çekti.” Demiş. Aşağıya ağaçtan inip Paris’in elindeki aynayı almış. Bakmışta bakmış. Kendisini görüyormuş. Ama bunun farkında değilmiş. Kendisini başkası zannediyormuş.

Yabancı maymun o an maymunca bir çığlık atmış. Etraftan bu çığlığı duyan tüm maymunlar yavaş yavaş çığlık atan maymunun yanına gelmiş. O ara aynayı Paris’e veren tilki dikkatlice onları izliyormuş. Orada bulunan on beş maymun teker teker aynaya kendilerine bakmış.

Paris oradan gitmek istiyormuş. Ama yabancı maymunların ayna ganimeti yanında küçük maymunun tutsaklığını da devam ettiriyorlarmış.

Tilki “Müdahalenin tam zamanı.” Deyip tilkice ulumuş. Tüm yabancı maymunlar ağaçlara kaçmış. Tilki Paris’in yanına gelip “Küçük maymuncuk sen bu ormanda tek başına aileni bulamazsın. Hem akşam oldu. Gel seni yaşadığım yere götüreyim. Ama sakın benden korkma. Orada benim yavrularım da var. Gelirsen seninle orada oynarlar eğlenirsin.” Demiş.

Maymuncuk Paris tedirgin olmuş bundan. Tilki ile gitmek istememiş. Ama aklına harika bir fikir gelmiş. “Tilki amca sen çok güzel uluyorsun. Benim yaşadığım yerlere benziyor buraları. Sen sürekli ulursan belki sese annem gelir. Çünkü biz meraklı olan maymunlarız.” Demiş.

Tilki tam uluyacağı zaman  ormanın içinden ağaç dallarına atlaya atlaya bir grup maymunun yaklaştığını görmüşler.

Paris “İşte bak meraklı maymunlardan bir grup geliyor. Ne dersin içlerinde tanıdıklarım var mıdır acaba.” Demiş. Paris gelenlere bir bakmış ki içlerinde annesini ve kardeşlerini de görmüş. Paris buna çok sevinmiş.

Tilki “O halde ailene kavuşmuş oldun. Ve benim işim burada bitti. Ama sana beni hatırlaman için başka bir ayna vereceğim.” Demiş. Tilki ikinci aynasını da verip oradan uzaklaşmış.

Paris annesine ve babasına kavuştuğu için çok mutluymuş. Paris’in elindeki aynayı alan kardeşleri maymunca çığlıklar atmış. Paris ise aynanın kendine şans getirdiğine inanıyormuş. Ne de olsa ailesini bulmada aynanın da yeri varmış.

Gece olduğu için Paris ailesiyle diğer maymunlarla birlikte uykuya dalmış. Paris gece yarısı bir vakit aniden uyanmış. Elinde sıkıca tuttuğu aynaya bakmış. “Benim değerli oyuncağım. Seni kaybedersem çok üzülürüm.” Demiş. Demiş ama aynada kuvvetli bir ışık görmüş. Işık yuvarlak ve bembeyazmış. Işığın nereden geldiğini bir türlü çözememiş. Bunu çözmek için gecenin bir yarısında tehlikeli olduğunu bildiği halde ağaçtan aşağıya inmiş.

O an birkaç tane aslan çevresini kuşatmış. Aslanlar Paris’i yermiş ama maymun ufacık olduğu için onu patileri ile sağa sola çevirmeye başlamışlar. Paris çığlık atamıyormuş. Çünkü çok korkmuş. Elindeki ayna birden yere düşmüş. O an aynanın içindeki ışık ağaçta uyuyan Paris’in babasının yüzüne şavkımış.

Birden ortalığı bir veveyla koparmış. Maymunlar bağırmaya ve maymunca çığlık atmaya başlamış. Seslere ürken aslanlar biraz geri çekilir olmuş. Maymunlar kendilerinin güçlü olduğunu anlayınca ağaçtan aşağıya inmişler.

Yetişkin bir maymun sivri dişleri ile aslanlardan birinin bacağını ısırmış. Diğer maymunlarda bundan cesaret alıp aslanları korkutmuşlar. Aslanları ormanın dışına kadar kovalamışlar. Zafer maymunların olmuş.

Anne maymun Paris’in yanına gelmiş.  “Yavrucuğum niçin ağaçtan indin. Bak senin için ne kadar korktuk. Bir daha böyle şeyler yapma. Olur mu yavrum.” Demiş.

Paris “Tamam anne. Bir daha senin sözünden dışarı çıkmam. Bu bana ders oldu demiş.” Demiş ama başına bu işleri açan aynayı da sımsıkı tutmaya devam edip uykuya dalmış. Ve ayna Paris’in elinde gökyüzündeki ayın beyaz şavkını geri yollamaktaymış. Gökyüzündeki bir çok canlı Paris’in rüyasına girmiş. Atlar, eşekler, geyikler ve kuşlarmış bunlar.

 

Tuna M. Yaşar

 
Toplam blog
: 235
: 350
Kayıt tarihi
: 14.09.10
 
 

1973 Karabük doğumluyum. Üniversite uluslararası İlişkiler mezunuyum. Arkeoloji ve okültizm ilgi al..