- Kategori
- Dünya
Paris’te, Rusya ve İran parmağı olabilir mi?
hurriyet.com.tr'den, Latif Demirci, 13/01
Aklımıza, hadi, en fazla İran gelebilirdi... Fakat Rusya neden gelsin?
Sağ olsun, AKP Diyarbakır Milletvekili Ensarioğlu, onu da aklımıza düşürdü... Daha doğrusu kamuoyunun gündemine düşürdü.
Gerekçesi de akla gayet yatkın(!); “İran ve Rusya, Türkiye’nin bölgedeki yeni üstlendiği rol ve güç dengeleri açısından iki blokun işine gelmiyor...” (hurriyet. 14/01)
Bu nasıl cümle, diyeceksiniz? Hele, “hangi iki blok”tan bahsediyor?
“İki ülke” mi demek istiyor? “İki ülkeden oluşan blok” mu?
Neyse, biraz “karşık” ifade edilmiş de olsa, Rusya ve İran’ın, “Türkiye’nin bölgede güçlenmesinden rahatsız oldukları”nı söylemek istediği anlaşılıyor.
Hal böyle olunca, Paris’te üç kadın PKK’lı, Türkiye’nin bölgede güçlenmesini önlemek için öldürülmüş oluyor!
Demek, PKK, Türkiye'nin güçlenmesine yardımcı...
Bilhassa, Avrupa’daki yoğun ve etkin çalışmalarıyla...
Sakine Cansız gibi kurucu PKK’lıların, “Avrupa para trafiğini yönetmesi”yle...
Demek, üç kadın PKK’lının yok edilmesi, Türkiye için önemli bir kayıp!
Demek, Türkiye, bunu vaktinde fark edememiş?
Ensarioğlu sayesinde uyandık ama geç kaldık!
Niye zamanında hem milleti, hem yetkilileri uyarmamış? İktidar milletvekili böyle mi olmalı?
Testi kırıldıktan sonra...
x x x
ÖCALAN’A TELEVİZYON İMTİYAZ MI, İŞKENCE Mİ?
Hemen belirtelim, her türlü işkenceye karşıyız. Kimseye, terör örgütü elebaşılarına bile hiçbir çeşit işkence yapılmamalıdır.
“Ağırlaştırılmış müebbet”e hükümlü Abdullah Öcalan’ın odasına TV cihazı konuyormuş.
Bu, ilk bakışta bir “imtiyaz” gibi gözüküyor.
Doğru..
Eğer televizyonda istediğin kanallar varsa, bunları canının istediği gibi seçebiliyorsan bu bir “imtiyaz” olabilir.
Fakat ya sana bazı kanalları dayatırlarsa, o televizyon, senin için ne demek olur?
Misâl, sadece “yandaş” kanallar, “magazin, yarışma, izdivaç, dizi” ağırlıklı kanallar yayına verilirse, bunların arasında kafayı yiyecek hale gelmez misiniz?
Acaba, bu “hediye”, böyle bir “eziyet”in aracı olabilir mi?
Veya maksat, Apo’yu AKP yanlısı yapmak, “yandaş” hale getirmek mi, dersiniz?
Yahut da magazin programlarıyla, yarışmalarla, “muhteşem” dizilerle Apo’dan “apolitik” bir kişilik yaratma projesi mi?
Bakmışsınız, Öcalan, elini eteğini örgütten falan çekmiş, magazinsel demeçler veren, diziler-yarışmalar-izdivaç programları hakkında “söyleşi” yapan birisi olup çıkmış!
Hal böyle ise, bu, bi nevi, “kültürel işkence” olmaz mı?
İşkencenin bu türüne bile karşıyım.
x x x
OSMANLI
Osmanlı için insan mukaddes ve muhterem.
Osmanlı istismar için ülke fethetmez, imar için fetheder... Kısaca, Osmanlı’nın asırlarca gerçekleştirdiği içtimaî nizam bütün sosyalist ütopyaları aşan bir cennettir. Osmanlı, kapitalizm yamyamlığına hiçbir zaman iltifat etmemiştir.
Cemiş MERİÇ, Jurnal II, Sayfa 202,204